“Benim birisi olmam lazım”
Tunç DİPTAŞ
Hayat gerçekten çaba sarf eden, uzun soluklu düşünen, sürekli gelişen ve en önemlisi değer katanları ödüllendirir. Kendini önemli hissetmenin, ‘biri’ olabilmenin en doğru yolu da kendini geliştirmek, değer katmak ve bunu sürekli yapabilmekten geçer.
İnsan özel olduğunu, önemli olduğunu hissetmek ister… Başkaları tarafından önemsendiğini bilmek ister. İnsanın kendini önemli hissetme ihtiyacı en temel ihtiyaçlarından birisidir.
Öyle ki insan bu ihtiyacını gidermek için elinden gelen her şeyi yapar. Bu ihtiyaç bazen başarının arkasındaki motivasyon, bazen de insanı hırsına, öfkesine yenik düşürüp altüst edendir. Çok para kazanıp zengin olma, en iyi okullarda okuma, marka giyinme, statü sahibi olma hayallerinin altında bu ihtiyacı gidermek isteği yatar.
Öte yandan önemli birisi olma ihtiyacını gidermek uğruna insanlar öfkelerine ve hırslarına da yenik düşebilirler. Hatta bazen kendilerini tamamıyla kaybedip insanlıklarından vazgeçerler.
Amerika’nın kanayan yarası
Amerika’nın son 15 yıldır kanayan yarası toplu alanlarda yapılan silahlı saldırılar sonucu ölümlerin yaşanması.
Bazen okulda, bazen AVM’de, bazen gece kulübünde veya sinemada silahlı kişi belirip hiçbir amaç gütmeden, rastgele insanları öldürüyor.
2009 yılından beri Amerika’da bu yüzden 1000’in üzerinde kişi hayatını kaybetti. En son bir buçuk ay önce 18 yaşında bir genç elinde ağır taramalı ile bir ilkokula girip 22 çocuk ve öğretmenin ölümüne sebep oldu.
Amerikalıların sorduğu esas soru şu:
Hiçbir amaç gütmeden, bir insan bir mekâna girip onlarca kişiyi neden öldürür? Herhangi bir politik, siyasi gruba üye olmayan 18 yaşında bir genç, bir sabah kalkıp neden çocukları öldürmeyi aklına getirir? Elbette bu soruların tek bir yanıtı olamaz.
Ancak bu tarz toplu ölümlere sebep olduktan sonra yakalanıp sorgulanan katillerin verdiği yanıtlara baktığınız zaman bir fikir edinebiliyorsunuz. Katillerin çoğu kötü bir çocukluk geçirmiş. Anne ve babaları tarafından hiç ilgi görmemiş.
Okulda arkadaşları tarafından önemsenmemiş, öğretmenleri tarafından azarlanmış. Kısacası yalnızlıklarına terk edilmişler. Hiç kimse olarak görülmüş ve önemsenmemişler.
İşte bu yüzden “birisi olmak” uğruna, çocukken göremedikleri ilgiyi alabilmek için bu şekilde toplu saldırı yapma yolunu seçmişler.
Alt motivasyon hep ilgi görmek, hep diğer insanlar tarafından görülmek, dikkat çekmek ve kendini önemli hissetmek…
Netflix’in yeni dizisi
Tam bunları düşünürken bir Netflix dizisi bir arkadaşımın tavsiyesiyle gündemime geldi: Dizinin ismi “Kuş Uçuşu.”
Kuş Uçuşu, basit gibi görünen bir senaryo ama içinde pek çok farklı hikâyeler barındıran, günümüz dünyasını anlatan başarılı bir yapım. Dizinin ana karakterlerinde iki farklı kuşağın temsilcisi kadın yer alıyor.
X kuşağını temsil eden deneyimli, başarılı, zirvede olan bir haberci Lale Kıran ile Z kuşağının temsilcisi stajyer Aslı’nın hikayesi...
Aslı’nın hedefi bir an önce Lale Kıran’ın yerine geçmek. “Benim biri olmam gerekiyor” sözleriyle özetlediği hedefe giden yolda ona göre her şey mubah.
Hızlıca zirveye varmak uğrunda yalan söylüyor, hile yapıyor ve önüne kim geliyorsa deviriyor.
Dizinin anlatıcısı bu iki karakteri şöyle tanımlıyor:
“Bu av ve avcının hikayesidir. Ormanda gizlenen bir aslan (Lale Kıran) ve yüksekten uçan avcı bir kuşun hikayesi (Aslı). Çok yüksek bir egoyla, kör bir hırsın savaşı bu.
Gücünü şöhretten alanla ürkütücü derecede görünmez olabilenin savaşı. Beğenilmek ya da rezil olmak yoktur kuşlar (Aslı) için. Yalnızca görülmek vardır. Daha çok ve daha çok görülmek. Hiç kimseyseniz, canınızın bile değeri yoktur.
Bu sebeple kuş için ‘biri olmak’ motivasyonu hayattaki en güçlü motivasyondur. Önünde kimse duramaz. Aslı’ya göre işini iyi yapmak değil mesele. Çok çalışması, değer katması gerektiğini söyleyenlere de “Sen eski kafalısın” diyor.
Onun için değerli olan önemli insanların onu görmesi ve iyi olduğunu söylemesi. Böylelikle herkesin onu kabul edeceğini, koltuk sahibi olacağını düşünüyor.
Ve şöyle diyor: “Kaybedemem ben. Bir tane hayatım var. Tanınmaya değmez herhangi bir kişi olmayacağım. Mutlu olmanın tek yolu masadaki en önemli kişi olmaktır.”
Elbette Aslı karakteri Z kuşağının tamamını temsil etmiyor. Ancak bu karakter “Birisi olabilmek” uğruna her şeyi yapmaya hazır günümüz insanını müthiş bir şekilde betimliyor.
Kendi hırslarına ve çıkarlarına odaklanmak...
İlişkilerde para ve güce öncelik vermek…
Kendinden emin ve çekici görünmeye çalışmak...
Yalan söylemeyi ve aldatmayı araç olarak kullanmak...
Gerekirse önünde bulunan insanları yok etmek...
Bunlar “birisi olabilme”, kendini önemli hissetme ihtiyacını gidermek uğruna yapılan şeyler. Ancak bu ihtiyacı karşılamak için bu yollara başvurmak mı yoksa uzun soluklu mu düşünmek gerekiyor?
Hiç unutulmamalı ki hayatın keskin kuralları vardır. Hayat gerçekten çaba sarf eden, uzun soluklu düşünen, hak yemeyen, sürekli gelişen ve en önemlisi değer katanları ödüllendirir.
Zirvede uzun süre kalabilmek için yetkinlik ve cesarete ihtiyaç vardır. Ve kendini önemli hissetmenin, birisi olabilmenin en doğru yolu da kendini geliştirmek, değer katmak ve bunu sürekli yapabilmekten geçer.