Bir aile markası nasıl yaratılır, nasıl yaşatılır?
Son yıllarda gördüğüm en güzel kitap isimlerinden birisi: Diren Keçi. Doğan Kitap’tan çıkan kitabın yazarı Silk and Cashmere markasının yaratıcısı Ayşen Zamanpur. “Direnmek” ve “Keçi” sözcükleri bir bakıma Zamanpur’un girişimcilik öyküsünü özetliyor.
Zamanpur, Asya’dan ve Anadolu’dan İstanbul’a oradan tüm dünyaya yayılan üstün kaliteli ürünleri ve özenli perakende yaklaşımıyla en zorlu dönemlerde bile direnerek markasını bugünlere getirdi.
Silk and Cashmere tutarlı bir biçimde tasarıma ve tanıtıma yapılan yatırımlar sonucunda, otuz yılda hep birinci ligde yer alan bir moda markası oldu. Direnerek, bir keçi gibi zor koşullarda yılmadan hep daha yukarılara çıkmak için çalışan Ayşen Zamanpur ve ekibi bir başarı öyküsüne imza attılar.
Zamanpur, markanın otuzuncu yaşında, Türkiye’de iş dünyasına pek rastlanmayan bir biçimde, “Markayı ben kurdum, başında da hep ben olacağım“ demedi. Yaklaşık üç yıl süren geçiş süreci sonrasında şirketin tepe yönetimini kızı Yasemin ve oğlu Ferhat’a devretti
Geçen hafta görüştüğümüzde 30 yıllık yoğun bir iş yaşamı sonrasında, önce aslında ne kadar çok boş vakti olduğunu fark ettiğini anlattı. Kendisine hobiler bulmuş. Yeni fikirleri var. Her zamanki gibi enerjik ve pozitif tavrıyla yaptıklarını anlatıyor. Şirketle “mesafeli” bir ilişkiye sahip. İkinci nesil yönetime önemli mali konular dışında destek vermemeyi tercih etmiş. Görevini şirketin “Chief Financial Officer CFO” danışmanlığı olarak tanımlıyor.
Pandemide büyümenin sırrı
Ayşen Zanampur, son iki yılda pandeminin yarattığı zor koşullara rağmen şirketin krizi başarıyla yönettiğini ve bundan çok memnun olduğunu dile getiriyor. Şirketin dijitalleşmesi, teknolojiye ve e-ticaret altyapısına yatırım yapması sayesinde marka bu dönemde büyümeye ve yenilikler yapmaya devam ediyor.
İlham ve cesaret vermek
Kitabı neden yazdığı hakkında şunları söylüyor: “Son 8 yılda o kadar çok şey yaşadık ki anlatmam gerekiyordu. Kendimi bu konuda sorumlu hissettim. Genç nesillere, kadınlara, tüm girişimci ruhlara, belki yaşadıklarından bıkıp erken vazgeçmeyi düşünenlere biraz cesaret vermek, yol göstermek olmasa da belki biraz ışık tutmak ve yılların süzgecinden geçen deneyimlerimden süzdüklerimi bırakmak istedim.”
Başarılı bir şirket yaratmak için gereken 6 özellik
“Diren Keçi” çok keyifle okunan, bilgi ve içgörü dolu samimi bir kitap. Tüm kuruluşların başarılı ve mutlu olmasını sağlayacak altı özelliği Ayşen Zamanpur’un kendi cümleleriyle özetlemeyi diliyorum.
-
Olumlu destek
Ülkemizde değerlendirmeler genellikle eleştiriler, yargılamalar ve cezalarla dolu olur. Oysa insan yaratıcılığı olumlu desteklerle ve cesaret veren cümlelerle ateşleniyor.
“Size, “Yaparsın, halledersin, çözersin, bir yol bulursun…”diyenlrein sözlerinden güç alıyorsunuz yıllar içinde. Herkesi yanıltmamak, utandırmamak adına belki de…”
-
Sorun çözme becerisi
Bir ailenin, bir şirketin, bir ülkenin mutluluğu her zaman sorun çözme becerisine bağlı oluyor. Suçlamadan, eleştirmeden, kaçmadan, küsmeden ve kavga etmeden sorun çözebilen şirketler ileriye gidiyor. Mutlu ve verimli ortamlar için sorunlara yılmadan yaklaşmak gerekiyor.
“Sorunların hepsini çözdük. Tek tek, yılmadan sembolümüz keçi gibi inatla direnerek, yaptığımız işe, kendimize, ekibimize güvenerek. Sorunları ufalayıp, küçültüp, parçalara bölüp, öncelik belirleyip, sırayla odağımıza alıp, ekipçe toplanıp, kafa patlatıp çözdük.”
-
Güncel kalabilmek
Doğa nasıl sürekli olarak kendisini yeniliyorsa, yöneticilerin de güncellenmeye ihtiyacı var. “Ben bilirim”, “Bu iş böyle yapılır” diyen yöneticiler çalışanlarını mutsuz ederek, şirketlerinin ileri gitmesinin önünde büyük bir engel oluşturuyorlar.
“Dünyayı çok yakından izledik, çok “benchmarking” (bilgileşim)yaptık. Teknolojiyi, inovasyonu, yenilikleri kurumsal kültürümüze tam anlamıyla soktuk. Kendimizi hep güncelledik.
-
Yenilikçilik
İnovasyon olmadan, yenilenmeden sabit durduğunu düşünen her şirket aslında içten içe çürümeye başlar. Canlılık için korkmadan yeniliklere açık olmak gerekir.
“Markamızla hep gurur duymuşumdur ama “Black Friday’i Türkiye’ye getiren markanın Silk and Cashmere olmasından şahsen daha başka bir gurur duydum. Tabi başta çocuklarımla ve ekipleriyle.”
-
Sabır
Engeller hayatın bir parçasıdır. Kendine, ekibine, vizyonuna güvenen bir yönetici sabırla en kötü günün bile geçeceğini bilir. Önce kendi moralini sağlam tutmayı başarır. Sonra da çevresine cesaret ve ilham verir.
“Yaptığınz işe, hikayenize, markanıza, kendinize ve ekibinize güvendiğiniz noktada diğer tüm sorunlar için muhakkak bir çözüm bulunuyor. Bulunmasa da siz bir şekilde çözüm yaratıyorsunuz. Ama bir şartla. İşinizi sevmeniz ve gideceğiniz yolu bilmeniz kaydıyla. “
-
Dayanıklılık
“Resilience” pandemi döneminin en önemli kavramlarından birisi oldu. Türkçeye dayanıklı olmak, “mukavemet” göstermek, direnmek şeklinde çevirebiliriz. Düşünce kalkabilmek, zorluklar karşısında yılmamak ve hep yeniden denemek gerekiyor. Azim ve sabır olmadan marka yaratılamıyor, yaşatılamıyor.
“Küçük küçük hedefler koyup onlara ulaşarak “azimle ve sabırla” o büyük hedefe doğru gitmeniz gerekiyor. Sağlam ve dirençli adımlarla. Tıpkı sembolümüz olan sevimli, yumuşacık görünümlü ama özünde inatçı ve dirençli kaşmir keçilerimizn yaptığı gibi. Ben buna “Keçi Planı “diyorum.”