Ayrıştırmak kolay değil
Genel olarak yıl başlangıcında ne konuşuyorsak, özellikle de global cephe açısından aşağı yukarı aynı başlıkların etrafında dolaşmaya devam ediyoruz. Değişen, zaman zaman başlıklara ait fiyatlamaların şiddetleri oluyor. Bir adım öne çıkan, iki adım geri çekilen ve fakat ağırlıklı olayların merkezinde kalma durumundan şimdilik sapma yok. Reflasyon dediğimiz kavram, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke varlıklarının tamamında, genele yayılır şekilde etkisini gösteriyor. Yine değişmeyen şekilde, gelişmekte olan ülke varlıkları da kendi içerisinde doğanın kanunu gereği ayrışıyor; üretici ve tüketici konumdakiler olmak üzere.
Küresel risk iştahı canlı. Özellikle de 1Ç işlemlerinin tamamlanmasının ardından Nisan ayın ivmenin arttığını gördük. ‘Zayıf Amerikan doları teması’ eksenli işlemler yeniden belirginleşirken, ABD’de ekonomik toparlanmanın önden-volatil şekilde satın alınması algının farklı noktalara kaymasına imkan tanıyor. Bir kez daha hatırladık ki çeyrek sonlarına ait fonlama ihtiyaçları, özellikle de Japonya mali yılının tamamlanması küresel FX çaprazlarında bir hayli etkili oluyor. Stresin azalışındaki önemli faktörlerden birisi de bu. Şimdilerde DXY’nin şubat sonu seviyelerinde işlem görerek 90.0 bölgesine yakınsaması tam olarak bu sebepler kaynaklı.
Hikayenin global cephede olan bitenlerine ait kısmını anlamak önemli. Gerçi her zaman önemliydi ama yerel varlıklardaki hikayeyi anlamlandırmak adına Mart sonrası dönemde biraz daha kritik bir hal aldı. 6 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen PPK toplantısında genel konsensüse paralel politika faizinde değişikliğe gidilmezken, kamuoyu ile paylaşılan metindeki yönlendirme ifadelerinde farklılaşma söz konusu. Genel olarak mesajların algılanma kısmında uzlaşı olmaması piyasa işlemcileri ve yatırımcıların netleşmekte zorluk çektiğini gösteriyor. Diğer yandan ise dış koşullardaki yüksek risk algısı yerel varlıkların da pozitif etkilenmesine yönelik koşulları uygun hale getiriyor. Gün sonunda, 19 Mart’a kıyasla hali hazırda yüksek kalmakla birlikte ülke risk primi (CDS) 400 baz puan seviyesinin aşağısına gerilerken, küresel ralliden sınırlı-iyimser eksende yararlanabiliyor. Nette negatif ayrışma olmamasını pozitif okuduğumuz dönemlerin bir başkasından geçiyoruz.
İçerideki mesajların net algı yaratmamasına rağmen bizim dışımızdaki dünyanın içerisinde olduğu yüksek risk iştahı ve bardağın dolu kısmından beklentileri şekillendirme isteği kısmen de olsa bizim için de koşulları uygun hale getiriyor. Bu nedenle lokal varlıklardaki pozitif ortamın ne kadarının içerideki algıya yönelik etki-tepki çerçevesinde şekillendiğini, ne kadarının dışarısı kaynaklı olduğunu ayrıştırmak oldukça güç bir hal alıyor. Öte yandan gelecek dönem beklentilerinin Kasım-Mart aralığındaki ölçekte destekleyici iletişimde olmadığı ortamda yerel varlıkların negatif ayrışması gün sonunda olumludur, biraz daha iyimser yaklaşmak için destekleyicidir.
Son 1-2 haftalık dönemde sınırlı düzeyde yabancı girişinin gözlendiği, bu durumun da hisse senetleri üzerinden olduğu bir ortam söz konusu. Bilanço sezonunun devam etmesi ve açıklanan şirket karlarının ağırlıklı beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi yine ayrıştırmakta zorluk çektiğimiz bir diğer durum konumunda. XU100-XUTUM ayrışması halka arzlara olan yaklaşımın farklılaşması ve Endeks 100 hisselerindeki bilanço fiyatlamaları kaynaklı yıl başlangıcı ölçeğinde ana hisseler aleyhine şekillenmezken, biraz daha normalleşme eğilimleri ortaya koyuyor.
Net/net kısmen iyimser bir hal alan koşulları ana belirleyicisi global cephe de olsa lehte kullanmakta kuşkusuz zarardan çok fayda var. Böylesi ortamları likiditenin azalma potansiyeli taşıdığı yaz ayları öncesinde doğru kullanmakta fayda var. Kısmen yabancı yatırımcı algısının toparlanmasına da oyun değiştirici etkende olmasa da katkı sağlar.