Bir daha olmasın…

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU

IMF bahar toplantıları için yaptığı son güncellemede dünya ekonomilerine ilişkin büyüme tahminlerini değiştirdi. Bir önceki güncellemeye göre artık daha iyimser. Bir önceki de iki öncekine göre daha iyimserdi. İyimserliğin temel nedeni, özellikle gelişmiş ülkelerin oldukça cömert destek politikaları. Türkiye için de olumlu yönde bir güncelleme var. 2021’de %6 oranında büyüyeceğimizi öngörüyor IMF. Bir yıl önceki raporunda %5 büyüyeceğimiz tahmini vardı.

Basit bir hesaplama yapayım. Bu yılın ilk çeyreğinde önemli ölçüde büyüyeceğimiz anlaşılıyor; %6 olacağını düşünelim. Geriyekalan üç çeyrekte (mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veriler dikkate alındığında), yılın ilk çeyreği ile aynı katma değeri üretsek, yani her çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla ekonomimiz hiç büyümese, bu yıl 2020’ye göre yine de %6.7 oranında büyümüş olacağız. Yani son 3 çeyrekte ekonomimiz durgunluğa girse bile, yıllık büyüme oranımız yüksek olacak. Temel nedeni belli; ikinci çeyrekte ekonomimiz (diğer ekonomiler gibi) o kadar çok küçüldü ki, ilk çeyreğe kıyasla hiç büyümesek de ikinci çeyrekte bir yıl öncesinin aynı çeyreğine kıyasla %19 gibi bir büyüme oranı yakalamış olacağız.

Geride bıraktığımız hafta içinde Şubat ayının sanayi üretim gelişmelerini öğrendik. Bir yıl öncesine kıyasla sanayi üretimi (takvim etkisinden arındırıldığında) %8.8 oranında arttı. Bir yıl öncesine değil de bir ay öncesine bakıldığında ise daha farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Şubat ayında (arındırılmış verilerle) Ocak ayına kıyasla üretim artışı %0.13 oldu. Bir ay önceki artış oranından belirgin olarak daha düşük bir oran. Ocak ayı üretim artışı da Aralık ayındakinden düşüktü. O da Kasım ayındakinden. Şubat ayı için açıklanan %0.13 büyüme değeri yıllıklandırılırsa %1.6 gibi düşük bir yıllık büyüme oranına denk geliyor. Elbette bir aylık ya da iki aylık değerlere bakıp bir genelleme yapmamak gerekiyor. Ama 2020 sonbaharından beri yaşananlar dikkate alındığında sanayi üretimindeki ivme kaybı ‘dikkat’ sinyali veriyor. Gerçi son haftalarda kredi arzı tekrar artmaya başladı; ivme kaybı az olabilir.

Sizi bu kadara rakama katlanmak zorunda bırakmamın nedeni şu: Türkiye ekonomisinin yılın ikinci yarısında durgunluk içine girmesi (ilk yarıya kıyasla büyümemesi hatta küçülmesi) ihtimali olduğunu söylüyor bu değerler. Umarım bu tür bir gelişme yaşanması halinde sürdürülemez politikalara dönülmez. Yani, çok yüksek bir kredi artışı ve enflasyonun altında bir faiz uygulaması görmeyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Verimlilik yazıları (7) 12 Kasım 2024
Asgari ücret 31 Ekim 2024