Bilim insanı anlatımıyla “Yeşil Pazarlama”...

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

Kahverengi İşlerden-Yeşil İşlere, Yeşil Ekonomi, Yeşil İşler yazılarımdan sonra bu günkü yazımda, İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim İldem Develi ile yaptığımız “Yeşil Pazarlama” içerikli söyleşiyi paylaşacağım.

“Ekosistem, sürdürülebilirlik gerektiren organizmalar arasındaki bir ilişkidir.

Yeşil; insan, bitkiler ve hayvanlar için var olmak ve nefes almak açısından ekosistemin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Sürdürülebilir bir konu olarak bu kavram on yıllarca korunması gereken bir kavramdır.

Akademik ve ticari disiplinde çevrenin korunmasına ilişkin birçok makale ve kitap yayınlanmaktadır.

Polonsky’ye (1994) göre yeşil veya çevresel pazarlama, insan ihtiyaçlarını veya isteklerini karşılamayı amaçlayan her türlü alışverişi oluşturmak ve kolaylaştırmak için tasarlanmış faaliyetlerden oluşur; böylelikle bu ihtiyaç ve isteklerin karşılanması, doğal çevreye verilecek en az zararlı etki ile gerçekleşir. “ Sözleriyle başladığı yeşil pazarlama anlatımını Evrim İldem hoca şu sözleriyle sürdürdü..

“Yeşil pazarlama, bir diğer ifadeyle çevreci pazarlama üretim, fiyatlandırma, tutundurma ve paketleme gibi pazarlama karması araçlarıyla (4P) ilgili birçok dalı içerir.

 Pazarlama karması ya da “4P” ile ifade edilen Ürün (Product), Fiyat (Price), Dağıtım (Place) ve Tutundurma (Promotion) aynı zamanda yeşil ya da çevreci pazarlamanın da unsurları arasındadır. Bu bağlamda dağıtıma konu olan kapsayıcı bir kavram niteliğindeki tedarik zinciri yönetimi, pazarlama karmasının önemli araçlarından biri olarak görülmektedir.

Tedarik zinciri yönetiminin temel amacı, müşteri memnuniyetini artırmak ve maliyeti düşürürken bir taraftan da kârı maksimize etmektir.

Sinerjiye sahip olmak için kaynakları ortak kullanan tedarik zinciri yönetiminin içerisinde zincirin parçası olarak tedarikçi, üretici, distribütör, toptancı, perakendeci, müşteri gibi birçok aktör yer almaktadır.

Ninlawan C. ve diğerlerine göre (2010), tedarik zincirine "yeşil" bir bileşen eklenerek, yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamaları tedarik, üretim, dağıtım ve tersine lojistik alanlarında bir dizi yeşil; bir başka ifadeyle çevreci faaliyeti kapsamaktadır.

Yeşil tedarik zinciri yönetimi, düşük israfı, kaynakların etkin bir şekilde tahsis edilmesini, çevre dostu üretimi, toplumun nefes alanına saygı göstermeyi ve sağlıklı dünyanın sürdürülebilirliğinden sorumlu olmayı içerir.

Yeşil tedarik zinciri yönetimi literatürde çevresel bir yenilik olarak kabul edilir.

Yeşil tedarik zinciri yönetimi, çevresel düşünceyi tedarik zinciri yönetimine entegre etmektedir.

 Yeşil tedarik zinciri yönetimi, ürün tasarımı, malzeme kaynağı ve seçimi, üretim süreci, nihai ürünün teslimi ve ürünün kullanım ömrü yönetimi gibi tedarik zinciri boyunca tehlikeli kimyasallar, emisyonlar, enerji ve katı atıklar dahil olmak üzere israfları en aza indirmeyi veya ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.

Türkiye'de birçok firma çevre konusunda yenilikçi projeler üzerinde çalışmaktadır.

Sürdürülebilir tedarik zincirinin daha verimli olması için enerji ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve kurumsal sosyal sorumluluk, ekosistemin bir parçası olarak çalışmaktadır.

Yeşil pazarlama; kirlilik, enerji tüketimi ve tükenebilir kaynakların tüketiminin olumlu ve olumsuz yanlarını inceleyen toplumun ve tüketicilerin ihtiyacını tatmin etmede sorumluluk anlayışı içerisinde uzun vadeli karlılığı hedefleyen bir iş stratejisidir.

Yeşil pazarlama stratejileri nelerdir?

Yeşil Pazarlamada; üretim, pazarlama, tüketim, ürünlerin elden çıkartılması gibi çabalar çevreye daha az zararlı olacak şekilde gerçekleşir. Küresel ısınmanın, kirlenmenin, biyolojik olarak parçalanmayan katı atıkların etkisine ilişkin farkındalığın artması nedeniyle bu tür işletme faaliyetleri kaçınılmazdır.

Yeşil pazarlama da uygulanan beş strateji

1- Yeşil ürün stratejisi,

2- Yeşil fiyatlandırma stratejisi,

3- Yeşil tutundurma stratejisi,

4- Yeşil dağıtım stratejisi,

5- Yeşil etiketleme stratejisi.

Yeşil ürün stratejisi

Canlılara zarar vermeyen, yeryüzünü kirletmeyen, doğal kaynakları daha az tüketen, geri dönüştürülebilen veya korunabilen ürünler olarak tanımlanmaktadır.

Yeşil ürün kavramında “4S’’ formülü

1- Tatmin (Satisfaction): Tüketicilerin gereksinimlerinin ve isteklerinin tatminidir.

2- Sürdürülebilirlik (Sustainability): Ürünün enerji ve kaynaklarının devamlılığının sağlanmasıdır.

3- Sosyal Kabul (Social Acceptibility): Ürünün veya işletmenin canlılara, doğaya zarar

Vermemesi konusunda sosyal kabul görmesidir.

4- Güvenlik(Safety): Ürünün kişilerin sağlığını tehlikeye atmamasıdır.” Diyor Evrim İldem hoca..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar