AYM’nin “ötekinin hakları” mesajı
Türkiye bu kez seçim havasına çok erken girdi. Neredeyse bir buçuk yıl öncesinden başını kaldırmaya başlayan enflasyonla bütüncül, siyasi riskleri olan kapsamlı bir mücadeleye girişil(e)meyeceği belli oldu. Önceliğin ne pahasına olursa olsun büyüme ve ekonominin çarklarının dönmesinde olduğu, enflasyonun göz ardı edilebileceği, en yetkili kişilerce açıklandı. Seçim havasına bağlamaya çalıştığımız siyasi kutuplaşma ise ortak akıl arayışlarını yok edercesine tırmandı. Enflasyon canavarının en sevdiği sertlikte, ayrımcılığı çağrıştıran, kendisini “öteki” hissedenlerin yüreğine korku salan rüzgarlar esmeye başladı.
Dünyada ise durum çok farklı. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının öncülüğünde -geçmişin acı deneyimlerinden ders alarak- enflasyon belasından kurtulmak için durgunluğu, şirket iflaslarını nasıl göze aldığını izliyoruz. Gelişmiş ülkelerin çoğunda merkez bankalarının aldığı kararlarla “ortak aklın her türlü siyasi, ekonomik kaygının önüne nasıl geçtiğine”, “ülke insanlarının yaşam maliyetindeki artışın nasıl en önemli mesele sayıldığına” ibretle şahit oluyoruz.
Siyasi atmosfer öyle bir hale geldi ki seçim sonrasında kaçınılmaz hale gelecek kapsamlı ekonomik, sosyal programlar kaba başlıklar dışında iktidar ve muhalefet tarafından dile getirilemiyor. Siyasi nezaketin ittifak yapması muhtemel partiler arasına sıkıştığı, ortak akıl söylemlerinin siyasi zafiyet sayıldığı bir dönemdeyiz.
İşte tam bu sırada yüreğimizi biraz ısıtan, geleceğe yönelik umutlarımızı canlı tutmamız gerektiğini hatırlatan mesaj Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’dan geldi. Arslan “insan hakları, aslında ötekinin haklarıdır” dedi. Toplumsal ortak paydamızın, ortak aklı bulacağımız yaklaşımların kaynak adresini gösterdi.
Sadi Şirazi ve “Ademin Çocukları”
Zühtü Arslan, bu mesajı Türkiye’de AYM’ye bireysel başvurunun 10. yılı dolayısıyla Ankara’da düzenlenen uluslararası konferansta verdi. Arslan, bireysel başvurunun AYM’yi “insanımızın günlük hayatına, toplumsal ve siyasal yaşamın tüm boyutlarına dokunan, hak eksenli yaklaşımla ihlal şikayetlerini inceleyen bir yüksek yargı organına dönüştürdüğünü” anlattı.
Arslan, 10 yıllık sürede “Kadının soyadından kamu kurumlarında ve üniversitelerde başörtüsü yasağına, kamulaştırmasız el atmalardan internete erişimin engellenmesine, vakıf mallarından zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine, kişisel verilerin ifşa edilmesinden gazetelere yönelik ilan ve reklam kesintisine kadar bir dizi alanda ihlaller tespit eden ve bunlara yönelik giderim sağlayan kararlar” verildiğini hatırlattı. Hepimiz başkasının gözünde “ötekiyiz” diyen AYM başkanı “farklılıklarımızla birlikte yaşama kültürü yerleştikçe ve bu kültürel iklimin gerektirdiği empati, hoşgörü ve uzlaşma gibi değerler hayata geçtikçe bir hak arama yolu olarak bireysel başvurunun etkililiği ve başarı şansı da artacaktır.” Dedi. Arslan, sözlerini Sadi Şirazi’nin yaklaşık sekiz asır önce kaleme aldığı ve bugün Birleşmiş Milletler binasının duvarını süsleyen meşhur “Ademin Çocukları” adlı şiirin şu dizeleriyle bitirdi:
“Başkalarının eziyetlerinden
Sıkıntı duymayan ey insan!
Sana insan sıfatını vermek yakışmaz.”
Konferansa, Almanya, İspanya ve Macaristan’dan akademisyenler ile Asya Anayasa Mahkemeleri Birliği kapsamında 15 ülkeden temsilcilerin katıldığını, Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü direktörü Christos Giakoumopoulos’un da toplantıya çevrimiçi katılarak önemli mesajlar verdiğini de kaydetmekte yarar var.
6’lı masa yol haritasını tamamlıyor
Millet ittifakını oluşturan CHP, İYİ Parti, DP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi’nin yer aldığı 6’lı masa, çalışmalarını yeni bir boyuta taşıyacak. 2 Ekim’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde başlayacak ikinci tur görüşmelerinin ilk toplantısında öne çıkan gündemi 6’lı masanın geçiş sürecini ortaya koyan yol haritası oluşturacak. Her parti bu konuda bir süredir çalışma yapıyordu. Bu çalışmalar liderler tarafından istişare edilecek. 2 Ekim toplantısında yol haritasının hemen açıklanması beklenmiyor.
Tüm partilerin mutabakat sağladığı yol haritasının belirlenmesinin ardından ortak Cumhurbaşkanı adayı açıklanacak. Cumhurbaşkanının hangi yetkileri nasıl kullanacağı, ortak yönetimin nasıl oluşturulacağı yol haritasında yer alacak. Ortak cumhurbaşkanı adayının açıklanmasının yılsonunu bulması bekleniyor. Bu arada yol haritası kapsamında partilerin olası iktidar değişiminde yayımlanacak cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ilk anda yapılması gereken kritik yerlerdeki binlerce bürokratik atama üzerinde şimdiden çalışmaya başladıkları belirtiliyor.
Seçim ittifakının 2 Ekim toplantısında masaya gelmesi beklenmiyor. Cumhurbaşkanı adayının açıklanmasıyla eş zamanlı ya da kısa bir süre sonra partilerin nasıl bir seçim ittifakı oluşturacaklarının kamuoyuna açıklanması planlanıyor.
İsrailli turistler Türkiye’ye gelmeye hazırlanıyor
Türkiye ve İsrail ilişkileri Haziran ayında alınan ortak kararlar çerçevesinde normalleşmeye devam ediyor. İki ülke arasında sivil havacılık alanında varılan anlaşma çerçevesinde İsrail yolcu uçaklarının Türkiye seferlerine yakın sürede başlaması bekleniyor. Bu uçuşların İsrail’den Türkiye’ye önemli bir turizm hareketini de yeniden başlatması bekleniyor. Başta Antalya olmak üzere Türkiye destinasyonuna aşina olan İsrailli turistlerin yılbaşından itibaren gelmeye hazırlandıkları belirtiliyor.
DÜNYA’da daha önce güçlü bir olasılık olarak okuduğunuz büyükelçi ünvanlı Maslahatgüzar Irit Lillian’ın Ankara Büyükelçisi olarak atanması gerçekleşti. Şimdi sırada Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi’nin atanması var. Edindiğimiz bilgiye göre hazırlıkları süren yeni büyükelçiler kararnamesinde bu atama da yer alacak. Henüz tarihi ve gündemi kesinleşmeyen Türkiye-İsrail Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısının da yılsonundan önce yapılmasına çalışılıyor.