Bir Haiti hikayesi…

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Sadece Haitili Senatör Rony Celestin’in bir villayla dünya gündemine giren hikayesi bile, bir ülkenin nasıl yolsuzluğa battığını, nasıl kötü yönetildiğini anlatır nitelikte; İşin ilginci, Haiti Kanada-Montreal’de 3,4 milyon dolar verip villa alan Senatör Rony Celestin’in bu kadar parayı nereden bulduğunu tartışa dursun, Senatör’ün açıklamalarında bir de “Türkiye” ismi geçti...

Küçücük ada ülkesi Haiti, geçen hafta dünya gündemine bir suikastla girdi. Haiti Devlet Jovenel Moise öldürüldü. Suikastın, yabancı uyruklu paralı askerler tarafından gerçekleştirildiği açıklandı. Ancak işin arkasında tam olarak kimin olduğu hala meçhul.

Haiti’nin kaderi bu galiba; uluslararası alanda pek de iyi gelişmelerle anılmıyor. Dünya gündemine bir önceki girişi de 2010 yılındaki depremle olmuştu. 7 şiddetindeki o depremin ardından Haiti, bir türlü belini doğrultamamıştı. Deprem sonrasında bu küçük ülkenin adı bir de yolsuzluklarla, yönetim zafiyetiyle, mafyanın devlete sızmasıyla anılır olmuştu.

Mesela vatandaşları açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verirken (ortalama bir Haitili günde 2,4 dolar kazanıyor), Haitili bir senatörün Kanada’da aldığı muhteşem villa, dünya gazetelerinde daha geçen hafta haber oldu. (Türkiye gündeminde bu aralar mimarının fotoğraflarını yayınladığı Okluk Koyu’ndaki Cumhurbaşkanlığı yazlık yerleşkesi var. Tesadüf elbette)

Sadece Haitili Senatör Rony Celestin’in bir villayla dünya gündemine giren hikayesi bile, bir ülkenin nasıl yolsuzluğa battığını, nasıl kötü yönetildiğini anlatır nitelikte;

Gazeteciler araştırmış; Senatör Celestin’in “Çiftliğim var, hayvan yetiştiriyorum” dediği bölgede ne çiftlik bulmuşlar, ne de hayvan. “Tarlalarım var tarım yapıyorum” dediği yerlerle gitmişler, kayıtlı toprağını bulamamışlar. (Sizin de aklınıza çiftliklerim var deyip halkı dolandıran, sonra Güney Amerika’da gününü gün eden “tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın gelmedi mi? Aydın halktan paraları toplarken devletten hiçbir görevli, hiçbir kurum da “nerede bu çiftlikler” diye sormamıştı. Paraları topladı, gitti. Şimdilerde kendisi Türkiye’ye teslim oldu da, birkaç yıl hapis yatmasının önü açıldı).

Bir de “Gaz şirketim var, devletle gaz işi yapıyorum” demiş Haitili Senatör Celestin. İşin ilginci, Haiti Anayasası, senato üyelerinin devletle iş yapmasını yasaklıyor. Ama Anayasa’yı ciddiye alan kim? O kadar ki, bir başka Haitili Senatör daha önce tartışmalı bir yasaya “evet” oyu vermek için 100 bin dolar rüşvet aldığını bizzat açıklamış, onun hakkında bile hiçbir soruşturma açılmamış. (Sahi Türkiye’de, bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıkladığı “organize suç örgütü liderinden 10 bin dolar maaş alan milletvekili konusu ne oldu? Savcılar harekete geçti mi? Var mı herhangi bir adli soruşturma?)

Üstelik Senatör Celestin’in gaz işinin bir bağlantısı da, yine kara parayla, uyuşturucuyla anılan Venezuela. (Son dönemde organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarında da çokça adı geçen ülke değil mi bu Venezuela?)

Tüm bunların üzerine Senatör Celestin, nereden geldiği belli olmayan parasıyla villa aldığı Kanada’ya, tam da o muhteşem villayı aldıkları şehre,  karısının da “diplomat” olarak atanmasını sağlamış. Bayan Celestin,  Haiti’nin Montreal Konsolosluğunda “danışman” olarak ayda 4 bin dolar maaş alıyor. Senatör Celestin’in karısının bu atanması eleştirildiğinde, “liyakat” filan denildiğinde verdiği yanıt da kibir dolu; “Yönetim üzerinde yeterince etkim var. İsteseydim, Büyükelçi olarak bile atanmasını sağlardım”. (Türkiye’de de bir üyesi Büyükelçi atanırken, diğer üyeleri devlette üst düzey görevlere getirilen, isimlerini bir çırpıda sayabileceğiniz pek çok aile yok mu ? Bu arada, CHP’li vekiller de hemen her gün devletten bir değil, birkaç maaş alan üst düzey bürokrat ismi açıklamaya devam ediyorlar)

Haitili Senatör Celestin, hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmışken, gazetelerde boy gösterip, "yoksulluk edebiyatı” yapmaktan da geri durmamış. “Hiçlikten geliyorum. Bugünkü durumuma kimseden destek almadan geldim.”  (Türkiye’ye “Robin Hood gibi işadamı” diye pazarlanan, ancak uluslararası kara para aklama şebekelerinin kilit elemanı olduğu ortaya çıkan, hakkındaki onlarca iddiaya/soruşturmalara  rağmen yargılanamadan Türkiye’den elini kolunu sallayarak çıkan Sezgin Baran Korkmaz da hep “nasıl bir yoksulluktan geldiğini” anlatmıyor muydu röportajlarında?”

TÜRKİYE BAĞLANTISI

İşin ilginci, Haiti Kanada-Montreal’de 3,4 milyon dolar verip villa alan Senatör Rony Celestin’in bu kadar parayı nereden bulduğunu tartışa dursun, Senatör’ün açıklamalarında bir de “Türkiye” ismi geçti;

Bakın Senatör Celestin “yatırımlarını” gazetecilere nasıl anlatıyor;

“Eğer temiz olmasaydım, Miami’deki bankalarla da sıkıntılarım olurdu. Rutin olarak Türkiye’ye demir almak için 20 milyon dolar, 30 milyon dolar gibi paralar gönderiyorum. Eğer param temiz olmasaydı, göndermeye çekinirdim.”

Sahi Türkiye’de hangi firmalarla iş yapıyor olabilir Haitili Senatör?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024