"Avrupa Projesi" zorda

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Önce Brexit, ardından Ukrayna savaşı "Avrupa projesini" vurmaya başladı. Avrupa Birliği'nde daha birkaç yıl öncesine kadar aldıkları oy oranları ülkelerin genel siyasetinde "marjinal" düzeyde kalan aşırı sağcı popülist partiler yavaş yavaş iktidara gelmeye başladılar.

Soğuk Savaş sonrasında AB'ye katılmış ülkelerde başlayan aşırı sağcıların yükseliş süreci, bugünlerde Batı Avrupa'yı etkisi altına almış görünüyor. AB içinde Hırvatistan, Slovakya ve Macaristan'da sağcı popülist partilerin iktidar olmasını, İtalya, Finlandiya, Hollanda ve İsveç'te benzer partilerin- henüz tek başına iktidar olamasalar bile- iktidar ortağı haline gelmeleri izledi. Sırada Avusturya var gibi; 29 Eylül'de yapılacak genel seçimler öncesinde Avusturya'nın aşırı sağcı Özgürlük Partisi tüm kamuoyu yoklamalarında önde görünüyor.

 

Almanya'da alarm veren eyalet seçimleri

Almanya'da da durum pek farklı değil; Almanya'nın doğusundaki iki eyalette, Thüringen ve Sachsen'de geçen hafta gerçekleşen seçimlerde faşist Almanya için Alternatif (AfD) büyük başarı kazanması alarm verici nitelikte. Almanya da "faşizmin yükselişi" Avrupa'daki trendin bir benzerini yaşıyor; AfD yükselişine önce Demir Perde geçmişi olan Doğu Almanya'dan başlamış görünüyor.

Almanya'da genel seçimler önümüzdeki yıl yapılacak. Eğer Ukrayna savaşına karşı çıkan, tüm mültecilerin geri gönderilmesini isteyen, Almanya'nın AB'den çıkması için propaganda yapan AfD'nin yükselişi durmazsa, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa Birliği'nde somutlaşan “Avrupa Projesi’nin" de sonunun gelme olasılığı yüksek.

 

Göçmen meselesi ve yavaşlayan ekonomi...

Almanya'nın doğusundaki iki eyalette AfD'nin büyük başarısının altında pek çok unsur var; İlk akla gelen, Doğu Almanya ile Batı Almanya arasındaki ekonomik gelişmişlik farkının aradan geçen 34 yıla rağmen hala giderilememiş olması. Buna, Almanya'nın Avrupa'da en çok göç alan ülkelerden biri olması gerçeğini de eklemek gerek elbette; Ekonomi yavaşlayıp, işsizlik arttıkça, ülkedeki göç ve mülteci karşıtlığı da aynı oranda artıyor.

Nitekim bu durumu farkında olan Almanya'da iktidardaki Sol-Yeşil hükümet çareyi sığınmacıları bulduğu her fırsatta geri göndermekte bulmuş görünüyor; Alman hükümetinin Suriyeli sığınmacılar konusundaki son kararı bunun somut örneği. Sığınma başvurusunda bulunan Suriyeliler artık, "Suriye'de iç savaşın bittiği ve istikrarın sağlandığı" gerekçesiyle geri gönderiliyorlar.

Almanya'da yavaşlayan ekonominin en somut göstergesi ise, ülkenin küresel markalarından Volkswagen'in ülke çapındaki 10 fabrikadan bazılarını kapatacağını açıklaması oldu. Volkswagen Alman ekonomisinde buzdağının görünen yüzü; Altta çok daha zorda olan şirketler var. Ukrayna savaşının enerji fiyatlarını üretim için çok maliyetli hale getirmesi, Alman şirketlerinin dijitalleşmede geç kalmaları, yavaşlamanın en büyük nedenleri.

 

Fransa da siyasi krizde

Sadece Almanya değil, Fransa da siyasi krizde; Ekonomik olarak Almanya'nın çok gerisinde olan Fransa'da da, aşırı sağcı oylar müthiş yükselişte.

Sol partiler Fransa'da yazın gerçekleşen "baskın seçimler" için birleşmiş olsalar da, parlamentoda hükümeti kurmak için yeterli çoğunluğa ulaşamamışlardı. Fransa'nın liberal Cumhurbaşkanı Macron'un da, parlamento çoğunluğu olmasa da, en çok vekili kazanmış olan Sol İttifak'a hükümeti kurma görevini vermemesi, Fransız siyasetini iyiden iyiye karıştırdı. Macron yeni Başbakan olarak merkez sağcı politikacı Barnier'i atayınca, sol partiler bu durumu protesto için sokağa çıktı. Ekim başında sendikaların da eyleme geçmesi bekleniyor. Üstelik Barnier'in mevcut siyasi konjonktürde hükümeti kurması da zor görünüyor. Yani Fransa, yakın zamanda pek istikrar göremeyecek gibi.

Tüm bunlara bir de Kasım ayında ABD'de yapılacak seçimlerde aşırı sağcı popülist aday Donald Trump'ın kazanma ihtimalini de eklemek gerekiyor.  Trump'ın seçilmesi halinde 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel siyasi ve ekonomi sistemin tümden yıkılmasının önü açılacak gibi duruyor.

Küresel siyasette durum, milyonların ölmesine, haritaların yeniden çizilmesine neden olan 2. Dünya savaşı öncesinde yaşananlara çok benziyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Göç çıkmazı 16 Eylül 2024
BRICS muamması 05 Eylül 2024
İran "kuşatması"... 19 Ağustos 2024