Baştan sona inovasyon nasıl mümkün?
Bize ayrılan yer kısıtlı olduğu için önemli konuları bu köşede seriler şeklinde ele alıyorum. Bir açıdan iyi; sonraki haftaya kadar üzerine tartışma ve özümseme şansımız oluyor. “Mümkün mü” serisini bu yazıyla tamamlayalım. Şimdiye kadar inovasyonun itaatkâr toplumlarda, yaratıcı olamayan şehirlerde, bohemlersiz ve aykırılıklarsız mümkün olamayacağını konuştuk. Peki, inovasyon nasıl mümkün?
Sürdürülebilir ve radikal inovasyonlar tek bir kişinin, kurumun ya da firmanın başarabileceği bir mesele değil. Konunun pek çok farklı boyutu ve aktörü var. Tarihe not düşmek, sorumluluğumu yerine getirmek ve gelecek nesiller “sen ne yaptın ülkenin gelişimi için” sorusuna verebileceğim yanıtlardan birisini hazırlamak adına daha önce parça parça değindiğim çözüm önerilerini toplu olarak bu yazıyla sunuyorum. En tepeden başlayarak en alt katmana kadar inelim.
Makro-politik Boyut: İnovasyon ülke yönetiminin gündeminde değişmeyen bir madde olmalı. En yüksek düzeyde temsili sağlanmalı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ismine “İnovasyon” eklenebilir. Ya da Teknoloji ve İnovasyon Bakanlığı şeklinde ayrı bir Bakanlık kurulabilir. İnovasyonu sadece ihracatçılarla sınırlamak yanlış. İhracat yapmayan startuplar veya KOBİ’ler de pekâlâ başarılı inovasyonlara imza atıyorlar. O yüzden özel sektörde inovasyonun temsili TİM yerine TOBB gibi daha geniş bir çatı örgüte verilebilir. Girişimcilik ve İnovasyon dersi Anadolu ve Fen Liseleri’nde seçmeli, Endüstri Meslek, Teknik ve Ticaret Liseleri’nde zorunlu olmalı. Üniversitelerde İşletme ve Endüstri Mühendisliği bölümlerinde Girişimcilik ve İnovasyonla ilgili ayrı ayrı zorunlu dersler olmalı. Mesela işletmeler için olmazsa olmaz “İnovasyon Yönetimi” dersi mutlaka müfredatta yer almalı.
Sosyo-kültürel Boyut: İnovasyon, ihtiyaç ve problemleri giderecek çözümler geliştirmektir. Çözüm üretmek için “bakış açısı” temel belirleyici faktör. Toplumu korumacılığa, risk almamaya, itaate değil; denemeye, hata yapmaya, risk almaya, soru sormaya, sorgulamaya yönlendirecek bir kültür inşa etmeliyiz. Başımıza icat çıkarma yerine insanlığın geleceğini şekillendirecek icatlar yapın diyecek büyüklere ihtiyacımız var. Eğitim politikaları kültür inşasında kritik. Çocuklarımızın ilkokuldan itibaren merak etmeye ve soru sormaya yönlendirecek şekilde dersler ve içerikler tasarlanmalı. Kişiliklerinin gelişiminde kuyumcu hassasiyeti göstermeliyiz, özgüvenlerini öldürmemeliyiz.
Mikro-politik boyut: Yerel yönetimler yaratıcılığı, inovasyonu ve birlikte çalışma kültürünü aşılayacak etkinlikler organize etmeli. Ortak çalışma alanları ve “makers hub” gibi yaratıcı mekanlar açmalılar. Bir sokağa veya parka yerleştirdiğiniz bir heykel veya sanat eseri dahi insanların zihinlerinde büyük dönüşümlere neden olabilir. Felsefe ve sanat; bilim ve inovasyonları besleyen en önemli damarlardır. Tüm şehir yaratıcı düşünmeye sevk edilmeli.
Kurumsal boyut: Firmalarımız artık Ar-Ge’den inovasyona geçebilmeli. Direkt Genel Müdüre ya da CEO’ya bağlı bir direktörlük veya CIO (Chief Innovation Officer) altında inovasyon departmanları kurulmalı. Şirket için inovasyon yönetimi alt yapısı kurulmalı. İnovasyonu teşvik eden bir yönetim şekli (çevik), o doğrultuda bir organizasyonel yapı (yatay, yalın), strateji ve kültür tasarlanmalı. Ekosistemin diğer oyuncuları ile (açık inovasyon) çalışılmalı. Kurum içi girişimcilik fikirlerini ödüllendirme mekanizmaları (ortaklık, terfi, ikramiye vb.) kurulmalı.
Bireysel boyut: Tüm başarılar gibi inovasyon da tutku ile uzun soluklu çalışmalar olmadan mümkün değil. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız işler yapmalısınız. Bu işleri henüz bulamamış olabilirsiniz, aramaya devam. Farklı kaynaklardan beslenmeliyiz. Yeni insanlar, kitaplar, sergiler, sanat, felsefe, seyahat ve hayatın pek çok farklı unsuru bir gün bir araya gelip bunu kulağınıza fısıldayacak. O anın gelmesi için bilinçli bir şekilde yılmadan aramaya devam etmek lazım. İşleri farklı yapanlar önce kendi farklarını keşfedenlerdir. Size iyi gelmeyen işlerle ve insanlarla ömür tüketmeyin. Biraz cesur bir adım hayatınızı değiştirebilir. İnovasyon bir destinasyon değil yolculuktur. Artık yola çıkma vakti geldi.