Başkent Grup Bodrum Mezra’yla sürdürülebilir gastronomi alanında bir rol model yarattı
Z Nesli üyeleri başta olmak üzere, pek çok gezgin artık sürdürülebilir iş modellerine sahip işletmeleri ve doğayla baş başa olacakları mekânları tercih ediyorlar. Bu bağlamda, Başkent Holding’in yarattığı Bodrum Yalıkavak’ta yedi dönümlük bir bahçe içinde yarattığı Mezra Restoran, ülkemiz servis sektörü için çok değerli bir rol model sunuyor.
Bodrum Mezra çılgın kalabalıktan uzakta sakin bir gastronomi merkezi. Geniş bir alanda hizmet veren tesis asırlık çam ağaçları, meyve ağaçları ve zengin bahçe tasarımıyla ziyaretçilere doğanın içinde huzur veren bir ortamı deneyimleme imkânı veriyor.
Mezra “küçük bir köy” anlamına geliyor. Mezra Yalıkavak’ta, küçük bir köy veya bir çiftlik yaklaşımıyla tasarlanmış. Tesiste kahvaltı, akşam yemeği ve bar servisleri için farklı bölümler yaratılmış. Girişte devasa bir tandır yer alıyor. Her gün saat beşe kadar kahvaltı servisinin yapıldığı kır restoranı bölümünün devamında ise bar için ayrılan özel bir alan bulunuyor.
Bahçenin derinliğinde ahşap, metal ve camdan oluşan minimalist bir tesis dikkat çekiyor. Yüksek tavanlı bir açık mutfak olan bol ışıklı ve yüksek tavanlı bu binada geleneksel Türk yemeklerinden oluşan özel menüler hazırlanıyor. Bu mutfakta yaratılan lezzetler akşamları Mezra’nın “Fine Dining” restoranında beyaz örtülü masalarda servis ediliyor. Mezra’da yer alan Taş Ev’de, dileyen konukların yerli ve yabancı şarapları deneyimleyebilecekleri şömineli bir şarap mahzeni bulunuyor.
Hedef kendine yeten üretim yapmak
Bünyesinde gastronomi sektöründe hizmet veren ve ünlü markalara imza atan Başkent Grup Restaurant İşletmeleri yönetimi AŞ, Mezra Yalıkavak’ta doğal yaşamı korumaya öncelik vermiş.
Yedi dönümlük arazisi içinde bine yakın cins ağaç çeşidi bulunan tesiste peyzaj mimarları tarafından koruma alanı altına alınmış pek çok bitki ve ağaç mevcut.
Mezra’da büyük bir ölçüde kendi kendine yeten bir sistem mevcut… Başkent Grup Restaurant İşletmeleri AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Ünlü de sürdürülebilir, geri dönüştürülebilir ve sıfır atık felsefesiyle yola çıktıklarını vurguluyor.
Mezra’nın Baş Şefi, Masterchef 2020 şampiyonu olarak tanınan Serhat Doğramacı, menüdeki ürünlerin büyük bir bölümünü Mezra’nın bahçesinde yetiştirdiklerini veya yakın çevredeki lokal üreticilerden tedarik ettiklerini, böylelikle karbon ayak izini en az seviyede tutmaya çalıştıklarını belirtiyor.
Bahçenin içinde birçok bitkinin yetiştiği bir sera ve tarla yer alıyor.
Sebzeler, aromatik otlar, kavun karpuz benzeri meyveler Mezra’nın bostan bölümlerinde yetiştiriliyor.
Restoranın yakınında bir kümes ve ahır var.
Restoranlarda servis edilen yumurtalar özel cins tavuklardan, süt ise keçilerden geliyor. Kaymak, yoğurt ve büyük peynirlerin bir kısmı doğal sütten tesisin mutfağında üretiliyor.
Yeni sezon için iddialı planlar
Mezra, 12 ay açık olmak üzere planlanmış. Bu yıl yaz mevsimine yetişmesi için tüm bölümler tamamlanmadan açılan tesis, Ekim ayında gelecek yıla hazırlanmak için kapılarını kapatacak.
Salih Ünlü, kahvaltı, “fine dining “akşam yemeği, bar, müzik ve eğlencenin yanı sıra, farklı deneyimler pllandıklarını anlatıyor. Ünlü, Mezra Yalıkavak projesiyle Michelin’de 3 yıldıza aday olmayı hedefliyor. 2024’te Mezra’da ziyaretçilere 12 ay boyunca doğa dostu etkinlikler, özel gastronomi buluşmaları, sanat atölyeleri ve davetlerle dolu dolu bir program sunulacak.
Sosyal ve ekonomik kalkınma için kadınların güçlenmesi gerekiyor
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadelede bir dönüşüm platformu olarak öne çıkan Işıldayanlar Konferansı, ilham veren hikâyeleriyle rol modeli olan kadınların deneyimleri ve bu konuda öncü markaların paylaşımlarıyla 25 Eylül 2023 tarihinde 2. kez Zorlu PSM’de gerçekleşecek.
Sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınma için kritik önem taşıyan bu alanda yeni hikâyelerin ve yol haritalarının paylaşılacağı konferans, https://www.isildayanlar.com/ üzerinden çevrimiçi olarak ücretsiz izlenebilecek.
OGGUSTO Kurucusu Özlem Güsar konferans ile ilgili “Kadınların güçlenmesi, ışıldaması ve ışıldatması için hepimize düşen sorumluluk büyük. Kadının sosyal ve ekonomik olarak geride kaldığı veya yok sayıldığı araştırmalarla ispatlı bir gerçek. Bu durumu tersine çevirmek amacıyla toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında farkındalık ve bilinç yaratmak üzere Işıldayanlar Konferansı’nı düzenliyoruz. Sorunları tekrarlamak yerine çözümleri sergileyecek, zihinleri ve davranışları değiştirecek, ilham ve umut verecek, kadınlara güven kazandıracak, ‘ben de yapabilirim’ duygusu aşılayacak, markaları bu yönde desteklemeye teşvik edecek bir platform yaratmayı hedefliyoruz. Bu yıl konferansta Zenna tarafından bu konuya özel gerçekleştirilen bir araştırmayı da paylaşacağız” dedi ve ekledi; “Mayıs 2022’de gerçekleşen ilk konferansta 50’ye yakın konuşmacı, 600’ü aşkın davetli ve 10 binden fazla canlı yayın izleyicisi ile bir dönüşüm dalgası yaratmıştık. Bu yıl hedeflerimizi daha da büyütüyoruz”.
Işıldayanlar Konferansı sahnesinde Türkiye’nin ışıldayan kadınlarından, oyuncu Demet Akbağ, kuzey kanalını yüzerek geçen Türkiye'nin ilk kadın yüzücüsü Aysu Türkoğlu, sanatçı Karsu, yemek yazarı Refika Birgül, milli sporcular Meryem Boz, Ayşe Begüm Onbaşı ve Sümeyye Boyacı gibi başarılı isimler ilham, umut ve güven dolu hikâyelerini ve deneyimlerini paylaşacak. Ayrıca oyuncu ve İhtiyaç Haritası Kurucu Ortağı Mert Fırat, Kadınların Elinden Platformu Başkanı Alp Dumrul da Işıldayan kadınlarla birlikte yürümenin yarattığı değeri gözler önüne serecek.
Sosyal etki yaratırken çevreyi koruyor
Işıldayanlar Konferansı’nın etkisini büyütmek için konferansı takiben 20 genç kadına Wtech tarafından verilen Robotik Süreç Otomasyonu Eğitimi sağlanacak. Değerli sanatçı Mehmet Sinan Kuran tarafından tasarlanan bir eserin eşarba dönüştürülmesi ve satışıyla elde edilen gelir Yeniden Biz Vakfı’na bağışlanacak. Işıldayanlar Konferansı’nın bu yıl da karbon nötr olması için belirlenecek tutar, TEMA’nın 100. Yıl Cumhuriyet Ormanı’na bağışlanacak.
Geçen yıl da benzer şekilde 20 genç kadın Wtech tarafından Robotik Süreç Otomasyonu Eğitimi almıştı. Sanatçı Ali Atmaca’nın Kırmızı Resim eseri Vakko tarafından ipek eşarplar olarak üretilmiş, geliri KAGİDER ile oluşturulan Işıldayanlar Fonu’na aktarılmıştı. Ayrıca, konferansın organizasyonundan kaynaklanan emisyon karşılığında doğaya 60 fidan kazandırılmış ve 40 yunus evlat edinilmişti.