Bay Putin’i ikna etmek zor olabilir
Bay Putin ve Erdoğan’ın bugün Soçi’de buluşmaları bekleniyor. Görünüşe göre, toplantı tarihi Rus tarafınca belirlenmiştir. Türk tarafından da kısa süre içinde Soçi’de Putin ile bir buluşma gerçekleşeceği açıklanmış fakat tarih bildirilmemişti. Görüşmenin yer ve gününün Putin tarafından belirleneceği izlenimi, ülkemizde kendisinin Türk Cumhurbaşkanı ile görüşmekte isteksiz olduğu yorumlarına yol açmış bulunuyor. Nitekim Türkiye’ye yapacağı söylenen ziyareti de iptal ettiği anlaşılıyor. Buna karşılık toplantı yer ve tarihini belirleme gayretleri, mevcut karışıklıkta kendisinin üstün konumda olduğunu göstermenin bir yolu gibi gözüküyor. Gerçek biraz daha karmaşık olabilir. Rusya’nın dahili durumundan kaynaklanan nedenlerle Putin tüm yurtdışı seyahatlerini iptal etmiştir. Geçen hafta Güney Afrika’da toplanan BRICS toplantısına gitmedi (Gitmemesinin başka sebeplerine geçen hafta biz de temas etmiştik.) Ardından G-20 toplantısına iştirakini de iptal etti. Putin şu sıralarda Rusya’dan uzakta olmanın pek iyi bir fikir olmadığını düşünüyor olabilir. İktidara hakim olduğu konusunda tereddüt olmasa da, Wagner güçlerinin kurucusu Prigojin, kısa bir süre önce Putin’in yakın çalışma arkadaşlarını eleştirerek neferlerini Moskova’ya doğru yürüyüşe başlatıp sonra yarı yolda durmuştu. Putin’e sadakat bağlarını ifade etmiş, fakat beceriksiz olduklarını iddia ettiği Savunma Bakanı Şoygu ile Genel Kurmay Başkanı Gerasimov’un istifa etmeleri gerektiğini düşündüğünü söylemişti. Geçtiğimiz hafta esrarengiz bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Çoğu gözlemci bu olayı Putin’in intikamı olarak nitelendiriyor. Yine de Bay Putin, savaşın Rusya’nın istediği şekilde gelişmediğinden ya da ekonominin çökmesinden endişe edip de kendisinin gitmesini isteyenler olduğundan kuşku duyuyor olabilir. Putin ve Erdoğan’ın işbirliği üzerine kurulu dostlukları var. Otoriter yönetim tecrübesi zengin olan Sayın Erdoğan’ın Putin’in içinde bulunduğu durumu algılaması pek zor olmasa gerektir. Dolayısıyla, Rus liderinin Türkiye’yi ziyaret planlarını değiştirerek “dostunu” Soçi’de buluşmaya davet etmesine büyük anlamlar yüklememek gerekiyor. Toplantı tarihinin Rusya tarafından belirlenmesi girişimi ise biraz daha sorunlu. Böylece Bay Putin kozları elinde tuttuğunu, Türk Cumhurbaşkanının da bunu kabullenmek zorunda olduğunu ima etmiştir. Pekiyi, neden Türk Cumhurbaşkanı Putin ile mutlaka görüşme baskısı hissetmektedir? Bilindiği üzere, bir aydan fazla bir süre önce Rusya, Afrika dahil tüketicilere Ukrayna tahılının sevkini mümkün kılan Tahıl Anlaşmasını uzatmayarak iptal etti. Eğer Afrika ülkeleri Ukrayna ve Rusya’dan tahıl ithal edemezlerse iki sebepten açlıkla karşılaşacaklar. Bir kere, yeterli gıda maddesi bulamayacaklar. İkincisi, tahıl fiyatları yükseleceği için olanı da satın almaya paraları yetmeyecektir. İlk anlaşmanın yapılmasında önemli rol üstlenmekten gurur duyan Türkiye’den şimdi beklenen anlaşmaya geri dönülmesi için Rusya’yı ikna etmektir. Türk Cumhurbaşkanı kendisinin Putin’i ikna kabiliyetinin yüksek olduğu konusunda fantezilere sahip olabilir, ancak Rus hükümetinin müteaddit defalar açıkladığına göre, anlaşmanın sürdürülmemesinin başlıca nedeni, kendisi de tahıl ve gübre ihraç eden Rusya’ya, Batı ülkelerinin verdiği sözleri yerine getirmemeleridir.
Türkiye Rusya’nın beklentilerine cevap verecek konumda değil
Rusya kendisine yapılacak ödemelerin olağan uluslararası ödeme kanallarından Rus bankalarına transferler şeklinde yapılmasını istemektedir. Türkiye, Rusya’nın bu bekleyişlerine cevap verecek konumda değildir. Dolayısıyla, belki de yerine getiremeyeceği bir sorumluluk üstlenmiştir.
Türkiye’nin çözümüne fazla katkıda bulunamayacağı başka güçlükler de bulunmaktadır. Tahıl Anlaşması sona erdiğinde, Ukrayna’nın müttefikleri bu ülkenin tahılının tüketicilere ulaştırılması için başka yollar aramaya başlamışlardır. Ürünlerin karayolu üzerinden gönderilmesi çok pahalıdır. Ayrıca, Polonya ve Romanya gibi ülkeler, bu ürünün bir kısmının kendi iç piyasalarına yönelerek fiyatları aşağıya çekeceğinden endişe etmektedir. Daha cazip olan formül, tahılın Ukrayna ve Romanya’nın Karadeniz’deki limanlarından gemilere yüklenmesidir. Gemiler ülke karasularını kullanarak ilerleyecekler, böylece Rus donanmasının müdahalesinden korunmuş olacaklardır. Beklendiği üzere, Ruslar bu formülden fazla memnuniyet duymamaktadırlar. Daha şimdiden bazı Ukrayna limanlarına ve silolarına füzelerle saldırmışlar, zarar vermişlerdir. Türkiye ise alternatif çözüme uygun hareket etmek mecburiyetindedir. Ukrayna ile de dostane ilişkileri yanında, NATO üyesidir. Bu alternatif rotanın Rusya’nın da çıkarına olmayacağı konusunda Bay Putin’i ikna etmek çok zormuş gibi gözüküyor. Bay Putin’i tahıl anlaşmasını tekrar yürürlüğe koyması konusunda ikna etmekte bu defa Türkiye’nin sihirli değneği işe yaramayabilir. Batı’daki dostları ve müttefikleri nezdinde Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde arabuluculuk yapacak, vazgeçilmez bir müttefik olduğunu kanıtlamanın yollarını arayan Sayın Erdoğan için böyle bir sonuç herhalde mutluluk getirmeyecek, üzüntüsü müncer olacaktır.