Bilgi ve iletişim
XX yy da, özellikle geçen yüzyılın sonunda insanların kafası karışıktı. Biz toparlanır derken XXI. yüzyıl ile beraber kafalar daha da karıştı. Burada, umulandan uzun süren HIV, COVID-19 salgın hastalıklardan, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden, depremlerden bahsetmiyorum. Tabii ki bunların tamamı son derece önemli konular. Büyük kayıplar var. Üzülmemek mümkün değil.
Bunların yanı sıra ekonomilerin ve bilhassa yüksek enflasyonun ortaya çıkarttığı ekonomi sorunlarını da bir an için bir kenara bırakalım. Esas konu olarak ön plânda işlemek istediğim konu, uzun zamandır gündeme almak istediğim; Bilgi ve iletişim…
Bir düşününüz; acaba 50-60 yıl önce bir üst kuşağa, bilgi çağının gelmekte olduğundan bahisle Yapay Zekâ (AI) kullanılmasının yakında başlayacağını anlatmak zor olurdu değil mi? Evet, tabii zor olurdu. Şimdilerde bir miktar AI kullanılmaya başladı, hattâ başarılı bir ilerleme de var. Gençler AI iyi davranıyorlar, çünkü bu hem istedikleri bir gelişme, hem de kolay kavradılar. Biz de öğrenmeye, anlamaya çalışıyoruz, fena da gitmiyor hani…
Şimdi bu bilgi ve iletişim çağına ilişkin paylaşımlarda bulunmak istiyorum. Özellikle yanlış yapmaktan çekindiği için bilgisayar kullanmayı hep ileri bırakan bizim kuşağın bakışına değinelim. Eğer dikkat ettiyseniz bugün yaşları 55 ile 65 arasında bulunanlar bilgisayarı kullanmayı; bilmezler, tercih etmezler, bin bir tane de muhafazakâr bahaneleri vardır. Efektif kullananların sayısı da, genel kitle içindeki oransal payı da düşüktür. Bugün yaş grubu olarak 60+lar arasında Excel programını basit düzeyde bile kullanabilenlerin sayısı hakikaten azdır.
Böyle olması ülkede C Level düzeyde CEO'ların gençlere olan gereksiniminin önemi bir kere daha ortaya koymaktadır. Ya da CEO’ların bir nevi bazı yetersizlikleri… Amacım burada eleştiri yapmak değil. Ama olması gerekeni ortaya ifade etmenin faydası var, zararı olmaz.
Yazımın ilk bölümünde bilgi, bilgi çağı ve bilginin önemini ele alacağım, daha sonra da iletişim ve önemine ilişkin konuları paylaşacağım.
25 yıl önce, ülkemizin önde gelen önemli iletişim ve yüksek teknoloji şirketlerinden birinin GM yapıyor ve İcra Kurulu’nda da üye olarak çalışıyordum. İcra kurulunda bir arkadaşımız; artık çağın Bilgi Çağı olduğu ve bilginin alıp satılacağının giderek doğallaşacağını, ama herkesin bilgiye olan gereksiniminin artacağını söylemiş ve basit bir PP sunumu yapmıştı. Başarılı ve ilgi çekici bir çalışmaydı. Peki, neydi bu bilgi, alınıp satılır mıydı, saklanabilir miydi, gizliliği korunabilir miydi, benzeri binlerce soru…
Bu sorulara zaman içinde, özellikle de pratik hayatın içinde gerekli yanıtlar hazırlandı. Tabii burada arama motoru olarak adlandırılan Google, Bing, Yandex, vb. kurumların bilgiye erişimde getirdikleri kolaylıkların da büyük rolü var. Sadece arama motorları değil, konum gönderme, birçok banka işlemini akıllı telefonlarla yapabilme, istediğiniz lisana anında tercüme vb işlemler ve bilgiye erişim örnekleri toplumda hızla yayıldı. Sosyal medya, zenginleşti, çeşitlendi.
Bütün bu saydıklarım, burada saymadıklarım ve daha niceleri bilgi çağının basit ve ilk akla gelen ve en işlevsel adresleri. Şimdi artık hepimiz yaşıyoruz; gazeteler ekranda, son dakika haberleri her mecrada, TV’ler de bu sisteme uyumlu, arabalarda, cep telefonlarında, sokakta dijital büyük boyutlu ekranlarda. Posta işlemleri, mektup, faks vb uygulamaların daha çağdaş olduğu yahoo, gmail ve ayrıca LinkedIn, Twitter ve daha niceleri eğitimi tam önümüze, hem de her lisanda, en güncel hali ile ve bedava getiriyor. Ödemeler, para transferleri, borsa ile erişim de her zaman için hazır.
An itibariyle bilgi çağı tüm gerekleri ve olanaklarıyla tam önümüzde; geliştiriliyor, daha bir kullanıcı dostu yazılımlar yapılıyor. Bu konuda dünyada birçok ülkede ve tabii ülkemizde de yazılım ve destek uzmanları var, onların takip ve kontrolü altında sektör gelişiyor.
Bilgi çağına ilişkin ilk elde yazılması gerekenler bunlar. Şimdi daha da önemli olan bilginin, iletişimi doğru kullanarak yayılması ve dünyanın birçok ülkesinde insanların bu teknolojilerden yararlanmasına ilişkin, doğru modellerin kurulması…
İletişimsizliğin, iletişim hataları yoğun ilişkilerin oluşmaları, çoğalmaları ve hataların sürdürülmesi hele ki çağımızda; Bilgi ve İletişim çağında kabul edilebilir değil… O zaman bu işin bir metodolojiye uygun olarak yapılmasının temini önem kazanıyor, gerekliliği yadsınamaz bu iletişimin bilgi çağına hizmet eder durumda olması her bakımdan değer kazanıyor.
Hatırlayalım; derdini tam olarak, net biçimde anlatamayan birçok yetkili özellikle siyasette, en ufak bir eleştiride yanlış anlaşıldığını söyleyebiliyor. Bu kıvraklık esasen zekâ belirtisi değil, aksine tam tersi… Bu ülkede var olan ve konuşan insanların yarısı diğer yarısını yanlış anlarsa iletişim var olabilir mi… Bu durumda gayet gerçekçi olarak bir dili iyi kullanmanın yanı sıra bilgi çağı gerekleri ve iletişimin gücünü doğru kullanmakla siyasî, iktisadî, hukukî, dinî, konularda hem çok daha doğru anlaşırlar, hem de bu alanlarda daha hızlı bir ilerleme yapabilirler.
Bu durumda bilgi çağında olmanın ve iletişimi doğru kullanmanın yararlarından istifade etmemiz gerektiği net olarak ortadadır.