Ben robot değilim
Eğri oturup doğru konuşalım. Peşin hükümsüz insan yoktur. Her ne kadar “Peşin hükümlü” yaftası eleştiri amacıyla kullanılırsa da biraz düşünürsek hepimizde olan bir şeyi tu kaka etmenin de fazla bir değeri olmadığı kanısına ulaşılabilir. Türkçede önyargı ya da ön yargı olarak bilinen peşin hüküm bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı demektir.
Bazı önyargılar masumdur. Söz gelimi, ben çocukluğumdan beri bamyanın makbul bir sebze olmadığı konusunda peşin fikirliyimdir. Ama dedim ya, bazı peşin hükümler masumdur söz gelimi, bamya sevenlerin kanlı katil, cani vampir, ırz düşmanı ve hatta terörist olduklarını ileri sürmediğim için bu önyargım zararsız bir önyargı sayılır.
Gelgelelim, her önyargı masum değildir. Genel kural olarak önyargıların büyük çoğunluğu zararlı görülür. Bu nedenle birkaç istisna dışında peşin hükümlerin fazla taraftarı da azdır ama eleştirmeni boldur. Önyargıların makbul olmamalarının iki temel nedeni vardır. Birincisi peşin hükümlerin oluşma nedeni ve insanlara sağladıkları kolaylıklar ve ikincisi de sonuçlarıyla ilgilidir.
Bir kere çoğu peşin hükmün cehaletten doğduğu ileri sürülür. Bu açıdan peşin hükümlerin cahil insanlara daha cazip geldikleri söylenir. Peşin hükümlerin oluşması için derin düşünmeye, çalışıp uğraşmaya, tez-anti tez çalışmaları yapmaya gerek olmadığından bunlar araştırma ve öğrenme konusunda hazırlığı olmayanların ‘hüküm’ yani bir şey hakkında ‘karar’ vermeleri için büyük kolaylık sağlarlar. Ancak cehaletin de masumu vardır. Sözgelimi, benim Türk futbol alemine Lefter Küçükandonyadis’den daha iyi bir futbolcu gelmedi ve gelmeyecek diye bir önyargım varsa bunu sporcu performansının nasıl ölçüldüğünü çok iyi bildiğimden, ki bilirim, ve Lefter’in performansını ölçerek diğer sporcularla karşılaştırmış olduğumdan söylemişim varsayımı yanlış olur.
Ancak bu önyargı bana hem işin başında sporcu değerlendirmesinde kolaylık sağlar hem de bundan sonra beni hayat boyu diğer sporcuları takip ve değerlendirme zahmetinden kurtarır. Onun içindir ki önyargı cehaletin kalkanıdır denilebilir.
Önyargının sık dile getirilen bir diğer sakıncası da bunların sık sık gerçeğin algılanmasına mani oldukları tezidir. Söz gelimi, örümceklerin iğrenç ve zararlı hayvanlar olduğu konusunda önyargılı kişilerin onları çoğu zaman olduklarından çok daha büyük olarak tanımladıkları bilinir. Sonuçta masum sayılabilecek önyargıların bile masumiyeti tartışılmaktadır dersek çok da yanlış bir şey söylemiş olmayız.
Şimdi gelelim önyargının sonuçlarıyla ilgili kısma. İşletme yöneticilerinin sebzeler, futbolcular gibi konularda göreceli olarak masum önyargıları olabilir. Dediğim gibi bunların fazla bir zararları yok denilebilir ama bazı önyargıların işletmecilerin ‘doğru kararlar’ vermelerine engel olduğu iddiası ciddiye alınmak gerekir.
Benim meslek hayatımda çalışan, danışman ve eğitmen olarak en sık rastladığım ve peşin hükümler arasında en önde gelen önyargı kişilerin kendileri hakkındaki “ben bilirim” peşin fikriydi. Deneyimlerimde sayısını unuttuğum kere Sokrat’ın Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir lafını hatırlamış ve hatırlatmamak için kendimi zor tutmuşumdur. Özellikle üst yönetim düzeyinde sık rastlanan bir “Şimdiye kadar ben böyle yaparak başarılı oldum (çoğu kez bu çok para kazandım demektir) şimdi davranışlarımı neden değiştireyim?” kanısı geçmişte yapılan ve başarı sağlayan işlerin ve o işlerin yapılma yöntemlerinin şimdi ve gelecekte de başarı getireceği inancına dayanan bir önyargıdır.
Bir ara İngiltere’de borsa manipülasyonları ile ciddi paralar kazanmış bir iş insanı çalışma alanını genişletmek ve çeşitlendirmek için hedef olarak Türkiye’yi seçmişti. Büyük paralar vererek şirketler satın alıyor ortalıkta dolarlar uçuşuyordu. Adet olduğu üzere para kokusu alan irili ufaklı kimi “abi” kimi “patron” diye teker teker veya gruplar halinde kendisine yaklaşan yağcısı, dolandırıcısı, kapkaççısı etrafını çevirmiş proje! teklifleri getiriyor “evet efendim, sepet efendim, arada sırada münasiptir efendim” teraneleri okuyorlardı. Bu arada andığım iş insanı İstanbul’un en lüks otellerinden birinin en üst katını tamamen kendisi için kapatıyor keyfine bakıyordu. Kimin eli kimin cebindeydi pek belli olmuyordu.
Neyse, bu iş insanının Türkiye’deki işletmeleriyle ilgili yardıma ihtiyacı olduğunu bana ileten saygı duyduğum bir büyüğüme “bakarım” demiş ve baktığımda da yukarıdaki manzarayı görmüştüm. İlk toplantımızda kendisine “Beyefendi, bu böyle yürümez. İşinizin ne bir örgütlenmesi var ne de örgüt idaresi” dediğimde bana “Bana fikir verecek kişilerin benden akıllı olmaları gerekir” diyerek ya beni çok akıllı bulmadığını belirtmiş ki haklıydı ben akıllı olsam“evet efendim, sepet efendim, arada sırada münasiptir efendim” der biraz para da ben alırdım, ben de cevaben “kimin ne kadar akıllı olduğu kararını da siz veriyorsunuz herhalde diye” arkadaşı terslemiştim. Tahmin edebileceğiniz gibi bu iş insanıyla son toplantımız oldu. Her neyse, kısmen kendine bu aşırı itimadı ama daha çok başkalarının fikirlerini küçümsemesi nedeniyle sonunda battı, hapse falan girdi hem bir sürü insana hem de kendisine yazık etti. Bu geçmişte başarı sağlayan iş ve işlemlerin hep başarılı olacakları peşin hükmü pek bir yaygındır ve peşin hükümlerin kötülüğüne bir örnek teşkil edebilir. ‘Kötü’ peşin hükümlerin listesi oldukça uzundur. Hangi peşin hükmün nasıl tarif edildiği, zararlarının neler olabileceği yazardan yazara değişmekle beraber aşağıdaki örnek sık kullanılan önyargı listeleri arasında sayılabilir.
- Kararlarda kişi ve kurumlar hakkında klişeler kullanılması
- Kısmi algılamaların tüme uygulanması
- İlk intibanın kalıcılığı ve sonraki değerlendirmelerde esas alınması
- Güncel verilere aşırı ağırlık verilerek eskinin unutulması
- Geçmişte kalan olumsuzlukların ilerinin değerlendirilmesinde kullanılması
- Değerlendirmelerde olumsuz verilere gereksiz ağırlık verilmesi
- Yakın çevreye dahil kişilere daha olumlu davranılması
- Kendimize benzer kişilere ağırlık verilmesi
Bu tür önyargılar hepimizde az veya çok vardır. Kararlarımızı etkilerler. Literatürde kısmen yukarıdakiler ile çakışan aşağıdakiler gibi başka peşin hükümler de listelenmiştir.
- Başarılara odaklanıp hataları es-geçme eğilimi
- Kendi fikirlerimizi destekleyen fikirlere açılıp aksini ileri sürenlere kapanma hatası
3 Kendi yaptıklarımızı yüceltip başkalarının yaptıklarını hafife alma eğilimi (buna IKEA önyargısı deniliyor)
- İlk gelen bilgi ve ilk fikirlere ağırlık tanıma eğilimi
- Bir işi yapmak için gerekecek zaman ve kaynakları hafife alma eğilimi
- Olumlu iş ve hareketlere ağırlık tanıyıp olumsuzları örtbas etme eğilimi
Belirtmeye gerek yok ama tüm bu örnekler işletmecileri uyarmak ve eleştirmek için kullanılan yazılarda bulunur. Ancak, bu örnekler insan davranışları ve kararlarını diğer canlılardan ve birbirlerinden ayıran bir şey olan onların her türlü değerlendirmelerinde önyargı kullanmalarının örnekleridir. İşte bu özellikleri nedeniyle ‘yapay zekalı robotların’ gelecekte bir gün insanları devreden çıkaracağına kani değilim. Bamya sevmeyen robot olur mu?
Sağlıcakla kalın