Belediyelerin vergi borçları

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Ahmet Arslan

CPA, MBA

Bilindiği üzere, belediyeler mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere faaliyet gösteren kamu idareleridir. Söz konusu idareler merkezi yönetim ve devlet kapsamında değil, mahalli idare statüsündedir.

Bu nedenle, belediyeler bazı faaliyetleri dolayısıyla vergi mükellefi olabileceği gibi tevkifat (stopaj) zorunluluğu nedeniyle vergi sorumlusu olabilmektedir. Her iki durumda belediyeler vergi borçlarını diğer vergi mükellefleri için ilgili mevzuatında öngörülen usul ve sürelerde vergi dairesine ödemekle yükümlüdür. Söz konusu durum belediyelerin bağlı idareleri, iktisadi işletmeleri ve şirketleri için de geçerlidir.

Son yıllarda belediye faaliyetlerinin genişlemesi ve çeşitlenmesi beraberinde vergi mükellefiyetlerinin de artması sonucunu doğurduğu gibi belediyelerin vergi borçlarını vadesinde ödememesi veya ödeyememesi Hazine’ye karşı borçlu duruma düşmelerine yol açmaktadır. Bu durum, belediyelere yapılacak ödemelerde vadesi geçmiş borcu olmadığına dair belgenin (“vergi borcu yoktur” yazısı) aranması gereken hallerde belediyeleri sıkıntıya sokabilmektedir.

Belediyelerin vadesi geçmiş borçları cebren tahsilin yanı sıra kendilerine genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paydan kesinti suretiyle veya 6183 sayılı Kanun’da yer alan takas yoluyla tahsil edilebilmektedir.

1. Belediyelerin vergi mükellefi ve sorumlusu olmaktan kaynaklanan borçları

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, belediyelerin vergi borçları vergi sorumlusu ve/veya vergi mükellefi olmaktan kaynaklanmaktadır. Ayrıca, belediyelerin yüklenicilere yaptığı hakediş ödemeleri sırasında vergi borcu sorgulaması kapsamında kestikleri vergilerden de vergi borçları bulunmaktadır.

Belediyelerin vergi sorumlusu olmaktan kaynaklanan vergi borcu; personele yaptıkları ücret ödemelerindeki gelir vergisi ve damga vergisi tevkifatı, yıllara sari yapım işlerine ilişkin olarak yüklenicilere yaptıkları ödemelerdeki gelir vergisi ve kurumlar vergisi tevkifatı ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi kapsamında yaptıkları diğer gelir vergisi tevkifatlarından doğmaktadır.

Belediyelerin vergi mükellefi olmaktan kaynaklanan vergi borcu ise kurumlar vergisi ve KDV’ye tabi vergiye tabi iktisadi ve ticari faaliyetleri (bütçe içi işletme kapsamında arsa, işhanı veya bina gibi taşınmazların kiraya verilmesi veya satışı, otopark gelirleri, büfe, kantin, çay ocakları, restaurantlar, belediyeye ait tesislere giriş ücretleri, belediye düğün ve eğlence salonlarının tahsisi ve ücrete tabi diğer işler) nedeniyle söz konusu olmaktadır.

Belediyelerin özellikle söz konusu faaliyetler dolayısıyla vergi mükellefiyetlerinin pek farkında olmadıkları bilinmektedir.

Belediyeler KDV tevkifatı yapacak kurumlar (belirlenmiş alıcılar) listesinden çıkarılmış bulunduğundan belediyelerce kişilere yapılan ödemelerde KDV tevkifatı yapılmaz (belediyelerin bütçe içi iktisadi işletmelerince yapılan ödemeler hariç). 

Öte yandan, belediyeler diğer vergi mükellefleri gibi vergi ziyaı, usulsüzlük vb. cezalara muhatap olabilmekte ve söz konusu cezalar da vergi borcunu arttırmaktadır. 

Son olarak, belediyeler resmi daire olarak damga vergisini karşı taraftan kesip vergi dairesine yatırmak mecburiyetindedir.

2. Belediyelerin vergi borcu tutarları

Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre, belediyelerin toplam vergi borcu 46 milyar TL, belediye bağlı idarelerinin vergi borcu 1,5 milyar TL, belediye şirketlerinin vergi borcu ise 7,8 milyar TL düzeyinde bulunmaktadır. Söz konusu idare ve kurumların toplam 55,6 milyar seviyesindeki vergi borçlarının yaklaşık olarak 18 milyar TL’si yapılandırılan borçlardan, 37,6 milyar TL’si ise vadesi geçmiş borçlardan oluşmaktadır.

Bununla birlikte, birçok belediyenin muhasebe sistemindeki eksiklik ve yanlışlıklardan dolayı belediyenin muhasebe kayıtlarında yer alan vergi borcu ile vergi idaresinin kayıtlarında söz konusu idareden olan vergi alacağı olarak yer alan tutarlar arasında önemli farklar da bulunmaktadır. 

Vadesi geçmiş borç tutarlarına her ay gecikme zammı da (aylık %4,5 oranında) tatbik edilmektedir.

3. Belediyelerin vadesi geçmiş vergi borçlarını ödeme şekli

Kural olarak, belediyelerin amma borçlarının ödenmesi konusunda da diğer amme borçlularından bir farkı bulunmamakta olup, vadesinde ödenmeyen ve vergi dairesince tecil edilmeyen (yapılandırma) vergi borçları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre cebren tahsil yoluyla ödenir.

Cebren tahsil borçluya ödeme emrinin gönderilmesi ile başlamakta ve borçlunun borcu karşılamaya yetecek tutarda malvarlığının haczedilerek satış bedelinden amme alacağının tahsiliyle sonuçlanmaktadır. Bu bağlamda, belediyelerin 5393 sayılı Kanunda sayılan istisnalar (kamu hizmetlerine tahsis edilen kaynaklar vb.) dışında malvarlıklarının amme borçlarına mahsuben haczi mümkündür. 

Bununla birlikte, söz konusu yolun bazı sorunlar ihtiva etmesi nedeniyle 6183 sayılı Kanun’da bir nevi takas müessesesine yer verilmiştir. Kanunun Geçici 8’inci maddesine göre; “31/12/2028 tarihine kadar uygulanmak üzere, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tâbi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, 4389 sayılı Kanuna tâbi faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve bu Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlarından merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerince ihtiyaç duyulanlar ile 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilecek olanlar, 4734 sayılı Kanunun 6’ncı maddesine göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak bütçenin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin Maliye Bakanlığınca satın alınabilir. Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının tapu işlemlerine esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değerine eşit tutarda Devlete ait olan ve bu Kanun kapsamına giren borçları terkin edilir.”

Söz konusu madde hükmüne istinaden belediyelerin önemli tutarlarda vergi borçları sahip bulundukları taşınmazların vergi dairesine devri suretiyle ödenmektedir.

Son olarak, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’da mahsup müessesesi yer almaktadır. Kanuna (Md.7) göre; il özel idareleri ve belediyeler ile bu idarelere bağlı kuruluşların ve bunlara ait tüzel kişilerin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen Devlete olan borçlarına karşılık, bu idareler adına her ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden ayrılacak tutardan, alacaklı idarelerin talebi üzerine, ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti yapılarak alacaklı idarelere ödenir. Bu kapsamda belediyelerin vergi borçları için yapılacak kesintilerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden, il özel idareleri ve belediyeler adına aylık olarak ayrılacak tutara oranı, %40’ı aşamaz.

Sonuç

Belediyelerin vergi borçları vergi sorumlusu ve/veya vergi mükellefi olmaktan kaynaklanmaktadır. Belediyeler ve belediye şirketlerinin söz konusu borçları vadesinde ödememesi veya ödeyememesi nedeniyle vadesi geçmiş ve/veya yapılandırılmış vergi borçlarının toplam tutarı yaklaşık olarak 56 milyar TL’ye ulaşmıştır. Söz konusu tutarlara her ay gecikme zammı da (aylık %4,5 oranında) tatbik ettirilmektedir. 

Söz konusu borçların tutarı konusunda vergi idaresinin kayıtları ile ilgili belediyenin kayıtları arasındaki bazı farklılıklar bulunmakta olup, bu durum belediyelerin vergi mükellefiyetlerinin yeterince farkında olmamalarından da kaynaklanmaktadır. 

Belediyelerin vadesinde ödenmeyen vergi borçları vergi dairesince 6183 sayılı Kanun’da yer alan takas müessesesi ve cebren tahsil yoluyla tahsil edilebildiği gibi 5779 sayılı Kanun’da yer alan mahsuben tahsilat yoluyla da tahsil edilmektedir.

Belediyelerin vadesinde ödenmeyen vergi borçları cebren tahsil halinde bazı sorunlar doğurabileceğinden, belediyelere yapılacak destek veya teşvik ödemelerinde de sorun teşkil edebildiğinden ve belediyelere çeşitli maliyetler (vergi cezaları, gecikme faizi, gecikme zammı vb.) doğurduğundan belediyelerin ve belediye şirketlerinin vergi mükellefiyet ve sorumlulukları konusunda yeterli bilgi ve bilince sahip olması gerekmektedir. 

KAYNAKÇA

www.malidunya.dom

Ahmet ARSLAN; Kamu İdareleri İçin Vergi Hukuku, 1. Baskı, Ankara.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar