Beklenti büyüdü, 4 puan artış da yetmeyebilir

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Ortalama fonlama maliyeti yüzde 14.75'e doğru gidiyor. Politika faizi ile makas 4.50 puana ulaşmak üzere. Merkez Bankası'nın fiili faizin altında bir politika faizi belirlemesi artışın işe yaramaması sonucunu doğurabilir.

✔ Bu yüzden 19 Kasım'daki toplantıda politika faizinin 4 puanın üstünde, muhtemelen 4.75 puan artırılarak yüzde 15'e çıkarılması beklenmeli.

Dolar 8.50’lerden 7.70’e, euro 10 liradan 9.10’a nasıl geriledi... Sahi ne oldu da böylesine hızlı bir düşüş gerçekleşti... Döviz arzında bir artış olmadı, talep birden hız kesmedi; öyleyse ne oldu...

Algı değişti, algı! Piyasayla zıtlaşılarak bu durumun sürdürülemeyeceği görüldü. Bakmayın faizin enflasyonun nedeni olduğuna dönük söylemlerin tekrar ediliyor olmasına. Aynı zamanda söylenen başka şeyler de var; Merkez Bankası’nın yanında olunduğu gibi.

Taşları yerine oturtmak gerekir. Ne dedi Merkez Bankası’nın yeni başkanı Ağbal, “Gerekli politika kararları alınacaktır”... Şu koşullarda “gerekli politika kararları”nın ne olduğu da açıktır.

Nefessiz kalan hastanın (TL) hayata tutunabilmesi için ne gerekiyorsa yapacaksınız. Kimi zaman çok acil durumlarda hastane ortamı dışında bile boğazın delinmesi suretiyle nefes borusuna hava gitmesini sağlayan uygulamaya başvurmak kaçınılmaz olur ya, onu bile yapmak durumundasınız. Ya yaşam ya delinmiş boğaz!

TL, herkesin sırtını döndüğü ve kaçtığı bir para olmaktan çıkarılmalı, bunda herkes hemfikir. Uzun vadede atılacak bir dizi adım elbette var, TL’nin bu duruma düşmesi elbette kader değil; ama bizim zamanımız yok ki! Acele bir şeyler yapmamız gerekiyor.

Önce algı, sonra faiz...

Artık herkes Merkez Bankası’nın 19 Kasım’da faiz artıracağını görüyor. Ama artış ne kadar olacak?

Bir kere politika faizi, gerçekten politika faizi haline getirilecektir. Hani neredeyse hiç ihtimal verilmiyor ama 22 Ekim’deki gibi politika faizini sabit tutup ya da göstermelik olarak çok az artırıp GLP’ye yüklenmek gibi bir hataya düşülürse, o gün dolar artık 9 lira mı olur, 10’u mu zorlar, bilinmez.

Dolayısıyla 19 Kasım’da öncelikle politika faizi, gerçek işlevini yeniden kazanacaktır, kazanmalıdır.

Peki artış ne kadar olacaktır?

Bu sorunun yanıtını iyi kötü veren bir oran var. Piyasanın hangi orandan fonlanmakta olduğuna bakmak gerekir. 11 Kasım itibarıyla ortalama fonlama maliyeti yüzde 14.36’ya çıkmış durumda. Yani politika faiziyle olan fark 4.11 puanı buldu.

Dolayısıyla politika faizi kabul edilen haftalık repo ihale faiz oranı 4 puan artırılsa, ulaşılacak oran yüzde 14.25’tir. Bir başka ifadeyle fiili faizin yine de altında kalınmaktadır. Üstelik ortalama fonlama bu gidişle 19 Kasım’a kadar yüzde 14.75’lik GLP’ye ulaşacak gibi görünmektedir. O durumda mevcut politika faiziyle olan makas 4.50 puana çıkacaktır.

Ortalama fonlama aşağı çekilemediği sürece politika faizini 4 puan artırıp yüzde 14.25’e çıkarmak çare olur mu? Hiç sanmıyoruz. İşte o yüzden mevcut gidişata göre 19 Kasım’daki faiz artışını 4 puanın üstünde tutmak kaçınılmaz görünmektedir.

Çeyrek ya da yarım puan daha düşük artışla yetinmek uğruna atılan adımın ve yaratılan algının çöpe gitmemesi için Merkez Bankası’nın şu anki GLP’yi, yani yüzde 14.75’i yakalayacak bir politika faizi belirlemesi şaşırtıcı olmaz.

En makul görünen oran da 4.75 puanlık artışa denk gelen yüzde 15’tir.

24 EYLÜL VE 22 EKİM: "ÇOK MALİYETLİ İKİ TEST!"

Türkiye 24 Eylül ve 22 Ekim’deki Para Politikası Kurulu toplantılarında sonuç elde etmek hiç mümkün görünmemesine rağmen iki deneme yaptı.

24 Eylül’de aslında pek beklenmediği halde faiz artırıldı; ne var ki bu artışla ortalama fonlama maliyetine bile ulaşılamadı. İki puan artırılarak yüzde 10.25’e çıkarılan politika faizi işlevsiz kalmaya devam etti. Bu artışla birlikte dövizde bir günlük bir geri çekilme oldu, sonrasında hızlı bir artış gözlendi.

22 Ekim’e gelindi; Merkez Bankası maharetmiş gibi piyasaları kontrpiyede bırakmaya devam ediyordu. 24 Eylül’e bakanlar “Merkez Bankası üstündeki faiz artırma baskısı belli ki sona erdi, artış sürer” diye beklerken Merkez Bankası tuttu yalnızca GLP faizini artırdı.

Bir merkez bankası piyasayı şoke etmek istese, ancak bu kadarını yapılabilirdi. Sıkılaştırma amaçlı bir dizi adım daha atıldı, ortalama fonlama maliyeti arttıkça arttı; ama bunların hiçbiri dövizin tırmanmasını durduramadı.

İşte o yüzden 24 Eylül ve 22 Ekim için maliyetli iki test diyoruz ya. Buna ders demek de mümkün.

Geçen haftaki yönetim değişikliği sihirli bir dokunuş etkisi yaptı, beklentiler iyileşti, piyasayla zıtlaşmaktan vazgeçileceği kanısı hakim oldu. Umulan, Merkez Bankası’nın açılan bu krediyi iyi değerlendireceği ve 19 Kasım’da ciddi bir hata yapmayacağıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar