Bir değil bin musibet bile işe yaramıyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✓ Doları 6.85'te tutma çabası aslında yaşanacakların farkında olunduğunun bir itirafı sayılır. 6.85 inadı, sorunları halının altına süpürmekten başka bir şey değildi.

✓ Değerli TL balonu patlayınca bu kez Merkez Bankası'ndan "utangaç" bir faiz artırımı geldi. Bu artışın yeterli olacağını söylemek zor.

✓ Bizim yerli ve yabancı yatırımcılara vermemiz gereken yüksek faiz değil, güvendir.

Yok yok olmuyor; atalarımız “Bir musibet bin nasihatten iyidir” demiş ama bizi değil bir, bin musibet bile yanlışlardan uzak tutmaya yetmiyor.

Büyük deha Albert Einstein da “Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemeyin” diye çok önemli bir hayat dersi vermiş; ne var ki biz bu hayat dersiyle adeta inatlaşırcasına aynı şeylerden farklı sonuçlar elde etmeyi beklemekten bıkmıyoruz.

Yağışlar iyidir, hava koşulları elverişli seyreder ve üretim çok olursa domatesin fiyatı düşer. Ekonomide arz-talep kuralı denilen çok basit bir kural vardır. Arz çok olduğunda domatesin fiyatı nasıl düşüyorsa, miktarı artırılan para da değer kaybeder.

- Piyasaya para akıtılacak ama bu para pandemiden zarar görmüş gerçek ihtiyaç sahiplerine gıdım gıdım gidecek...

- Vatandaşın ev sahibi olmasını sağlama gerekçesiyle kredi faizleri kamu bankaları eliyle olmadık düzeye çekilecek, kredi koşulları fazlasıyla iyileştirilecek ve bu sayede para sonuçta bazı ellerde toplanacak...

- Kredi vermeye zorlanacak bankalar icat edilen aktif rasyosu yüzünden mevduat toplamaktan soğuyacak...

- TL cinsi tasarruf etmek adeta cezalandırılması gereken bir suç haline gelecek...

- Merkez Bankası politika faizini düşürdükçe düşürecek...

- Bütün bunlardan sonra dövize talep olmasın diye bir takım kısıtlayıcı kararlarla döviz talebi kısılmaya çalışılacak...

- Gelişmiş ülkeler pandemi önlemleri çerçevesinde önemli bir parasal genişlemeye gidecek, yani tüm dünyada likidite bollaşacak ama buradan bize pay düşmesi bir yana mevcut portföy yatırımlarını bile tutamayacağız...

- Geçen yılın son aylarında (grafikteki sarı sütunlar) olumsuz sinyaller kendini gösterdiği halde önlem almak hiç aklımıza gelmeyecek, hatta faizi aşağı çekmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz...

- Döviz üstündeki baskıyı göreceğiz ve yaşanacakların farkında olduğumuzu itiraf edercesine doları 6.85'te tutabilmek için “büyük mücadele” verecek ve tüm enerjimizi, dövizimizi o uğurda harcayacağız...

- Ve sonunda gücümüz tükenecek; dolar 7.30’a, euro 8.70’e kadar uzanacak...

"Utangaç" faiz artırımı!

Haziran ve temmuz toplantılarında politika faizini yüzde 8.25'te tutan, temmuz toplantısından sonra yaptığı açıklamada “yıl sonu enflasyon tahmini üstündeki risklerin arttığına” vurgu yapan ve bu açıklamadan çok kısa bir süre sonra da enflasyon tahminini yüzde 7.40'tan yüzde 8.90'a çıkaran Merkez Bankası, politika faizine dokunmadan fonlama maliyetini yukarı çekti.

Merkez Bankası'nın yaptığı örtülü bir faiz artırımı. Buna “utangaç” faiz artırımı demek de mümkün. Ya da “tepki çekmemeyi amaçlayan” faiz artırımı.

“Biz faizi artıralım, ama bu pek duyulmasın!”

Mümkün mü duyulmaması, vatandaşın bundan haberdar olmaması... Zaten bırakın mevcut enflasyonu,tahmin edilen enflasyonun bile altına inmiş olan mevduat faizi anında artış gösterdi.

Tüm faizler artar da kredi faizi yerinde durur mu... Aylık yüzde 0.64 faizle bir yılı ödemesiz on beş yıl vadeli konut kredisi ne oldu örneğin? Daha şunun şurasında iki ay olmuştu bu uygulama başlayalı. Ne çabuk bitti! Bu uygulama madem çok iyiydi, madem ekonominin çok yararınaydı, niye iki ayda bitirildi? Tabii ki konut kredisi açılmıyor değil de faiz artık yüzde 0.64 değil, yüzde 0.99!

Bizi faiz değil güven kurtarır

Merkez Bankası'nın bu utangaç faiz artırımı günü kurtarır, hepsi o kadar. Enflasyonun yüzde 11-12'nin altına inmeyeceği bir dönemde hala bu düzeyin altında faiz verirseniz bundan uzun soluklu bir yarar bekleyemezsiniz.

O yüzden Merkez Bankası faiz artırmak zorunda kalacaktır. Bu ekonomi cephesiyle tabii ki mümkündür de, siyaseten pek kolay olmayacaktır.

Ancak bizi uzun vadede kurtaracak olan yüksek faiz değildir, olmamalıdır da. Aslolan daha düşük faiz vererek yabancı yatırımcıyı çekebilmektir.

Yani yatırımcıya sunmamız gereken yüksek faiz değil, güvendir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar