Aynı anda 4 satın almayı yönettik, Türkiye ‘zor’ olsa da inancımız var

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Türkiye’ye 2008 yılında TEB Sigorta’yı satın alarak giren Zurich Sigorta, 4 yıl üst üste zarar edince 2012 yılı sonlarında sektörde önemli yöneticiler arasında yer alan Yılmaz Yıldız’ı transfer etti. Yıldız, ekibini de hızlıca kurarak kolları sıvadı:

Önce zararı durdurduk. Sonra istikrarı ve kârlılığı hedefledik. 2013’ten itibaren her yıl kâr eder olduk.

Zurich Sigorta Grubu, Türkiye’de sigorta sektörüne iki alan yoğunluklu odaklandı:

  • Bireysel emeklilik sistemi (BES) ve sağlık sigortası… Türkiye, bizim için bu iki alanda öncelikli.

Grup 2014 yılında ING Bank ile “münhasır bankasürans” anlaşması imzaladı. Zurich Sigorta, Türkiye’de yakaladığı kârlılığı sürdürdü. 2018-2022 döneminde de döviz bazında iyi düzeyde bir kârlılığı yakaladı.

2020 yılında TEB ile de “münhasır bankasürans” anlaşması imzalayan Zurich Sigorta, Ekim 2023’te Mapfre Yaşam Sigorta’yı satın alarak “hayat sigortası”nda atak yaptı. 2024 yılında da BES lisansını alarak hayat ve emeklilik hizmetlerini “Zurich Yaşam ve Emeklilik Sigorta A.Ş.” çatısı altında sürdürmeye başladı.

Zurich Sigorta Grubu, Eylül 2024’te NN Group ve NN Hayat ve Emeklilik’i satın alma konusunda anlaşmaya vardı. Bu satın almanın tamamlanması için Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile Rekabet Kurulu vizelerinin beklenmesi aşamasına geçildi.

Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız’la “Birleşmiş Milletler’in (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Öncüleri” olarak seçilen 12 global lider arasına girmesi sonrasında buluştuğumuzda, grubun sektördeki ataklarını şu mesajla özetledi:

Yakın dönemde 2 satın alma, 2 iş ortaklığı gerçekleştirdik. Yani, bir anlamda 4 satın almayı neredeyse aynı anda yürütmüş olduk.

Bu adımlarla birlikte BES’te 500 bin müşteriyi kucakladıklarını bildirdi:

Buradan gelen 1 milyar dolara yakın bir fon büyüklüğü söz konusu.

Şu noktanın altını çizdi:

Emeklilik sektöründe 2025 yılında fon büyüklüğü açısından tüm oyuncular arasında 6’ncı, küresel oyuncular arasında da 4’üncü sıraya yükseleceğiz.

Zurich Sigorta Grubu’nun global merkezinin Türkiye’ye bakışını şöyle aktardı:

Türkiye zor ortam. Zorlukları bizim açımızdan tedirginlik yaratıyor. Ancak, bizim işimiz iyi gidiyor.

Yürütülen enflasyonla mücadele programını desteklediklerini vurguladı:

Biz 2025’e dönük planlarımızı enflasyonun makul gelecekte kontrol altına alınacağına göre hazırladık. Önemli olan doğru politikanın uygulanması. Doğru politika uygulanıyor. İrade de var.

Enflasyon konusunda Zürih Sigorta Grubu dünyasındaki durumunu anlattı:

Avrupalı meslektaşlarımıza yüksek enflasyon ortamında fiyatlamanın nasıl yapılması gerektiği konusunda bir anlamda eğitim veriyoruz.

Yaptıkları yatırımın Zurich Sigorta Grubu’nun Türkiye ekonomisine olan güvenini somut şekilde ortaya koyduğuna dikkat çekti:

Global merkezimizi tedirgin eden zorluklar, zor ortam olsa da biz ülkemize inanıyoruz. Kârlı ve sürdürülebilir büyüme sağlayabiliyoruz. Faaliyetlerimizi dünya, toplum ve tüm paydaşlarımız için daha iyi koşullar oluşturma hedefiyle sürdürüyoruz.

Türkiye’de kriz hemen hemen tüm sektörlerde sıkıntıya yol açıp konkordato dalgasına yol açsa da Zurich Sigorta Grubu gibi kimi yabancı oyuncuların satın alma yoluyla yatırımı sürdürmesi, geleceğe dönük umut veriyor…

  

3 otelle Suriye liderliği gelmiş, çimento yatırımı için 280 milyon Euro gitmişti

Pazar sabahı erken saatlerde Suriye’den gelen haberlerle uyandım:

  • 61 yıllık Baas iktidarı bitti… Esad ülkeyi terk etti…

Bir yandan Suriye’deki gelişmeleri izlerken, diğer taraftan ülkeye yaptığım ilk seyahatlerden notları taradım. Suriye’ye ilk seyahatim 2009 yılı Mayıs ayında Dedeman Holding’e bağlı Dedeman Hotels & Resorts International’ın ülkede 3 otelin işletmesini alması vesilesiyle idi.

Dedeman Grubu, Suriye Turizm Bakanlığı’nın açtığı ihalede dünya devleriyle yarışmış, Şam, Halep ve Palmira’daki 3 otelin işletmesini 12 yıllığına almıştı. O günlerde Suriye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gülsembolik kurdele kesimi gerçekleştirmişti.

Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman, Şam’daki sohbette Suriye’ye attıkları adımla ilgili şu mesajları vermişti:

  • 3 yıl içinde 40 milyon dolarlık yatırımla 3 oteli yenileyeceğiz. Suriye’de 70 milyon dolar yıllık ciro bekliyoruz. İşletme süremize 10 yıl daha eklenebilecek.
  • 3 otel için açılan ihalede dünyanın önde gelen turizm devleriyle yarıştık. Bu yarışın sonunda Suriye’deki 3 oteli zincirimizin halkaları arasına eklemek bizim için başarı oldu.
  • Ülkeye 3 otel işletmesiyle girmek bize liderlik de getirdi. Zincirimizdeki mevcut oteller üzerinden hesaplayınca yıllık ciromuzun 4’te biri Suriye’den sağlanacak.

Dönemin Suriye Arap Cumhuriyeti Turizm Bakanı Saadalla Agha Al Kalaa da şu değerlendirmeyi yapmıştı:

  • Bizim hedefimiz yakın gelecekte Türkiye ile Suriye’nin turizmde “ortak destinasyon” planları yapması. Dedeman’ın Suriye’de 3 otel işletmeye başlaması aynı zamanda yeni Türk yatırımcılarına da öncü rolü oynayacak.

Suriye’ye ikinci seyahatimi Şubat 2010’da dönemin Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’la yapmıştım. Şerafettin Aşut’un başkanlığındaki Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Şam’da “Mersin Tanıtım Günleri” düzenlemiş, Zafer Çağlayan da Güriş Grubu’nun uçağıyla gitmişti.

Uçakta Güriş Grubu’nun kurucusu İdris Yamantürk, Güriş İnşaat Genel Mdürü Müşfik Yamantürk, Yenigün İnşaat Murahhas Üyesi Edip Yenigün, Cesaş İnşaat’ın Başkanı Celal Sever ve Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Doğanlar vardı.

İdris Yamantürk, yolculuk sırasında Suriye’ye dönük planlarını paylaşmıştı:

Suriye’de şu anda bir öğütme tesisimiz var. Ayrıca bir çimento fabrikası kurmayı planlıyoruz. Yatırımımız 250 milyon doları bulur.

Güriş, kurucusu İdris Yamantürk’ün bu sözlerinden 11 ay sonra Ocak 2011’de Rakka’da Zafer Çağlayan’ın katıldığı törenle 280 milyon Euro’ya mal olacak çimento fabrikası temelini atmıştı. Çağlayan, temel atma töreninde şu noktaların altını çizmişti:

  • Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi 2010’da 2.5 milyar dolara ulaştı. Bunun 160 milyon dolarını Türkiye’den Suriye’ye yapılan çimento ihracatı oluşturuyor.
  • Suriye, 1985 yılından bu yana 7.3 milyar dolar yabancı yatırım almış. Bunu yüzde 10’unu Türkiye’den yönelen yatırımlar oluşturuyor.

Dönemin Suriye Ekonomi ve Ticaret Bakanı Lamia Asi de şu noktalar üzerinde durmuştu:

  • Ticaret hacmi her ne kadar Türkiye lehine de olsa, biz bundan rahatsız değiliz. Çünkü, bizim Türkiye’ye ihracatımızda da artış var. Ticaret hacmindeki dengesizliği Türkiye’den gelecek yatırımlarla kapatmak istiyoruz.

Güriş, Ocak 2011’de Rakka’da çimento fabrikası temelini attıktan 2.5 ay sonra, Suriye’de iç savaş patlak verdi…

13 yıldır devam eden iç savaşın ardından 61 yıllık Baas iktidarı devrildi, Beşa Esad ülkesini terk etti…

Şimdi gözler, rejimi deviren muhaliflerin atacakları adımlara, Suriye’de nasıl bir yönetim modeli oluşturacaklarına çevrildi…

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar