Bir zamanlar DPT vardı; boşluğu doldurulamadı
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bundan 63 yıl önce 82 kişilik bir kadro ile kuruldu. Daha sonra zamanla genişledi, personel sayısı da arttı. Bu kadrolar çok önemli görevleri yerine getirdiler. DPT kamu ve özel sektörde sanayileşmenin ve ekonomide büyümenin önünü açan kalkınma stratejisini, 5 yıllık kalkınma planlarını ve yıllık programları hazırladı; ekonomiye ve devlet bürokrasisine nitelikli kadrolar kazandırdı.
Ancak politikacılar DPT’yi genellikle sevemediler, planlamanın önemi kavramakta her zaman zorlandılar. Bazen “Bize plan değil pilav lazım” dediler. Kendisi de DPT kökenli olan ve 12 yıl teşkilatta çalışan Güngör Uras’ın dediği gibi “Bütün sorun başbakanlarımızın planlamanın ne olduğunu anlamamalarından kaynaklandı.” Ve en sonunda kuruluşunun 51’inci yılında 2011 yılı Haziran ayında DPT kapatıldı. Oysa çok kritik bir kuruluştu.
“Hükümetçe kabul edilen hedefleri gerçekleştirecek uzun ve kısa vadeli planlar hazırlamanın yanı sıra ülkenin kaynak ve imkânlarını belirleyerek, uygulanacak iktisadi ve sosyal politikanın hedeflerinin oluşturulmasında ve uygulanmasında hükümete yardımcı olmak” gibi görevler üstlenmişti. Yine kanun ile verilen görevler arasında “bakanlıkların ekonomik faaliyetlerinin koordinasyonunu temin etmek için hükümete tavsiyelerde bulunmak” ve “özel sektörün plan, hedef ve gayelerine uygun şekilde gelişmesini teşvik ve tanzim edecek tedbirleri hükümete tavsiye etmek” yer alıyordu. Kısacası DPT kamuya ve özel sektöre yol gösteriyordu; bir vizyon sunuyordu.
DPT kapatıldıktan sonra onun görevleri yeni kurulan Kalkınma Bakanlığı’na devredildi ve DPT bir anlamda bürokratik yapının da bir parçası haline getirildi. Oysa bir uzmanlık birimi olduğu için kurulurken doğrudan Başbakan’a bağlanmıştı 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra ise Kalkınma Bakanlığı’nın yerine Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı kuruldu. Ne rastlantıdır ki; 2018 yılında bu yana ekonomi bir türlü istikrara kavuşamadı. Elbette 2018 yılında bu yana ekonomide yaşanan sıkıntıları ve istikrarsızlığı DPT kapatılmasına bağlamak abartılı ve yanlış olur ama bence faktörlerden biri planlama ayağının zayıflamış olmasıdır.
Cumartesi günü DPT’nin kuruluşunun 63’üncü yıl dönümüydü. Bilsay Kuruç’un önderliğinde, 2011 Mayıs ayında kurulan 21’inci Yüzyıl İçin Planlama Grubu’nun, DPT yıl dönümü için yaptığı açıklama elime geçti. Açıklamada “Planlama, eskimemiş, dişlileri fazla aşınmamış bir araç olarak pek çok ulusal ekonomiye hizmet etmiş ve onları bir tarih aşamasında yukarıya çıkarmış bir kaldıraç olarak, hala kendi aklının ürünü olan politikaları uygulayan ülkelere hizmet etmeyi sürdürmektedir” deniliyor ve Türkiye’nin “aklın seferberliği olan planlamayı yeniden düşünmek zorunda” olduğu belirtiliyordu.
Mahfi Eğilmez’in “Yapısal Reformlar ve Türkiye” başlıklı kitabında Türkiye’yi rahatlatacak 8 adımdan biri olarak gösterdiği “DPT’nin yeniden kurulması” bence de ekonomideki sıkıntılarını aşmaya çalışan Türkiye’nin ilk aşamada dikkate alması gereken adımlar arasında olmalıdır. Planlı ekonomiye geri dönmek Türkiye’yi rahatlatacaktır.