Bilimsel yönetici

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ

Öncelikle tekrar ve öncelikle milletçe başımız sağ olsun. Doğal afetlere eklenen kimi bilerek kimi bilmeyerek yapılan insan yapımı afetlerin sonucu çok ciddi can ve mal kaybımız oldu. Bırakınız olanı, olanların yıkılan hayatlar, enkaza gömülen anılar, kaybedilen insanlara, kurumlara güven ve çekilen acılar cinsinden sonuçlarını, bunların sebeplerini ve sebep olanları unutmamamız gerektiğini ve bu konularda gerekenin yapılacağını ümit ediyorum. Canını kaybedenlere rahmet, yaralı kurtulanlara acil şifalar, yakınlarını, varlıklarını, anılarını, çevrelerini kaybedenlere dayanacak ve hayatlarını yeniden inşa edebilecek manevi ve maddi güç diliyorum.

“Canım yöneticinin bilimseli olur mu?” diye soruyorsanız sormayın. Veya bilimsel yönetici varsa bunun tersi nedir? Diye merak etmeyin. Ben de bilmiyorum. Onun için bu hafta yazacağım aslında bu konu değil.

Bu hafta Türkçeye bazen basmakalıp tip, kalıplaşmış örnek, kalıp yargı veya klişe olarak çevrilen veya İngilizce ‘stereotype’ kelimesinin hemen hemen hiç değiştirilmeden stereotip olarak kullanılarak adlandırılan bir kavrama değineceğim.

Sosyal psikoloji, sosyoloji, psikolojide enine boyuna irdelenen bu kavram yaşamlarımızın her safhasında bizleri, kurumları ve toplumsal ilişkileri ciddi derecede etkileyen ‘zihinsel resimlerdir’. Bu resimler; etnik grup, erkek, kadın, kurum, ülke, meslek, ırk dahil yüzlerce konuda insanların tutumlarını, seçimlerini ve davranış biçimlerini, değerlendirilmelerini hasılı kelam hayatlarını, yöneten çok önemli basitleştirmelerdir.

Bu zihinsel resimler hepimizde vardır ve bizlere çok gayret sarf etmeden kararlar vermek ve seçimler yapmak yoluyla hayatımızı kolaylaştırırlar. Kolaylaştırasına kolaylaştırırlar ama ön yargılarla hareket edilmesi sonucunu doğurduklarından bir sürü sorun da yaratırlar.

İşletmecilik literatüründe zihinsel resim araştırmaları daha çok ‘erkek yönetici’ ve ‘kadın yönetici’ arasındaki algılara yoğunlaşmış gibi görünüyor[1]. İşletme yönetiminin birçok ülkede ve hâkim kültürde ‘erkeklere has bir meslek gibi görülmesinin tarihi ve sosyolojik nedenleri vardır. Hepimizin bildiği gibi bu zihinsel resim arzulanan süratte değişmemesine rağmen değişmektedir. Konuda yapılan araştırmaların büyük çoğunluğunun kadın-erkek zihinsel resimlerine yoğunlaşması bir tesadüf değildir. Zihinsel resimleri etnik aidiyet, yaş gibi diğer farklılıklarda arayan araştırmaların kesin sonuçlar doğurmaması araştırmaların daha belirgin zihinsel resimler bulunan kadın-erkek farklılıklarına yoğunlaşmasını doğal karşılamak gerekir.

Zihinsel resimler sıfatlar kullanılarak çizilir. Türkçe sıfat kıtlığı çeken bir dil değildir. Türkler sonuna gibi kelimesini ekleyerek hayvan isimlerini (eşek, köpek, baykuş, akbaba, yılan, timsah, kuş, horoz, sırtlan, çıyan, leş kargası, kısrak, öküz, ayı, maymun, asalak, vs.) zihinsel resimler çizdirirler. Nebat sıfatları da kullanırlar. Bu konuda salatalık yani hıyar açık ara öndedir. Doğal şeyler (çamur, taş, kütük, vs.), bir kısmı müstehcen, vücut organları veya onların yoklukları (beyin, yürek, vs.), çeşitli nesneler (apartman, dağ, mikrop, vs.) ve bunun gibi lakaplar zihinsel resimler çizmek için kullanılır.

“İyi tamam ama yazının başlığını neden bilimsel yönetici diye attın?” diye soruyorsunuzdur. Yaygın tanıma göre bilimsellik Dünya’yı (içindeki her şeyi) tanımlamak ve bu tanımlardan kuramlar geliştirip onları sağlayarak dünyayı açıklamak, tahminlerde bulunmak ve düzelmekmiş. Bu tanım benim değil ama en kısa ve geniş kabul gören bir tanım. O nedenle yöneticilerin çalışanlar ve işletmenin ilişkide bulunduğu diğer insanları sıfatlarla etiketleyerek buna göre davranmaları tanımlama, tahminde bulunma ve düzeltme sayılabileceğinden başlığa ‘Bilimsel Yönetici’ ibaresini ekledim.

Benim insanları sıfatlarla tanımlamaya ilgim yöneticilik deneyimimden çok yazarlık deneyimimle ilgili. Bu ilgiyi tetikleyen şey de ne yöneticilikle ilgiliydi ne de yazarlıkla. Okurlarım bilirler her babanın, dedenin hem kendilerinden hem de çocuklarından ve torunlarından sıkıntıları deneyimlerle öğrenilmiş yaşta iki torunum var. Yaşları 18 ve 16 olan iki erkek torunun ‘zihinsel resmini…’ siz çizin. Neyse, büyük torunumun liseye devam ettiği sırada lise müdürlüğü boşaldı. Okul mütevelli heyeti yeni müdürü aramak için bir gayrete girdi. Bu gayret içinde aranılan müdürde istenilen vasıfları sıralayan bir de ilan hazırladı. Bundan daha önce bahsetmediysem hata etmişim. Etmişsem kusura bakmayın. Listede tam 36 vasıf sıralanmış. İki sayfalık bu ilanda kullanılan sıfatları tekrar edemeyeceğim.

Aranan müdürde istenilen özellikler şöyle: Liderlik, vizyon sahibi olmak, karizmatik olmak, ağırbaşlı olmak, kendine güveni olmak, işinde tutkulu olmak, ilham verici, rehberlik edici olmak, ilham uyandırma deneyimi sahibi olmak, rehberlik deneyimi, idareci olmak, deneyimli eğitim metotları konusunda bilgili eğitime gönülden bağlı bir eğitmen olmak, adil olmak, açık görüşlü olmak, güç gösterebilmek, dürüstlük, iyi bir dinleyici olmak, kararlı olmak, stratejik ve etkin iletişimci olmak, yerleşke yaşamına gönülden bağlı olmak, okulun geleneklerine, değerlerine, okul camiasına gönülden bağlı olmak, samimi, esprili, sıcak kanlı, sezgili, anlayışlı olmak, yetişkinlerin ve çocukların en iyi taraflarını bulmak ve ortaya çıkarabilmek.

Birini buldular mı? diye merak ediyorsunuz. Buldular. “Peki, adamın bu özelliklere sahip olup olmadığı kanıtlandı mı?” diye soruyorsanız. Şaka ediyor olmalısınız. Böyle bir şey mümkün mü? Bu vasıflara sahip olan adamı bulmak bir tarafa kullanılan vasıfları tanımlarken kavga çıkar.

Her neyse, konuda esas değinmek istediğim birkaç nokta var. Öncelikle kabul etmek gerekir ki hepimiz ‘zihinsel resimlere’ sahibizdir. Durum böyle olduğuna göre değinmek istediğim birinci şey kafamızdaki bu zihinsel resimleri ortaya koymadan önce onları tetikleyen verilere bir bakmamız gereği. Zihinsel resimlerimizi neyin veya nelerin tetiklediğini iyi irdelememiz lazım. İnsanların görünüşüne, konuşmasına, oturup kalkmasına, rengine, geldiği yere, vs., yüzeysel bir dikkatle bakarak o kişi veya kişiler hakkında evvelden tanımlanmış zihinsel resimleri çıkarır ve tutumlarımızı, tercihlerimizi ve davranışlarımızı ona göre tasarlarsak bizden bırakınız torunumun okuluna aranan müdürdeki hasletlere sahip bir yönetici olmayı, averaj bir yönetici bile olamayız. Her insanın özel olduğunu ve birini tanımanın hiç de kolay bir iş olmadığını kabulle işe başlayarak tutum, tercih ve davranışlarımızı ona göre ayarlarsak ‘başarıya’ ulaşmak, en azından en önemli girdimiz olan insan kaynaklarımız aracılığı ile hedeflere ulaşmak konusunda daha başarılı olma şansımızı yükseltebiliriz.

Bir diğer nokta zihinsel resimlerimizin derinliği ve detayı. Basit tetikleyicilerle basit resimler çizer ve bu tanımlamayla hareket edersek bırakınız yöneticiliği, günlük yaşamımızda bile büyük hatalar yapmamız kaçınılmaz olur. Yine insanların kompleks olduklarını, çok boyutlu olduklarını ve onları tanımanın kolay olmadığını hatırımızda tutarak etiketleme konusunda dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. Okul müdüründe aranan hasletleri bir düşünün. Ciddiye alınacak bir ‘aranılan vasıflar’ listesi değil ama kazara irdelemeye kalksanız birinin bu 36 özelliğe sahip olup olmadığını araştırmanız ömrünüzü alır. O kadar detaylı çalışın diyecek halim yok ama bir insanın anlayabildiğiniz kadar çok özelliğini anlamadan etiketleme yapmamanızı öneririm.

Son olarak ve yukarıda sıraladığım nedenlerden etiketleme yapsanız bile bu konuda inatla katı olmamanızı hararetle tavsiye ederim. Zihinsel resimlerinizin eksik, çoğu zaman basit ve yanlış olabileceğini unutmayıp ona göre tutum geliştirin, tercih yapın ve davranın.

Bilimsel yöneticiler bilimin asla sınanması ve ispatlanması olanaklı olmayan kuramların peşinden gitmeyeceğini bunları önermeyeceğini akılda tutan ve zihinsel resimlerin sınanmasının ve ispatlanmasının uzun süreli bir süreç olduğunu bilen yöneticilerdir. Benim zihinsel resmimde sizler hafızası kuvvetli, ateşli, enerjik, iyi huylu, karizmatik, şık, dikkatli, mutlu, ağırbaşlı, gayretli, aktif, sakin, hevesli, titiz, hararetli, gösterişli, esprili, telaşsız, cömert, uyumlu, kibirsiz, sabırlı, mütevazi, bağımsız, neşeli, iyi kalpli, dengeli, olgun, kendi işine odaklanan, akıllı, kurallara uyan, ilkeli, başkalarının işine karışmayan, ukalalık etmeyen, doğrucu, olgun, liyakatli, sokulgan, zeki, ciddi yöneticilersiniz!

Sağlıcakla kalın

 

[1] Selda Limon, Arş. Gör. Nurdan Oral Kara, Doç. Dr. Ömer Lütfi Antalyalı; Yönetim Literatüründe Stereotip (Kalıp Yargı) Kavramı: Ulusal ve Uluslararası Alandaki Yönetim Araştırmaları Üzerine bir İnceleme, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, Yıl: 2019, Cilt: 10, Sayı: 23, ss.195-211.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İzahat 11 Ekim 2023
Rekabet 04 Ekim 2023
Özür ve devam 27 Eylül 2023
Benchmarking 30 Ağustos 2023
Bencmarking 23 Ağustos 2023
Kontrol 16 Ağustos 2023
Denetim 09 Ağustos 2023
Tırışkadan işler 02 Ağustos 2023