Babası kansere yenilince ‘banka’yı kurdu, 20 yılda kordon kanı 45 bini buldu
2013 yılı Eylül ayı, Güney Kore’nin başkenti Seul… Demsa Group Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, abisi Ömer Sabancı ile ortak oldukları Densa Denizcilik’in 106 bin tonluk tankerinin denize indirildiği törene giderken o günlerde Hürriyet’te yayınlanmış bir haberi gösterdi:
- Kendi kordon kanı hayata bağladı…
2.5 yaşındaki bir çocuğa “nöroblastoma” (çocukluk kanseri) kemoterapiyle küçültülen kist, ameliyatla alınmıştı. Doktorları, sorunun tümüyle çözümü için “kök hücre tedavisi” önermişlerdi. Tedavide kullanılan “kök hücre”, çocuğun kendi “kordon”unun bir “kordon bankası”nda saklanması vesilesiyle sağlanmıştı.
Demet Sabancı Çetindoğan, haberde yer almayan bir ayrıntıya işaret etti:
- Haberin kahramanı olan 2.5 yaşındaki çocuğun “kordon”u, bizim 2005 yılında kurduğumuz “Onkim” adlı “kordon bankası”nda saklanıyordu. Bu yöntemle tedavi Türkiye’de ilk kez gerçekleşmiş oldu. Dünyada ise 8’inci vaka olarak kayıtlara geçti.
Bu bilgiyi aktardıktan sonra “kordon kanı”nı saklamanın, “kök hücre tedavisi”nin önemi üzerinde durdu:
- Dünyada da, Türkiye’de de “kök hücre tedavisi”, “kordon kanı” saklama olayı tartışılıyor. Ancak, bu son operasyon bebeklerin doğumdan sonra saklanan “kordon kanı”nın daha sonra hayat kurtarabildiğini ortaya koydu.
Ardından Onkim’i neden kurduğunu anlattı:
- Babam Hacı Sabancı’yı kanserden kaybetmiştik. O dönemde “kordon kanı bankası” ve “kök hücre” üzerinde çok durdum. Sonra bu işe girdik.
“Kordon kanı”nın söz konusu “banka”da ne kadar süreyle saklanabildiğini sordum, şu bilgiyi verdi:
- Sağlık Bakanlığı, süreyi 15 yılla sınırlıyor. Uzmanlar “kordon kanı”nın daha uzun süre korunabileceğini savunuyor.
O günlerde Onkim’de kaç bebeğin “kordon kanı”nın saklandığını merak ettim, veriyi paylaştı:
- “Banka”mızda 3 bin 700 “kordon kanı” var.
Bebeklerin göbek bağının doğumdan sonra çoğunlukla toprağa gömüldüğünü anımsattı:
- “Kordon”, sağlık açısından inanılmaz değer taşıyor. Lütfen atmayın, toprağa gömmeyin. Bir “kordon bankası”nda saklayın.
Onkim Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, şirketinin 20 yılı geride bırakmasına bir ay kala Onkim Merkez Sorumlusu Dr. Pınar Hümer Omay’la birlikte 4 meslektaşımla katıldığımız sohbet toplantısı düzenledi:
- “Banka”mızda çoğu “kordon kanı” olmak üzere 45 bin ürün var. Onkim, ülkemizde ve Ortadoğu’da mevcut merkezler içinde en fazla dataya/ürüne sahip olma özelliğini taşıyor.
“Kordon kanı tedavisi”nin uygulanabildiği hastalıklardan örnekler sıraladı:
- (- 197) derece tanklarda sağlıklı şekilde saklanabilen “kordon kanı” örnekleri lösemi, lenfoma, talasemi orak hücreli anemi, nöroblastoma gibi birçok hastalıkta uzman hekimler tarafından başarıyla kullanıldı, kullanılmaya devam ediyor.
“Kordon kanı”nı saklatmanın tüm aile bireyleri için sorumluluk getirdiğini vurguladı:
- Doğumda alınan “kordon kanı” öncelikle bebeğin kendisi için ihtiyaç halinde tedavide kullanılıyor. İhtiyaç durumunda da doku uyum durumuna göre aile bireyleri için de kullanılabiliyor.
“Kordon kanı”nı ilgili “banka”larda saklamanın maliyetini sorduk, sektör ortalamasını aktardı:
- İlk aşamada 17-20 bin liralık bir ödeme söz konusu oluyor. Sonra yıllık saklama bedeli olarak 100 Euro karşılığında TL alınıyor.
Hastalık ve ardından “kök hücre tedavisi” gündeme geldiğinde bulunabilmesi için “kordon kanı”nın saklanmasının büyük önem taşıdığı anlaşılıyor.
‘Vücut yedek parçası’ göz tedavisinde de kullanılabiliyor
ONKİM Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, “kök hücreler”in “vücudun yedek parçası” olarak nitelendirildiğini belirtti:
- Bilim insanlarının “kök hücreler” üzerinde yaptıkları çalışmalar son yıllarda oldukça hız kazandı ve gelecekte birçok hastalığın tedavi umudu görülüyor.
Son yıllarda “kordon kanı bankaları”nda üretilen “kök hücre”lerin tedavide kullanıldığı hastalıkları irdeledi:
- “Kök hücre”ler nöroloji, göz hastalıkları, dermatoloji, plastik cerrahi, hematoloji, ortopedi, fizik tedavi gibi birçok farklı alanda başarıyla kullanılıyor.
“Kök hücre” tedavisinin retina hastalıklarında da gündeme geldiğinin altını çizdi:
- Halk arasında “tavuk karası”, “gece körlüğü” de denilen, kişinin önce görüş alanını daraltan, zamanla renkler ve ışık derken sonunda görme yetisinin kaybolmasına yol açan hastalıktır. Bu hastalığa karşı “kök hücre tedavisi” ile ciddi ilerlemeler kaydedilmesi söz konusudur.
“Kordon kanı bankacılığı” ile başladıkları yolculukta bilimdeki gelişmelerle birlikte “doku bankacılığı”na da uzandıklarını bildirdi:
- Hem kalp kapağı, damar, perikard hem de amniyotik membran bankacılığı da devreye girdi. İnsan kaynaklı kalp kapaklarının kullanılması hastaların uzun ve sağlıklı yaşaması açısından önemli. Amniyotik membran da doğal yara örtüsü olarak kullanılıyor.
22.6 milyon dolarlık mikro kredi, 11 yılda 3.4 milyon dolara indi
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Kurucusu, “Grameen Mikrofinans Programı”nın Türkiye’de yerleşmesini sağlayan Prof. Aziz Akgül’den tablo içeren mesaj geldi:
- Yıllara Göre Mikrokredi Portföy Durumu
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı, Türkiye Grameen Mikrofinans Programı ve Grameen Trust logolarıyla hazırlanmış tablodaki veriler şöyle:
- 2013:
TL Bazında Kredi Portföyü: 43 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 22 milyon 631 bin 578 dolar
- 2014:
TL Bazında Kredi Portföyü: 45 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 20 milyon 547 bin 945 dolar
- 2015:
TL Bazında Kredi Portföyü: 51 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 18 milyon 750 bin dolar
- 2020:
TL Bazında Kredi Portföyü: 74 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 10 milyon 556 bin 348 dolar
- 2021:
TL Bazında Kredi Portföyü: 88 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 9 milyon 932 bin 279 dolar
- 2022:
TL bazında Kredi Portföyü: 112 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 6 milyon 763 bin 285 dolar
- 2023:
TL Bazında Kredi Portföyü: 117 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 4 milyon 852 bin 758 dolar
- 2024:
TL Bazında Kredi Portföyü: 119 milyon lira
Dolar Bazında Kredi Portföyü: 3 milyon 419 bin 864 dolar
Prof. Aziz Akgül’ün gönderdiği tablonun altında şu not var:
- Mikrokredi portföyü 2013 yılında dolar bazında 22 milyon 631 bin 578 dolar iken 2024 yılında yüzde 84.89 azalarak 3 milyon 419 bin 864 dolar oldu.
Prof. Akgül’ün gönderdiği tablo, 11 yılda TL’nin dolar karşısında nasıl eridiğini mikrokredi penceresinden ortaya koyuyor…
Mikrokredi portföyü TL bazında 11 yılda büyüyüp 43 milyon liradan 119 milyon liraya çıksa da, dolar bazında müthiş bir küçülmeyi yansıtıyor…
Özellikle Anadolu’daki kadınlar için can simidi, ekonomik özgürlüğe açılan kapı olan mikrokrediye kaynak desteği veren kurumlar bu tabloyu dikkate alarak plan yapsa daha doğru olmaz mı?
22.6 milyon dolarlık mikro kredi portföyü 2013 yılında 1000’er dolardan 22 bin 631 kadının ekonomik özgürlüğe kavuşmasını tetiklerken, 3 milyon 419 bin 864 dolar 2024 yılında 500’er dolardan 6 bin 839 kadının sıkıntılarına bir nebze ilaç olabiliyor…