Batı’ya resesyon şoku
Selçuk Turgay AZAK – Vergi Müfettişi – Ekonomist
Daha önceki yazılarımızda dünya ekonomisi açısından pandemi süreci ve sonrasında ortaya çıkan güvenlik gelişmelerinin ekonomik belirsizliklere sebep olarak tedarik ve üretim zincirini bozmak suretiyle ve özellikle maliyet kaynaklı küresel enflasyonun yükselmesine sebep olduğunu çokça ifade etmiştik. Bu kapsamda maliyet enflasyonunu düşürmek için ise salt sıkı para politikası uygulamasının çözüm olamayacağını ve ekonomileri resesyona hatta stagflasyona sürükleyebileceğini de ilgili yazılarımızda ifade etmiş ve çözümler ortaya koymuştuk.
Bu yazımızda, Euro bölgesi ve ABD’de faiz artış sürecinin sebep olduğu güncel gelişmeleri sizlerle paylaşacağız.
Almanya… Euro bölgesinin en büyük ekonomisi… Resesyona girdi…
Almanya'nın 2023 ilk çeyreğine ilişkin GSYH’de yüzde 0,3 daralma gerçekleşti. Almanya ekonomisi 2022'nin son çeyreğinde de çeyreklik bazda yüzde 0,5 daralma kaydetmişti.
Euro bölgesinin diğer ülkeleri de benzer durumda… Gelen büyüme verilerine göre, Avrupa ülkelerinin ya çok düşük bir oranda büyüme performansı ya da negatif büyüme performansı sergilediği anlaşılıyor. Euro bölgesinin büyüme hızının sıfıra çok yakın gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Diğer taraftan FED’in de kafası karışık… Gelen açıklamalara bakıldığında hem faiz artışının devam etmesi gerektiğini düşünenlerin hem de faiz artışının durması gerektiğini düşünenlerin bir arada olduğu anlaşılıyor. 21-22 Mart'ta düzenlenen toplantıya ilişkin yayımlanan tutanaklarda, faiz artışının yavaş dahi olsa devam etmesi gerektiği ya da bir artış daha yapıldıktan sonra durması gerektiği; ancak buna rağmen dezenflasyonist sürecin başlaması noktasında tereddütlerin olduğu ve yıl sonunda hafif bir resesyon sürecinin yaşanabileceği ifade edildi. Yani özetle, enflasyonu düşürmek için uygulanan sıkı para politika sürecinin henüz istenilen etkileri yaratmadığı ve bu etkiyi yaratmadan iktisadi faaliyetlerin yavaşlayabileceği ifade edilmekte…
Sonuç olarak, maliyet kaynaklı enflasyonu düşürmek için uygulanan sıkı para politikası etkisini istenildiği kadar göstermediğinden küresel anlamda ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkisi daha da hissedilecektir. Bu durumda tarafımızca önerilen çözüm yöntemi genel hatlarıyla şu şekildedir. Sadece ortodoks ve talep yönlü politika olan para politikasının uygulanması yerine bir politika setinin belirlenmesi ve maliyet enflasyonunu düşürmek için toplam arzı besleyici yapısal ve selektif adımların atılmasını önermekteyiz.