Belirli süreli iş sözleşmesinin kurulma esasları
Belirli ve Belirsiz süreli sözleşme olmak üzere işçi ve işveren arasında iki tür sözleşme yapılabilmektedir. Bu sözleşmelerin içerik ve özlük hakları bakımından da farklı sonuçları vardır.
İş mevzuatı uyarıca esas olan sözleşme türü belirsiz süreli iş sözleşmesidir.
Diğer bir anlatımla belirli süreli iş sözleşmesi istisnai bir sözleşmedir. Bu kapsamda belirli süreli iş sözleşmesinin kurulması esaslarının incelenmesi önem arz eder.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11’inci maddesinde belirli süreli iş sözleşmesi hüküm altına alınmıştır:
“İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.”
Hüküm incelendiğinde belirli süreli iş sözleşmesinin kurulması objektif nedenlerin varlığına bağlıdır.
Objektif nedenler, işin süreli olması, işin tamamlanacak ve bir daha işi üstlenen işveren tarafından yapılmayacak olması, belirli bir olgunun ortaya çıkması olarak özetlenebilir.
Objektif nedenleri örnekle somutlaştırmak gerekirse, geri dönmek üzere izne çıkan çalışanın yarattığı istihdam açığının tamamlanması için belirli süreli iş sözleşmesi kurulabilir veya süreli olan ihale konusu işlerde de belirli süreli iş sözleşmesi kurulabilir.
Başka bir anlatımla, işin süreli olması genel anlamı ile ihale konusu işleri, işin tamamlanacak olması işveren tarafından bir daha yapılmayacak işleri, belirli bir olgunun ortaya çıkması ise kadın işçinin doğum iznine çıkması, erkek işçinin askere gitmesi gibi dönemsel ihtiyaçların varlığı hali olarak ifade edilebilir.
Belirli süreli iş sözleşmesinin en önemli sonuçlarından biri, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin kıdem süresi bir yıl ve üzeri olsa dahi kıdem tazminatı hakkının bulunmamasıdır. Bu nedenle belirli süreli iş sözleşmesinin kuruluş aşamasında objektif ve esaslı nedene dikkat edilmesi önemlidir.
Diğer yandan belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz.
Aksi halde kurulan iş sözleşmesi, başlangıçtan itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilecektir. Ek olarak esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini koruyacaklardır.
Son olarak, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Bu hususun en önemli sonucu ise belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin işe iade davası açma hakkının bulunmamasıdır.
Nihayetinde, belirli süreli iş sözleşmesi kurulurken objektif nedene dikkat edilmesi hem çalışanın işçilik haklarının korunması hem de çeşitli uyuşmazlıkların gündeme gelmemesi ve çalışma barışının bozulmaması açısından önem arz etmektedir.