Bir basit usul taksi meselesi!

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

SERCAN BAKAÇ

Vergi Müfettişi

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı

Ülkemizde toplu taşıma araçları farklılık göstermekle birlikte konfor açıcısından en özellikli olarak karşımıza “taksi” çıkmaktadır. Bugün, taksi hizmetleri dünya genelinde yaygın bir şekilde kullanılmakta olup teknolojinin gelişmesiyle birlikte, mobil uygulamalar aracılığıyla oldukça kolay ve popüler hale gelmiştir. Özelikle İstanbul’ da yaşayanların en çok şikâyetçi olduğu konulardan biri olan taksilerin yetersizliği olmakla birlikte dile getirilen başka bir husus ise taksicilerin neden basit usulde vergilendirildikleridir. Bu yazımızda ticari plaka taksi sahiplerinin yani taksicilerin elde edebileceği gelirlerin neler olduğu ve basit usulde vergilendirilen taksicilere yönelik eleştiriler ve öneriler yer almaktadır.

Ticari taksilerin elde ettiği gelirler

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 1. maddesinde gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbi olduğu ve gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratlar açıklanmıştır. Bu kapsamda taksicilerin elde edebileceği gelir unsurları aşağıda maddeler halinde açıklanmıştır.

1.1. Ticari kazanç

193 sayılı GVK’nin 37. maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır denilmiştir. Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine ve GVK’de yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. GVK’nin 46. maddesinde, 47. ve 48. maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş söz konusu maddelerde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Bununla birlikte basit usule ilişkin özel ve genel şartları taşısa bile basit usulde faydalanamayacak olanlar GVK’nin 51. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. 

Ticari kazanç, sermaye-emek karışımı bir kaynağa bağlı olmalı ve bu kaynağa bağlı olarak devamlı bir organizasyon içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ticari plaka sahiplerinin taksilerini kendisi tarafından işletilmesi sonucu elde edilen ticari kazanç olup ticari kazanç hükümlerine göre (gerçek usul veya basit usul) vergilendirilmesi gerekmektedir.

1.2. Gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ)

GVK’nin 70’inci maddesinde “Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:

...

8- Motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri.

Yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır.

Tüccarlara ait olsa dahi, işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle haklar hakkında bu bölümdeki hükümler uygulanır....” hükmü yer almaktadır.

Dolayısıyla gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari işletmesine dahil olan veya kendisi bir ticari işletme olan motorlu nakil vasıtalarının sahiplerince işletmeden çekilmeksizin diğer şahıslara kiraya verilmesi halinde elde edilen gelir ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Taksi işletmeciliği faaliyetinin terk edilmesi ve başkaca bir faaliyetin de bulunmaması halinde aracın kiralanması nedeniyle elde edilecek gelir gayrimenkul sermaye iradı göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

Ticari plaka sahipleri faaliyetini bizzat kendisini yapmadığı zaman plakalarının işletme hakkını devredebilmektedir. Yani ticari taksi kendi üzerlerinde olup sadece ticari plakalarını aracılar vasıtasıyla kiraya verebilmektedirler. Bu durumda kiraya verilen taksi plakası sahiplerinin elde ettiği kazanç GVK’nin 70/5 maddesi gereği gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

1.3. Değer artış kazancı

7104 sayılı Yasa kapsamında GVK’nin mükerrer 80’inci maddesinin üçüncü fıkrasına yapılan ekleme ile ticari plakaların elden çıkarılmasına ilişkin önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların 06.04.2018 tarihinden sonra elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı gelir vergisinden istisna kılınmıştır. 

2. Ticari Taksilerin Basit Usulde Vergilendirilmesi

GVK’nin 46, 47 ve 48. maddelerine göre basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarını taşıyan mükellefler basit usulde vergilendirilmektedirler. Söz konusu maddelerde yer alan şartları taşıyan taksicilerin basit usulde vergilendirilmesinde kanunen bir engel bulunmamaktadır. 

Basit usulde vergilendirilen mükelleflere, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden farklı olarak vergisel avantajlar sağlanmıştır. Bunlar;

- 7338 sayılı Kanun ile GVK’ye eklenen mükerrer madde 20/A ile 01.01.2021 tarihinden itibaren kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin kazançları gelir vergisinden,

- Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 17/4-a maddesine göre kazançları basit usulde tespit edilen teslim ve hizmetleri KDV’den istisna kılınmıştır. 

Dolayısıyla basit usule tabi taksicilerin elde ettiği kazançlar gelir vergisinden ve yapmış oldukları hizmetler KDV’ den istisna olacaktır.

3. Taksicilerin basit usulde vergilendirilmesi mümkün mü?

GVK’nin 47. maddesine göre basit usulde vergilendirilenlerin kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunması zorunludur. Bu hükmün uygulamasında asıl olan mükellefin kendisine ait olan işte bilfiil çalışması veya bulunmasıdır. Ancak ticari taksi sahipleri genellikle kendileri çalışmak yerine işçi (şoför) çalıştırmaktadırlar. Dolayısıyla faaliyetin kendileri değil çalıştırılan işçiler aracılığıyla gerçekleştirilmesi nedeniyle GVK’nin 47. maddesinde yazılı “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının sağlanamadığı anlamına gelmektedir. Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 20.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK37-183 sayılı vermiş olduğu özelgesinde “….ticari taksi işletmeciliği faaliyetiniz yanında, başka bir takside veya farklı bir işte ücretli olarak çalışmanız, Gelir Vergisi Kanunu’nun 47’nci maddesinde yazılı "kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak" şartını ihlal anlamına geleceğinden, basit usulde mükellefiyetinizin devam etmesi mümkün bulunmamaktadır” açıklaması yer almaktadır.

Uygulamada karşılaşılan bir diğer husus ticari plaka sahiplerinin, ticari plaklarını internet üzerinden veya aracılar (galericiler) vasıtasıyla kiraya vermesidir. Bu durumda kendi işinde bilfiil çalışma veya bulunma hükmü ihlal edileceğinden basit usul şartı ihlal edilmiş olacaktır. Bununla birlikte ticari plaka üzerinden kira geliri elde eden taksi sahipleri kazançlarını beyan dışı bırakmakta olup aynı zamanda araçlarının kim/kimler tarafından kullanıldığını bilinmemektedir. Bu durum güvenlik açısından zafiyete neden olabileceği gibi aracıların bu şekilde elde ettiği gelirler de kayıt dışı kalmaktadır.

GVK’nin 48/2 bendine göre basit usule tabi mükelleflerin gayrisafi iş hasılatının 2024 yılında 340 bin TL aşmaması gerekmektedir. Yani bu, taksicilik faaliyetiyle uğraşan basit usule tabi mükelleflerin günlük hasılatının en fazla 931,50 TL olması anlamına gelmektedir. Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, ikinci sınıf tüccarların tabi olduğu usul ve esaslar dâhilinde belge düzenlemek durumundadırlar. 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde, basit usule tabi mükelleflerin belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlemeleri şeklinde kolaylık sağlanmış, söz konusu uygulama 324 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 31/12/2024 tarihine kadar uzatılmıştır. Dolayısıyla basit usule tabi taksiciler basit usul sisteminden kopmamak için söz konusu belgeleri günlük hasılat tutarını aşmayacak şekilde düzenleyebilmektedirler. 

Basit usule tabi taksicilerin günlük olarak ne kadar hasılat elde ettikleri tespiti yönünde akla gelebilecek ilk şey taksimetrelerdir. Ancak taksimetreler, taksilerde hizmet bedelinin hesaplanması amacıyla kullanılmakta olup günlük hasılata ilişkin bir veri kaydetmemektedir. Diğer bir deyişle taksimetrelerde mali hafıza bulunmamaktadır. Diğer bir hasılat tespit sistemi olarak taksilerde kullanılan pos cihazları olacaktır ancak taksilerde pos cihazı kullanımı zorunlu olmadığından uygulamada bir bütünlük sağlanamamaktadır. Ayrıca araçlarında pos cihazı kullananlar taksiciler ise kredi kartıyla ödemelerde ek ücret (komisyon) talep ettiklerinden müşteriler de nakit ödemeyi tercih etmektedirler. Dolayısıyla basit usulün şartı olan gayrisafi iş hasılatının ilgili yılda belirtilen tutarı aşıp aşmadığı yönünde bu sektöre yönelik sağlıklı bir veri elde edilemediği ortaya çıkmaktadır.

Yukarı da yer alan mevzuat hükümleri ve açıklamalar doğrultusunda ticari taksilerin basit usulde vergilendirilmesinde kanunen bir engel bulunmasa da teknik olarak imkânsız görünmektedir. Dolayısıyla buna yönelik mevcut düzenlemelerin revize edilmesi ve yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi şarttır. 

Sonuç;

Teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşmeyle birlikte dünyanın birçok ülkesinde taksiciler artık mobil uygulamalar üzerinden faaliyetlerini gerçekleştirmektedirler. Taksicilik mesleğinin iyileştirilmesi taksi arzının artırılmasıyla değil ancak ticari taksilerin takip, denetlenebilir ve kayıtlı bir sisteme geçmesiyle mümkündür. Mevcut düzenlemelerin revize edilerek ve hayata geçirilecek yeni düzenlemelerle birlikte geliştirilecek “Ulusal Taksi Sistemi” gibi bir dijital uygulama; taksilerin ve taksicilerin denetimi ile takibini kolaylaştıracaktır. Ayrıca taksimetre üzerinden hesaplanan tutarların bu uygulamaya entegre edilmesi sonucunda taksicilerin günlük ve yıllık hasılat tutarlarına ilişkin bilgiler kayıt altına alınmış olacak, söz konusu kayıtların idare ile paylaşılmasıyla mevcut ve olası kayıt dışılık önlenebilecektir.

 

 

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar