Bir dilim çikolatalı pastanın 750 lira olduğuna patron bile inanamadı
İstanbul’da 5 yıldızlı iki otel sahibi olan iş insanı geçenlerde bir toplantı için iddialı rakiplerinden birinde çay saatinde pasta yemeye niyetlendi. Mönüye baktı, bir dilim çikolatalı pasta sipariş etmeyi düşündü. Fiyatını görünce duraksadı:
- 750 lira…
Tekrar baktı, yanlış okumamıştı:
- Bir dilim çikolatalı pasta 750 lira…
Söz konusu iş insanı, bir dilim pastanın fiyatıyla ilgili yaşadığı şaşkınlığı geçenlerde kendi otelinde toplantı vesilesiyle buluştuğumuzda anlattı.
- Bu kadarı da fazla artık. Bir dilim pastanın fiyatı 750 lira olur mu?
İş insanına bulunduğumuz 5 yıldızlı otelde kendi uyguladıkları fiyatı sordum, yanıtladı:
- Bizde 250-300 lira dolayında.
Bu sohbetten birkaç gün sonra Çilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Çilek’in davetiyle Atina’ya gittik, 20 yıllık Yunanistan distribütörü Petros Matiadis ve oğlu Kostas Matiadis’le buluştuk.
Sohbet sırasında Çilek çocuk ve genç odası ürünlerinin Atina üzerinden Girit Adası ve Kıbrıs Rum Kesimine gönderildiği konusuyla birlikte söz adalara geldi.
Türkiye’de Akdeniz ve Ege sahilindeki tatil bölgelerindeki fiyatların yüksekliğinin Yunan adalarına Türk turist akınına yol açtığını anımsattık. Kostas Matiadis, bu yaklaşıma katılmadığını ortaya koydu:
- Adalarda tatil sizin söylediğiniz kadar uygun fiyatlı değil. Bizim için adalarda fiyatlar yüksek.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizm geliri hesabı yaparken, otellerde geceleme başına fiyata bakıyor:
- Otellerde geceleme başına fiyat 2024’te 100 doları aşıp 103 dolara çıktı…
Ersoy’un bu değerlendirmesine göre, Türkiye’deki otel fiyatlarında yukarı yönlü daha gidecek yol olduğu anlaşılıyor…
Turizm yatırımcıları, yani otel sahipleri, Türkiye’deki fiyatların yabancı turist açısından bile yüksek kaldığı dile getirildiğinde durumu döviz kuruna bağlıyor:
- Döviz kurlarının 1-1.5 yıldır yatay seyretmesi, fiyatlarımızın Euro bazında yüksek kalmasına yol açtı.
Geceleme başına turizm geliri yukarı yönlü gidecek yol olsa da, kurların yatay seyri otel fiyatlarını Euro bazında yabancı turiste bile pahalı hissettirse de, bir dilim çikolatalı pastanın 750 liralık fiyatı, 5 yıldızlı otel sahibi iş insanına “Bu kadarı da fazla” dedirtiyor…
2025’te enflasyonun yüzde 40’ın altına inmesi, maliyet artışlarının yavaşlamasını, fiyatlama davranışlarının “normalleşmesi”ni sağlar mı?
2025, başta çevremizde olmak üzere dünyada savaşların sona erdiği, ekonomide kriz havasının dağıldığı, gelir dağılımında bozulmanın yerini biraz olsun “adil”leşmenin aldığı yıl olsun…
Herkese iyilik ve sağlık diliyorum…
Mekanlar kalabalık ama harcamalar düşük kalıyor
Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği (TÜRYİD) Başkanı Kaya Demirer’le Kavaklıdere’nin geçenlerde gerçekleşen buluşmasında karşılaştığımızda üyelerine dönük oluşan “pahalı” algısından rahatsızlığını ortaya koydu:
- TÜRYİD’e üye işletmelerin fahiş fiyat uygulamaları söz konusu değil. Girdi ve hizmet maliyetleri çok arttı. Üyelerimizin yaptığı maliyetleri fiyatlarına yansıtmaktan başka bir şey değil.
Ekonomideki sıkıntılı döneme rağmen lüks yeme-içme, eğlence mekanlarının doluluğunun dikkatleri çektiğini anımsattım, şu değerlendirmeyi yaptı:
- Belki mekanlar göze kalabalık görünüyor olabilir. Üye işletmelerin ağırladığı misafir sayısında önemli bir düşüş söz konusu değil. Yalnız, kişi başına harcamada bir yavaşlama var. Yani, harcama yapmıyor.
Daha sonra İpek Keretli’nin davetiyle Delicatessen Etiler’de “Chef’s Table”daki “İlk Buluşma”ya katıldım, Elif Yalın’la sohbet ettim. Elif Yalın da Kaya Demirer gibi girdi maliyetlerinden şikâyetçiydi:
- Mutfak için alımları bizzat yapıyorum. Hem istediğimiz ürünü bulmakta zorlandığımız oluyor hem de fiyatlar yüksek seyrediyor.
Mekanların doluluk durumunu Elif Yalın’a da sordum, benzer yanıtı aldım:
- Doluluk açısından sıkıntı yok. Ancak, harcama aynı tempoda değil…
Fiyatların maliyet etkisiyle yüksek seyretmesinin lüks restoranlarda bile müşterinin “harcama disiplini”ni benimsemesine yol açtığı anlaşılıyor…
Yıl Sonu Muhasebesi ve Yeni Yıl için Kabe’deyiz
Hac ve Umre turları yapan Wittour’un patronu, ilahiyat doktoru Erkan Aydın, önceki gün İstanbul Havalimanı’ndan sosyal medya paylaşımı yaptı:
- Allah’ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Rabbim ömrünüzün geri kalanını geçmişinden daha güzel kılsın. Şükürler olsun “Yıl Sonu Muhasebesi” yapmak üzere geleneksel olarak 15 yıldır, yıl sonunu Mekke’de, Umre’de geçiriyoruz.
- Allah’a şükürler olsun. Bir uçak dolusu dostumuzla beraber geçmişimizi yüklendik, kalplerimizi birleştirdik, hem bir “Yıl Sonu Muhasebesi” yapalım, hem yeni yıla umutlarla girelim. Dualar edelim.
Paylaşımı izleyince 2014 yılının son günlerini anımsadım. 30 Aralık 2014’te Erkan Hoca rehberliğinde 300 kişilik bir ekiple “Yılbaşı Umresi”ne gitmiştim. Aydın’ın, 15 yıldır yılbaşı Umre turu yaptığını belirtmesi üzerine mesaj gönderip sorular sordum:
- 15 yılda kaç kişi yılbaşı umresine katıldı?
- Bu umreye kaç kişi tekraren geliyor?
- Benim geldiğim yılbaşı umresinde Fenerbahçe formasıyla tavaf yapanlar olmuştu. Yine forma ile tavaf yapan olacak mı?
Erkan Hoca, Medine’den sesli mesajla yanıt verdi:
- Süreç içerisinde adını değiştirdik: “Yıl Sonu Muhasebesi ve Yeni Yıla Kabe’de Girme.”
Sadece bu Umre için her sene 300 kişilik bir uçak kaldırdıklarını belirtti:
- Bu Umre’de bir taraftan ömrün geçmişin muhasebesini yapıyoruz. Diğer taraftan geleceğe dönük yeni umutlarla yeni yıla Kabe’de giriyoruz.
Bu Umre’ye katılanlar için şu tanımı yaptı:
- Bu Umre’ye genellikle tanıdıklar ve onların tanıdıklarını alıyoruz. Yani, grubun yüzde 60’ı devamlı bu Umre’ye katılanlardan oluşuyor. Yüzde 40 değişkenlik gösteriyor.
İki yıllık COVID-19 pandemisi molası hariç, bu Umre’ye toplamda mükerrerler dahil 3 bin 900 kişinin katıldığı anlaşılıyor. 1500 kişi, ekibe yeni katılanlardan oluşuyor.
Erkan Hoca, Fenerbahçe formasıyla tavaf konusu üzerinde bir Fenerbahçeli olarak ayrıca durdu:
- 14 yıl önce Fenerbahçe formasıyla Kabe’de tavaf yapan dostumuz yine bizimle birlikte. Maçlarda da görüşüyoruz kendisiyle. Şansını bir daha deneyecek bakalım.
Fenerbahçe’nin sorunlarının duaları aşan düzeyde olduğunu vurguladı:
- Peygamber Efendimizden birisi, “Dua et, cennete gireyim” diye yardım istiyor. Peygamber Efendimiz de, “Sen de ibadetlerinle yardım et” cevabını veriyor.
Fenerbahçe’deki durumun benzeri şekilde olduğunu kaydetti:
- Fenerbahçeliler olarak biz dua ediyoruz ama Fenerbahçe yönetiminin, teknik heyetin doğru kararlarıyla, futbolcuların da çabalarıyla bizi desteklemesi lazım.
Ardından ekledi:
- Maalesef yıllardır biraz yanlış zamanda yanlış kararlar verildi. Bir türlü muvaffak olamadık. Hayırlısı…
Futbola ilgisinin Umre’ye katılımlarda etkili olduğunun altını çizdi:
- Fenerbahçe tribün liderleri, Galatasaray tribün lideri bizimle Umre’ye geliyor.
“Yıl Sonu Muhasebesi ve Yeni Yıla Kabe’de Girme” şeklinde tanımladığı Umre’ye katılanları için şu çerçeveyi çizdi:
- Yıl sonu Umre’lerimizde artık bir aile ortamı oluştu. Misafirlerimizin çoğu birbirini tanıyor.
Bu yılki Umre ziyaretinde ilk günü Medine’de geçirdiklerini bildirdi:
- 30 Aralık 2024 günü ihrama girip Umremizi yaptık. 31 Aralık 2024 gecesi (bu gece) saat 00.00’da Kabe’de tavafa başlayacağız. 2025’i tavafta karşılamış olacağız.