Ayılana gazoz bayılana Fed

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi

Fed faiz indirimi daha önce olduğu gibi bu kez de piyasalar tarafından memnuniyetle karşılandı. Para politikasının virüs kaynaklı sorunlara bir çözüm olamayacağı tespiti elbette büyük ölçüde doğru. Azalan tüketici güveni yani Starbucks’a gitmekten vazgeçen tüketiciler, Fed faizleri 50 baz puan indirdiği için yeniden artmayacak ve tüketiciler kalabalıklara karışmayacaktır. Yine benzer bir şekilde yatırımların da 50 baz puanlık bir indirim neticesinde artmasını beklemek saflık olur. O halde Fed’in düşen hisse endekslerinden korkarak faiz indirdiğini söylemek doğru olur mu? Görüşüm bu tür bir “suçlamanın” doğru olmayacağı yönünde. Fed enflasyon ve işsizlikten sorumlu olduğu kadar finansal stabiliteyi de gözetmekle sorumlu bir kurum. Ve finansal stabilite kavramı hisse endeksleri ile başlayıp bitmiyor. Hatta hisse endeksleri bu kavramın ufak bir kısmını oluşturuyor demek daha isabetli olur. İçinde bulunduğumuz günlerde virüs kaynaklı korkuların ekonomik aktiviteyi net bir şekilde vurduğunu biliyoruz. Bu, kredi notu düşük şirketlerin ABD tahviline oranla borçlanma maliyetlerinin bir anda artmasına neden oldu. Volatilitenin yükselmesi, likiditenin hızlı bir şekilde azalması, teminat piyasasının zirvesinde bulunan varlıklar hariç diğer teminat unsurlarının değer kaybetmesi gibi gelişmeler finansal stabilitenin hızlı bir şekilde bozulma ve daha önemlisi kendisini besleyen bir hal almasına neden oldu ki Fed bu noktada devreye girme ihtiyacı duydu. Faiz indirmesi ve bunun 18 Mart toplantısından erken yaparak sürpriz silahını kullanması son derece doğru bir adım olsa da yetersiz bir adım. Daha fazlasının yapılması gerekiyor. Fed’in aldığı aksiyon ilk aşamada, pek de sürpriz olmayacak şekilde, dolar negatif olarak okundu. Ancak durma noktasına gelen ekonomik aktivite neticesinde pek çok reel sektör şirketinin gelirleri sıfırlanırken giderleri veya çevirmeleri gereken borçları hala aktif durumda. Bir süre için söz konusu fon çıkışı rezervlerden idare edilebilir ancak kriz zamana yayılacaksa ciddi bir dolar ihtiyacı hâsıl olacaktır ve bu ihtiyacın Fed dışında herhangi bir kaynak tarafından karşılanması da mümkün değil. 2008 krizinde “para basmak” olarak tabir edilen pek çok Fed operasyonu asılında güvensizlik nedeni ile işlerliğini kaybeden piyasaların Fed gibi güvenilir bir aktörün bilançosunu kullanılarak yeniden çalışır hale getirmeye yönelikti. Henüz o noktada değiliz ancak bir süre sonra Fed’in diğer merkez bankaları ile swap kanallarını açması, repo piyasasında aktif olmayı sürdürmesi ve hatta yeniden varlık alımlarına başlaması (işte bakın para basılıyor!) kaçınılmaz olabilir. Öte yandan tüm baskınlığına rağmen şayet virüs krizi kötü senaryoya doğru evrilecekse (ki beklentim bu yönde değil) Fed’in tek başına atacağı hiçbir adım işe yaramayacaktır. Diğer merkez bankaları ve kamu maliyesi de mutlaka devreye girmek zorunda kalacak. ABD hane halkının %67’sinin acil durumlar için 600 dolardan daha az bir tasarrufu olduğu göz önüne alınırsa faiz indiriminden ziyade Hazine’den gelecek olan bir çek çok daha anlamlı olabilir. Geçen hafta Hong Kong vakasını detaylı olarak paylaşmıştım. ABD HK hükümetinin lüksüne sahip olmasa da çok düşük oranlardan borçlanarak bu tip bir ödemeyi fonlama imkânına sahip. İşlerin bu noktalara gelmeyeceğini düşünüyor ve umuyor olsam da 50 baz puanlık bir indirim neticesinde hayal alemine dalmak da istemiyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump değil ekibi 15 Kasım 2024
Altın ve dünya 18 Ekim 2024
Çin ve coşku 04 Ekim 2024
Sahnede Fed, geride Çin 16 Ağustos 2024
İzin verin tanıştırayım 09 Ağustos 2024
Kolay para 26 Temmuz 2024
ABD siyaseti 05 Temmuz 2024