Back in the USSR

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM

‘Back in the USSR’ The Beatles’ın 9. albümünde yer alan ünlü şarkısının adıdır. Şarkının adı (ve müzik tarzı) rock’n’roll efsanesi Chuck Berry’nin “Back in the USA” şarkısına bir gönderme. Şarkının sözleri ise “The Beach Boys”un o dönem Kaliforniya’nın hippi kültürü ve kızları üzerine yazdıkları şarkılarının dostane bir parodisi. (Dostane diyorum çünkü bu şarkıyı yazarken The Beatles elemanları The Beach Boys grubunun üyesi Mike Love ile Hindistan’da birlikteymişler.) Tabii ki, Sovyetler döneminde bu ve bunun gibi yoz Batı şarkıları Rusya’da çalınıp icra edilmedi. Çok sonra, Paul McCartney 2003 yılındaki Kızıl Meydan konserinde bu şarkıyı söyledi.

Bu şarkıyı aklıma getiren neden Rusya üzerinde uygulanan tarihte eşi benzeri görülmemiş yaptırımlar sonucunda bu ülkenin hızlı bir şekilde SSCB dönemine gerileyecek olma riskinin doğmuş olması. En önemli finansal yaptırımlar Rus bankalarının çoğunun SWIFT sisteminden çıkarılması, ve Rus Merkez Bankası’nın yabancı merkez bankaları ile işlem yapmasının engellenmiş olması. Böylece 640 milyar dolarlık döviz rezervinin de yarısı bloke olmuş oldu. Kalanın büyük kısmı da finansal işlemlerde kullanılması mümkün olmayan altın. Bu şartlar altında Rusya rubleyi konvertibl olmaktan çıkarmak zorunda kaldı. Dün alınan karara göre Rusya’da 6 ay boyunca döviz işlemleri yapılamayacak.

Rusya son 30 sene içerisinde hızla Batı’nın kapitalist sistemine eklemlenen bir ülke olmuştu. Öyle ki, bugün pek çok sanayisinde yurtdışına bağımlılık oranı çok yüksek. Nihai talebin katma değer paylarına bakıldığında bu oranlar makine sektöründe yüzde 75, bilgisayar ve elektronikte 65, ilaçta 57, otomotivde 47 ve iletişimde 35. Ayrıca bu oranlar ambargo sonucunda dışarıdan mal gelmemesi sonucunda örneğin otomotiv üretiminin yüzde 53’ünü kendi üretebileceği anlamına gelmiyor tabii. Yurtdışından gelecek parçalar otomobilin önemli aksamlarını oluşturduğu için hiç üretilememesi sonucunu doğuruyor. (Nitekim Lada fabrikası üretimini durdurmuş vaziyette.) Aynı şekilde modern askeri araçların özellikle yarı-iletken parçaları ithal. (Belki de bu yüzden Rusya savaşta daha külüstür araçlar kullanıyor.) Rusya pazarından çekilen yabancı şirketlerin sayısı ise çığ gibi büyümekte. Batıda öyle bir kamuoyu baskısı oluşmuş vaziyette ki, kolay kolay hiçbir çokuluslu şirket Rusya pazarında kalmayı göze alamıyor. Bunda Rus pazarının büyükçe, ama en azından bir süreliğine çekilmek için de o kadar büyük olmayan bir pazar olmasının da etkisi var.

ABD ve müttefiklerinin bile yaptırımları devreye alırken ne tür sonuçları olacağını tahmin edebildiklerini zannetmiyorum. Ancak görünen o ki, Rusya ekonomisini çok ciddi şekilde etkileyecek sonuçları olacak. Peki, bunun sonucunda Rusya hızla SSCB dönemindeki üretim yapısına geri dönebilir mi? Bence çok zor, ve kısa vadede tümden imkansız. Ayrıca son 30 senede enerji ihracatı sayesinde gelir seviyesi oldukça yükselen Rus halkı durduk yere böyle bir fakirleşmeyi ne kadar kabul edebilir, bilmiyorum. Öte yandan uzun zamandır Rus oligarkların kanundışı yollardan elde ettikleri servetleri, bu servetleri ile Batı’da kendi varlıklarını ve nüfuzlarını artırmaları büyük eleştiri konusu oluyor, ama bu konuda ikircikli tutum sergileyen Batılı devlet adamları sayesinde somut bir aksiyon alınmıyordu. Ancak şimdi kamuoyu baskısı sayesinde üzerlerine gidilmeye başlandı.

Tabii ki, bu gelişen durumlar bizim ekonomimizi de kötü etkiliyor ve etkileyecek. Ancak, diğer Batı ülkelerine göre bazı avantajlı durumlarımız da yok değil. Öncelikle gaz akışı devam edecektir. Avrupa’nın bile gaz akışını kesmeyi göze alamadığı bir noktada bizim gaz almaya devam etmemiz üzerinde bir baskı olacağını düşünmüyorum. Zaten, bizim enerji faturamız AB’nin toplam faturası yanında oldukça düşük kalmakta. Bugünkü rekor seviyelere ulaşan spot fiyatlar da gözümüzü çok korkutmasın, çünkü anlaşmalar bu fiyatlar üzerinden değil. (Ama tabii bu fiyatların uzun süre bu seviyelerde devam etmesi durumunda bizim faturamız da kabaracaktır.) Dün itibarıyle Rusya ve Ukrayna’nın pek çok emtianın ihracatını durdurmuş olması da sıkıntılı bir durum. Ama 2 ülkeye de olan yakınlığımız bizi bu kısıtlamalardan bir ölçüde muaf tutabilir. Bugünkü konjonktürde Rusya’nın Türkiye’yi de tümden karşısına almak isteyeceğini hiç zannetmiyorum. Turizm ödemeleri ise, ancak bizim gaz ödemelerini ruble olarak yapmamız şartıyla, ruble üzerinden yapılabilir. Ancak bu konuda devletin turizm şirketlerine bazı kolaylıklar sağlaması da gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar