Bilim kurgunun vazgeçilmezi: Yapay zeka

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Av. Mutlucan Solak

Yapay zekâ (AI), insan beynini taklit ederek, öğrenme, problem çözme ve karar verme gibi insanlara has yetenekleri makineler dünyasına taşıyan muhteşem bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Bir zamanlar bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmezi olan yapay zekâ, son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler sayesinde, henüz emekleme aşamasında olsa dahi, gerçek dünyanın başrol oyuncularından biri haline geldi. Hollywood'un fütüristik filmlerinden çıkıp; akıllı telefonlarımızdan, otomobillerimize, hatta buzdolabımıza kadar hayatımızın her köşesine sızan bu teknoloji tıpkı bir süper kahraman gibi tüm ihtiyaçlarımız için yardımımıza koşuyor.
Şirketlerin ve bireylerin iş yapış şekillerinde köklü değişiklikler getirmeye başlayan yapay zekâ, hiç şüphesiz kendisini ortaya çıkaran ulusların da teknoloji üretebilen bir teknolojiye sahip olmaları dolayısıyla çok daha ivmeli bir şekilde büyümelerine olanak tanıyacak.

Riskleri de var

Ancak bu parlak ve hayretle izlediğimiz gelişmelerin gölgesinde hepimizin hayatını yakından ilgilendiren bazı riskler yatmakta. Şu an için süper kahraman gibi gözüken yapay zekâ ileride belki Homelander’a dönüşebilir. Bu nedenle gelin şimdi bu risklere birlikte bakalım.
Yapay zekâ sistemleri, büyük veri setlerini işleyerek bireyler hakkında derinlemesine bilgiler edinebilir. Bu durum, gizlilik ihlallerine ve kişisel verilerin kötüye kullanılmasına açık kapı bırakmaktadır. Örneğin, yüz tanıma teknolojisi, bireylerin izlenmesi ve takip edilmesi için kullanılabilir ya da akıllı asistanların sürekli açık olan dinleme modları sayesinde eriştikleri özel konuşmaların analiziyle kullanıcı profilleri oluşturulup ilgili kişilere karşı bu profiller kullanılabilir.

Yapay zeka sağlıklı veriye ihtiyaç duymakta

Yapay zekâ kendisini eğitirken kullanılan verilerin sağlıklı olmasına muhtaç bir teknoloji. Yapay zekâyı eğitirken kullanılan verilerdeki etik ya da ahlaki bir çarpıklığın doğrudan yapay zekânın çıktılarına yansıması eğitim verilerini çok daha önemli bir hale getiriyor. 2018 yılında dünyanın en büyük şirketlerinden birinin işe alım süreçlerinde kullanmak üzere geliştirdiği yapay zekânın nihai olarak kadınlara karşı ayrımcılık yapması bu şirketin söz konusu yapay zekâyı geliştirirken kullandığı mevcut şirket verilerindeki örnek modeller sebebiyle ortaya çıkmıştı.
Bazı diğer riskler ise şöyle:

- Yapay zekâ kullanılarak belirli kişilerin taklit edilmesi halinde gerçek ve yapay zekâ arasındaki farkın anlaşılamaması dolayısıyla karşılaşılabilecek kötüye kullanımlar; örneğin potansiyel dolandırıcılıklar;

- Yapay zekâyı eğitirken kullanılan veriler açısından ve yapay zekâ tarafından üretilen içerikler açısından fikri mülkiyet haklarına ilişkin ihlaller;

- Yapay zekânın tüketici manipülasyonu için kullanılması;

- Yapay zekânın gelişmesiyle kırılgan hale gelen mevcut sistemler açısından siber güvenlik zafiyetleri.

Bütün bu riskler yapay zekâ ekseninde iş modeli geliştiren kişi ve kurumlara büyük sorumluluklar getirmekte. Benjamin Franklin Parker’ın da dediği gibi büyük güç büyük sorumluluk gerektirir. Ancak bu noktada riskleri minimize etme görevini bu teknoloji geliştiren şirketlerin kendi iç politika ve kurallarına (self-regulation) bırakmak konunun hassasiyeti gözetildiğinde uygun olmayabileceği için dünyada da yapay zekâyla ilgili bazı adımların atılması son zamanlarda hız kazandı.

İlk olarak, 31 Ekim 2023’te, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, yapay zekâ teknolojisinin faydalarını en iyi şekilde kullanıp risklerini azaltmayı amaçlayan bir yürütme emri (executive order) yayımladı. Yine 1-2 Kasım tarihlerinde katılımcıları arasında Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği üyeleri ve Çin gibi ülkelerin yer aldığı Bletchley Park’ta düzenlenen Yapay Zekâ Güvenlik Zirvesi’nin bir çıktısı olarak yapay zekânın ihtiva ettiği riskleri gerçekçi bir şekilde ortaya koyan Bletchley Deklarasyonu yayımlandı. Avrupa Birliği ise konuyu hızla ve daha sınırlayıcı bir şekilde regüle etme çalışmalarında sona yaklaştı.

Türkiye’nin de dünyada yaşanan yapay zekâ alanındaki gelişmelerin bir parçası olması bizler için sevindirici. Türkiye’nin kendisini regülasyon arbitrajı yapan şirketler açısından bir cazibe merkez haline getirmesi için riskleri engellerken aynı zamanda teknolojik gelişmeleri teşvik etmeye odaklanan modern bir yasa oluşturması ülkemize büyük faydalar sağlayabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yeni yılda yeni zamlar 23 Kasım 2024