Ayırımcılık ve cam tavanlar
Cam tavan
Yıllar önce sosyal medyada dolaşan bir tabela fotoğrafı vardı. Eğitimlerde ayırımcılık konusunu anlatırken kullanırım hala. Adam tabelaya yazmış ve duvara asmış: ”Buraya çöp atmak yasaktır. Atanlar dövülecektir”. Buraya kadar olanı, sadece bildiğimiz bir tehdit. Ama sonuna da eklemiş parantez içinde “(Kadın-erkek fark etmez)”. Evet, bunu yazan, cezalandırırken kadın ve erkek arasında bir ayırımcılık yapmamış. Ama biliyoruz ki, iş dünyasında ayırımcılık yapılıyor. Hem de bazen gizlenerek yapılıyor. Bazı kurumlarda kadının önüne engel konuluyor, hiyerarşide belli seviyelere çıkması önleniyor. Uzaktan bakınca engeli görmüyorsunuz. Bu kavram, yaratılan bir terim ile somut biçimde anlatılmış. Buna “Cam tavan” deniyor.
ABD Federal Cam Tavan Komisyonu (The United States Federal Glass Ceiling Commission), cam tavanı şöyle tanımlamış: Görünmeyen, ama aşılamayan, azınlıkların ve kadınların, niteliklerine ve başarılarına bakılmaksızın, kuruluşun hiyerarşisinde belli seviyenin üstüne çıkmasını önleyen engel.
Cam tavan endeksi
The Economist Dergisi’nin araştırma grubu bir endeks (The Economist’s glass-ceiling index) geliştirmiş. Kadının iş dünyasında rolü ve etkisi 10 boyutta ölçülmüş ve karşılaştırma yapılmış. Aşağıda bu 10 boyutu ve bu boyutlarda kadının durumunu bulacaksınız. Her bir boyutta 29 OECD ülkesindeki sıralamada kadının en iyi durumda ve en kötü durumda olduğu ülkeyi ve de Türkiye’nin durumunu bulacaksınız.
1-Yükseköğrenime erişim
((24-65) yaş aralığında yükseköğrenim görmüş olanlarda
kadının yüzdesi ve erkeğin yüzdesi farkı)
Türkiye: Kadınlar erkeklere göre 2.4 puan geride
En iyi: Finlandiya, kadınlar 16 puan ileride.
En Kötü: İsviçre: 6 puan geride
2- İş gücüne katılım oranı
Türkiye: Kadınlar erkeklere göre 39,6 puan geride
En iyi: Finlandiya, kadınlar 3,6 puan geride.
En kötü: Türkiye
3- Ücret farkı
Türkiye: Kadınlar erkeklerden %10 daha az ücret alıyor.
En iyi: Belçika, %3.8 daha az
En kötü: Güney Kore, %31,5 daha az
4- Net Çocuk bakım maliyetleri (Net child-care costs)
(Ortalama ücretin yüzdesi olarak)
Türkiye: Ortalama ücretin %4’ü
En iyi: İsviçre, %46’sı
En kötü: İtalya
5- Anneler için ücretli izin
(Ortalama ücret üzerinden hesaplama)
Türkiye: 52,7 hafta
En iyi: Slovakya 69,2 hafta
En Düşük: Avusturalya 7,9 hafta
6- Babalar için ücretli izin
(Ortalama ücret üzerinden hesaplama)
En iyi: Japonya 31,4 hafta
En kötü: İngiltere 0.4 hafta
7-GMAT sınavını alma yüzdesi
Türkiye: GMAT sınavına girenlerin %43.3’ü kadın
En iyi: Slovakya, %60
En kötü: Danimarka %23,3
8-Yönetici koltuklarında oturanların yüzde kaçı kadın
Türkiye: %16,2
En iyi: Polonya %43
En kötü: Japonya %13
9-Yönetim kurulunda koltukların yüzde kaçı kadın
Türkiye: %17,5
En iyi: İzlanda %47
En kötü: Güney Kore %8,7
10-Parlamentodaki koltukların yüzde kaçı kadın
Türkiye: %17,3
En iyi: Yeni Zelanda %38.7
En kötü: Japonya %9,7
Bu “Cam tavan endeksi”ne göre Türkiye, 29 OECD ülkesi arasında 27’nci sırada. İlk üç sıradaki ülkeler: İzlanda, İsveç ve Norveç.
Sonuç
Her tür ayırımcılık kötüdür. Kadına karşı yapılan ayırımcılık ise en kötüsüdür. Araştırmalar gösteriyor ki çeşitlilik, kurumların başarısında önemli bir faktördür. Ayırımcılık, çeşitliliği öldürür. Kadınları yok saymak, onların üst kademelere tırmanmasına engel koymak kurumlara zarar verir.
Ayırımcılık, kadınları iş yaşamından soğutur, uzaklaştırır. Halbuki kadının iş yaşamında olması ekonomiye anında ve ileriye dönük olmak üzere iki tür katkı sağlar. Kadın çalıştığında ekonomiye katkısı, üretici güç olarak anındadır. Çoğu kez gözden kaçan bir katkı da çalışan kadının ileriye dönük, gecikmeli katkısıdır. Geleceğin üretici gücü çocukların yetişmesinde annenin rolü büyüktür. Çalışan annelerin ise iş yaşamına ve dünyaya ilişkin daha gerçekçi vizyonları vardır. Çocuklarını bu vizyonla yetiştirirler. Böylece geleceğin işgücünün daha iyi yetişmesini sağlayarak ekonomiye ileriye dönük katkı sağlarlar.
Kadını iş dünyasından uzaklaştırmak ülkenin ekonomisine ve geleceğine zarar vermek demektir. Cam tavanlardan kurtulmak gerekir.