Bir dilemma hikâyesi: Küresel rekabetçilik ve liman masrafları
İş dünyasının kur, yapısal sorunlarımız üzerine de çalışması rekabetçilik için değerli olacaktır.
******
Türk sanayisinin ve ihracatının en büyük sorunlarından birinin rekabetçilik olduğunu her mecrada dile getirmeye çalışıyorum. Lakin küresel rekabetçiliğin bir ekosistem gerektirdiğini unutmamamız gerekiyor. Şirketlerimizde otomasyonlar kurup dijital kaslarımızı güçlendirerek Verimliliğimizi artırsak da küresel rekabetçiliği yakalamamız o kadar kolay değil.
Küresel rekabetçilik için üzerinde çalışmamız ve düşünmemiz gereken pek çok konu var. Bu konulardan biri de lojistik verimlilik ve maliyetler.
Bu hafta bir üretici ve ihracatçı olarak özellikle ihracat ve ithalatımızda karşılaştığımız liman masrafları konusuna dikkat çekmek istiyorum. Evet, ithalattaki liman masrafları da üretici ve ihracatçı için önemli çünkü üretimde kullandığımız birçok girdi de ithalata dayalı.
Geçtiğimiz gün yaptığımız bir ihracata dair liman masrafları (lokal masraflar) faturasını inceledim. Göz ardı ettiğimiz, ne anlama geldiğini de bilmediğimiz, gözümüze düşük gelen, umursamadığımız kalemlerin dip toplamda önemli bir yekûn tuttuğunu size göstermek ve dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Şimdi gelin önce 20 DC konteyner ile yaptığımız yükleme için tarafımıza kesilen faturanın detaylarına tabloda bakalım.
Bunların üzerine 2.050 TL gümrük beyanname masrafı ve mal bedelinin binde dördü oranında ihracatçı birlikleri nısbi aidatını da eklersek toplamda bir ihracat için 1.084 ABD Doları ödeme yaptığımızı görüyoruz.
İhracat yapabilmemiz için konşimento, geçici kabul, VGM, terminal, yükleme ve liman/gemi güvenlik ücretleri gibi birçoğumuzun anlamını bilmediğimiz, denetiminin ne derece yapıldığından emin olamadığımız ücretleri bir şekilde ödememiz gerekiyor.
Mesela “geçici kabul’’ ödemesi ne demek birlikte bakalım. Türkiye'deki Gümrük Mevzuatı gereği konteynerler gümrüğe tabi mal statüsündedirler. Bu nedenle bir konteynerin limandaki gümrüklü sahadan çıkarılması veya tekrar limana getirilmesi halinde ortaya çıkan gümrükleme masrafına geçici kabul deniliyor.
Benim yaptığım küçük çaplı araştırmada dünyada başka hiç bir ülkede bu isimde alınan bir ödeme yok. Hatta taşıma işleri organizatörlerinin bu ödeme kalemini yurt dışındaki müşterilerine de anlatamadıklarını öğrendim.
VGM/DBA (Doğrulanmış Brüt Ağırlık) ücreti neden 40 dolar? Liman/gemi güvenlik ücreti nasıl 20 dolar olur? Bu hesaplamaları kim ve neye göre yapıyor?
Bu soruları tabi ki çoğaltabiliriz. Mevzu soruları çoğaltmaktan daha çok bu konuda bir kamuoyu oluşturabilmek. Ben burada yine kendi mahallemin camına taş atmayı daha doğru buluyorum. İhracat yapan firmalarımız bu liman masraflarından ne kadar haberdar? Her birimizin zorunlu ya da gönüllü olarak üye olduğu iş dünyası STK’larının kaçının bu konuda çalışması ya da fikri var?
Bu konuda neler yapılabilir?
Dünyayı ve küresel gelişmeleri takip etmeye çalışan bir iş insanı olarak kendi küçük penceremden gördüğümü sandığım şey limanlarımızın yabancı sermayeli firmalar yerine Türk sermayeli firmalarda olması gerekliliğidir. Ülke olarak limanlarımıza sahip çıkmalıyız.
Tabi diğer yandan liman masraflarını kontrol altına almamız da çok önemli. Liman masraflarında; liman işletmecilerinin armatörlere, armatörlerin taşıma işleri organizatörlerine, taşıma işleri organizatörlerinin de biz ihracatçılara farklı fiyatlardan faturalar yansıtması, standardizasyonunun ve denetiminin olmaması suistimallere neden oluyor.
Yeri geldiğinde market raflarındaki fiyatları kamu eliyle kontrol ediyorsak, küresel alanda rekabetçiliğimizi etkilediğinden dolayı liman masraflarında da standardizasyonu sağlamalı ve bu süreçleri denetlemeliyiz.
Taşıma işleri organizatörlerinin (Freight Forwarder) armatörlerle kurulan ilişkide önemli bir fonksiyonu var. Bir yönüyle biz ihracatçının çözüm ortakları. Lakin işini layıkıyla yapanlarla tabiri caizse ‘’bir masa bir kasa’’ ile çalışanları da birbirinden ayırmak gerek. İşini layıkıyla yapmayan taşıma işleri organizatörleri yüzünden zor duruma düşen çok sayıda ihracatçımız ve kendi meslektaşları var.
Bazı forwarderlerin yurt dışındaki müşterilerine acenteleri vasıtasıyla daha iyi fiyat verip bu tarafta ürünlerini FOB teslim şekliyle ihraç eden Türk ihracatçısına fahiş liman masraflarını yansıttığı söyleniyor. Bunun yanında CIF teslimat ve FOB teslimat arasında liman masraflarında farklılık var. Bu tip suistimallerin önüne geçmek için bu kurumların da kontrol altına alınması ve standardizasyonun sağlanması önemli.
Tüm bunların yanında demuraj ve ardiye gibi ek masraflardaki fahiş fiyat uygulamalarını da unutmamamız gerek. Gönderilen mal bedelinden fazla tutarda demuraj ve ardiye bedeline maruz kalan firmalarımız olduğunu duyuyoruz. Kısaca özetlemeye çalıştığım üzere özellikle deniz yolu konteyner taşımacılığında kontrol altına alınması gereken birçok maliyet var.
Ez cümle; ABD’deki Federal Maritime Commission (FMC) tarzı bir yapıyı kurarak, liman işletmecilerinden armatörlere, taşıma işleri organizatörlerinden ihracatçılara kadar olan süreçlerde oluşan maliyetlerin rekabetçi fiyatlarla standartlaşması ve kontrolünün sağlanması Türk sanayisinin ve ihracatının küresel alanda rekabetçiliğinde önemli bir adım olacaktır.
Türk iş dünyasının kur, faiz, enflasyon, finansmana erişim sorunları kadar yapısal sorunlarımız üzerine de çalışması ve kamuoyu oluşturması küresel rekabetçiliğimiz için çok değerli olacaktır.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.