Batı, Ukrayna'dan vaz mı geçiyor?

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

  Zelensky Washington'da Kongre'nin her iki kanadına hitap etmek yerine, kapalı kapılar ardındaki toplantılarla yetinmek zorunda kaldı.

Uluslararası ilişkilerde son dönemdeki küresel cepheleşme demokrasilerle otokratik rejimler arasında yaşanacak gibi görünüyor.

Ukrayna savaşı bunun örneği; Batı'nın söylemi otokratik Rusya rejiminin Ukrayna'yı işgal ettiği üzerine kurulu. Dolayısıyla da savaşın ilk aylarında Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky "demokrasi havarisi" gibi karşılandı gerek ABD'de, gerekse Avrupa Birliği ülkelerinde.

Ancak durum değişmeye başlamış gibi görünüyor. Bunun ilk nedeni, ABD ve Avrupa Birliği'nin Rusya'ya yönelik katı yaptırım rejiminin beklenenin aksine, Rus ekonomisini çökertmeyi başaramamış olması.

İlginçtir, Batı'nın Rusya yaptırımları, sadece Çin gibi "karşı cephede" yer alan ülkeler tarafından değil, yine bizzat Batı'nın "müttefik" olarak kabul ettiği otokratik ya da otokratik eğilimli ülkelerin uymaması nedeniyle başarısız oldu;

ABD'nin Ortadoğu'daki geleneksel müttefikleri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri mesela, Rusya'nın petrolünü ucuza alıp, kendilerininkinin pahalı fiyatından dünyaya satarak para kazanma yolunu seçtiler.

Yine Washington'un Ortadoğu politikasını üzerine kurduğu İsrail'de de, demokrasiyle göreve gelen ancak ırkçı ve otokratik adımlara imza atan aşırı sağcı koalisyon hükümeti hiç bir zaman Rusya'ya karşı ABD ya da Avrupa Birliği kadar sert tutum almadı.

Bunlara nüfus uyarınca "dünyanın en büyük demokrasisi" ünvanı taşıyan, ancak Hint milliyetçisi partiden Başbakan olan Modi'nin otokratikleşme eğilimleriyle öne çıkan Hindistan'ı da eklemek gerek. ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da "rutin konuğu" haline gelen, Washington yönetimi'nin Batı cephesine çekmek için siyasi ve ekonomik taviz üzerine taviz verdiği Hindistan da, Rusya'nın ihraç ettiği petrolün en büyük alıcıları arasında yer alıyor.

AB içinde çatlak sesler çıkmaya başladı

Avrupa Birliği içinde Ukrayna savaşı konusundaki "çatlak sesler" de giderek daha çok duyulur hale geldi. Polonya mesela, kendi çiftçisini korumak adına Ukrayna tarım ürünlerine koyduğu yasağı bir türlü kaldırmıyor, aksine devamlı süresini uzatıyor. Polonya hükümeti şimdi de Ukrayna'ya silah akışını da durdurdu. Savaş nedeniyle en çok Ukraynalı sığınmacıyı kabul eden ülkelerden olan Polonya'da mevcut hükümet belli ki, önümüzdeki ay yapılacak seçimlerden önce ülkede kötüleşen ekonomiyi konuşturmamak için, Ukrayna'yı "günah keçisi" yapma eğiliminde.

Zelensky ABD'de umduğunu bulamadı

Zelensky geçen yıl Aralık ayında Washington'a yaptığı ziyarette, neredeyse "savaş kahramanı" gibi karşılanmıştı. Hem Beyaz Saray'da bizzat Biden tarafından ağırlanan Ukrayna lideri, aynı zamanda ABD Senato ve Temsilciler Meclisi'nin ortak oturumunda konuşma yapmıştı.

Zelensky geçen hafta yeniden Washington'daydı. Beyaz Saray'daki ağırlamada pek bir farklılık yoktu ama iş Amerikan Kongresi'ne geldiğinde Zelensky umduğunu bulamadı. Biden'ın söz verdiği Ukrayna'ya yönelik yeni yardım paketinin Cumhuriyetçiler'in ağırlıkta olduğu Temsilciler Meclisi'nden vize alabilmiş değil. Yaklaşan Amerikan Başkanlık seçimleri öncesinde, Cumhuriyetçiler'in ABD'nin Ekim ayından itibaren yürürlüğe girecek devlet bütçesini bile engellediği ortamda, kimse Ukrayna'ya yardımı "öncelik" haline getirmiyor Washington'da. Hatta Ukrayna'ya bugüne kadar yapılan Amerikan yardımlarını "yolsuzluk" üzerinden sorgulamaya başlamış Cumhuriyetçi vekiller ve senatörler var Kongre'de.

Nitekim Zelensky Washington'da Kongre'nin her iki kanadına hitap etmek yerine, kapalı kapılar ardındaki toplantılarla yetinmek zorunda kaldı bu sefer.

Belli ki Ukrayna halkının "savaş kahramanlığı", Batı demokrasilerinde seçimlere kadar etkili. Polonya'daki, ya da önümüzdeki yıl ABD'deki seçimlerden sonra Ukrayna'ya desteğin ne yöne evrileceği ise muamma.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024