Ateş altında pozitif ayrışıyoruz…

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI

İkinci Trump dönemine ticaret savaşı tehdidi ile başladık. Trump “istediğim zaman istediğimi vururum” diye tüfeğini duvara astı. Uzun zaman piyasalar, “pazarlık amaçlı asıldı, muhtemelen kullanılmayacak” diye düşündü. Vergi artışları geldiğinde piyasada şok etkisi yarattı.

Çin, Kanada, Meksika ile başlayan ticaret savaşlarının genişleyerek tüm dünyaya yayılacağı belli oldu. Demir-çelik ve alüminyuma konan %25 vergi bunun ilk örneği. Sırada otomotiv, yarı iletkenler ve ilaç gibi kritik sektörler sıra bekliyor.

Ticaret savaşlarının kazananı olmaz, herkes zarar görür gibi söylemleri artık bir kenara bırakıp, kimler en çok zarar görür, Türkiye’ye etkisi ne olura odaklanmak lazım.

Kimler en çok zarar görür sorusunun cevabı belli. Kanada ve Meksika en çok zarar gören ülkeler. Eğer gerçekten otomotiv sektörüne yönelik vergi artışları gelirse bu ekonomiler durgunluk riski ile karşı karşıya kalır.

ABD kazananı olmayan bu savaşın kaybedenlerinden birisi olur. İlk çeyrekte %3’e yaklaşan büyüme yıl sonunda %2’nin hafif altına geriler. Buna karşın %2 civarında olan enflasyon sene sonunda %3’e yaklaşır.

Başkan Trump  tehditlerini gerçekten uygularsa Avrupa’nın zaten kırılgan olan büyümesi üzerinde 0,3-0,4 puan aşağı yönlü risk oluşur. ECB en son paylaştığı tahminlerde Avro bölgesi tahminlerini dış ticaret belirsizlikleri nedeniyle 2025 ve 2026 için %0,9 ve %1,2 ile 0,2 yüzde puan aşağı çekti. Dış ticaret savaşı şiddetlenirse bu etki rahatlıkla iki katına çıkabilir.

Durumun ciddiyetini gören Almanya alt yapı, enerji ve savunma harcamaları ağırlıklı bir paket üzerinde çalışıyor. Muhtemelen Fransa’da benzer yönde adımlar atmaya çalışacak.

Çin büyümesinin ticaret savaşlarının gölgesinde %5’ten %4 civarına gerilemesi bekleniyor. Eğer ortak akıl ile uzlaşı sağlanmazsa son çeyrek büyümesi %3 civarına yaklaşabilir. Çin bu durumu iç talebi canlandıracak politikalar uygulayarak aşmaya çalışacak.

ABD’nin toplam dış ticaretinde küçük bir paya sahip olan demir-çelik cephesinde zaten yüksek vergi ile cezalandırılmış olan Türkiye’ye dış ticaret savaşının doğrudan etkisi sınırlı olur. Asıl etki dolaylı olarak Avrupa kanalıyla gelecek. Avrupa büyümesinin 0,3 – 0,4 puan gerilediği bir ortamda Türk ihracatçısı zorlanır.

Borsa İstanbul bu anlattığımız senaryoların tam tersine Avrupa’nın canlandığı ve ihracatçının rahatladığı bir senaryoyu fiyatlıyor. İyimserliğin arkasında iki neden var.

Merkez Bankası geçen ay küresel olarak zayıflamasına rağmen dolar kurunu %1, Euro’yu ise %5’e yakın artırarak, ihracatçıyı destekledi. Türkiye uzun süredir dünyanın büyümeyen tarafına yakın olmanın bedelini ödüyor. Eğer gerçekten Almanya’nın göle çaldığı maya tutar ve Avrupa’nın büyümesi hızlanırsa, bu durum tersine döner.

Avrupa’da büyümenin canlanması genele yayılırsa bundan döngüsel mal üreten ihracatçılar, altyapı, enerji, savunma gibi alanlarla sınırlı olursa ise taahhüt şirketleri fayda sağlar.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yeni yıl, yeni ümitler 30 Aralık 2024