Bir “yanlış zamanlama” hikayesi... Doğalgaz krizi kapıda...
ABD'de taşlar yerine oturmadan, uluslararası alandaki karmaşa da bitmeyecek gibi. Üstelik Washington'da yaşanan, artçı etkileri tüm dünyayı sarsan "siyasi depremden" ilk ve en çok etkilenen ülke Türkiye olacak gibi.
Lafı dolandırmaya gerek yok; Türkiye açısından kışın ortasında bir doğalgaz krizi kapıda.
ABD'de Biden yönetiminin "giderayak" Rus devlet doğalgaz şirketi Gazprombank'a koyduğu yaptırımlar, Türkiye'nin Rusya'dan doğalgaz alımını vurmaya aday. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın son bir hafta içinde meslektaşı Lavrov'la iki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Rus Lider Vladimir Putin'le yaptığı bir telefon görüşmesinin ana gündem maddesinin de bu konu olduğu açık.
Biden yönetimi önce yaptırım koyup, sonra "istisna" verir mi?
Rusya'nın Türkiye'ye doğalgaz satma konusunda bir derdi yok. Nitekim Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacının neredeyse yarısına yakınını tek başına Rusya karşılıyor.
Ancak Türkiye'nin satın aldığı doğalgazın bedelini "nasıl ödeyeceği" konusunda Amerikan yaptırımlarından doğan kritik bir sorunu var. ABD'nin Gazprombank'a koyduğu yaptırım, Ankara'nın Rusya'ya olan doğalgaz borcunu ödemesinin önünü kesiyor. Borç ödenmeyince, doğalgaz akışında da sorun oluşacağı aşikar.
Nitekim Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar da durumu açık açık anlattı; ABD'nin Rusya finans kurumlarına koyduğu son yaptırımlarda Türkiye'ye "istisna" sağlanmazsa bunun etkilerinin Türk ekonomisinde hissedilebileceğini ifade eden Bayraktar, "Para ödeyemeyiz, ödeyemezsek gaz alamayız" dedi.
ABD daha önce İran'a yönelik koyduğu tek taraflı yaptırımlarda Türkiye'ye "istisna" sağlamıştı. Ancak yararlanılan bu istisna, başını Reza Zarrab'ın çektiği bir çete tarafından istismar edilmiş, sonuç da Devlet Bankası Halkbank'ın ABD'de "kurumsal olarak yargılanmasına" kadar varmıştı. ABD'deki Halkbank dava süreci bitmiş değil; Üst mahkemenin Halkbank'ın itirazlarına karşı verdiği red kararı çerçevesinde, New York Federal Mahkemesi'nde dava görülmeye başlayacak. İlk duruşmaların eli kulağında.
Şimdi AK Parti hükümeti, bu kez Rusya'ya yönelik koyulan son yaptırımlar çerçevesinde Washington'dan "istisna" istiyor.
Neden Ankara'nın Gazprom'a gönderdiği "mutabakat zaptı" olabilir mi?
İşi daha da karmaşık hale getirenin ise, AK Parti hükümetinin ABD'de 6 Kasım'da yapılacak olan Başkanlık seçimlerinin hemen öncesinde attığı bir adım olduğunu söylemek mümkün;
Enerji Bakanı Bayraktar daha bu ayın hemen başında Rusya'nın Gazprom şirketine İstanbul'u "enerji merkezi" yapmak için bir mutabakat zaptı gönderdiklerini açıklamıştı. Bayraktar, Türkiye'yi "doğalgaz ticaret merkezi" haline getirecek bu girişimin İstanbul Finans Merkezi projesi çatısı altında gerçekleştirileceğini de söylemişti.
Bayraktar'ın bu açıklamasının üzerinden sadece iki hafta geçti ve ABD yönetimi Rusya'nın Gaz Şirketi Gazprom'un finansal ayağını oluşturan Gazprombank'a yaptırımları koyuverdi. Şimdi aynı Enerji Bakanı, "ABD yönetiminin yaptırım konusundaki zamanlaması manidar" diyor. Hakikaten ilginç.
Oysa ABD'de dış politikanın "siyaset üstü" yapıldığını, Biden yönetiminin bu adımla "olumsuz tepkileri" üzerine alıp, yeni gelecek Trump yönetiminin Rusya karşısında "elini rahatlatmak isteyeceğini" tahmin etmek pek de güç değildi. Muhalefete sadece iç meselelerde değil, dış politikada da "rakip" -hatta kimi zaman düşman- gibi yaklaşan siyasi zihniyetin bunu öngörememiş olması ise, yadırganacak bir durum olamaz elbette.
Nitekim Ankara'nın yanlış zamanlaması ve hesabını apaçık ortaya koyan gelişme de gecikmedi; 20 Ocak sonrasında ABD Başkanlık koltuğuna oturacak olan Donald Trump da, Biden yönetiminin geçiş döneminde Rusya-Ukrayna meselesinde attığı tüm adımları sahiplendi. Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadığı Mike Walz, “Dışarıdaki rakiplerimiz bunu fırsat olarak görüp bunun bir yönetimi diğerine karşı oynayabilecekleri bir zaman olarak görüyorlarsa yanılıyorlar. Biz el eleyiz. Bu geçiş sürecinde ABD olarak tek takımız" açıklaması yaptı.
Şimdi AK Parti hükümeti, yaptırımları koyan Biden yönetiminin bunlardan Türkiye'ye "istisna" vermesini istiyor. Ancak bu durumun zor olduğunu Ankara da biliyor olmalı ki, Enerji Bakanı Bayraktar "İşin kötü tarafı bu ambargoların konması 1 gecede, kalkması biraz uzun sürebilir" diye konuştu.
20 Ocak'a kadar bu istisna alınamazsa, aynı çaba Trump yönetimi nezdinde de gösterilecek. Ukrayna meselesinde tüm tarafları ateşkese zorlaması beklenen Trump yönetiminin ise, özellikle kısa dönemde, Moskova'yı çok sıkıştıran Gazprombank'a yaptırımları "baskı aracı" olarak kullanmak istemesi mümkün.
Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la "dostluğunun" gerçek düzeyini yeni yılın hemen başında, bu mesele üzerinden görme imkanımız olacak gibi...