Atatürk, kurumlar ve kalkınma
Bugün 10 Kasım 2023, kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 85. yıl dönümü. Bu yazımı onun bizlere çizdiği çağdaş medeniyetler seviyesine yükselme hedefine atfen kaleme alıyorum. Yüz yıl önce Cumhuriyet; bilim, bilgi, özgür fikir ve özgür düşünüş amaçlarına ulaşmak gayesiyle kurulmuştu.
"Vatan artık bayındır hale getirilme istiyor, zenginlik ve refah istiyor! Bilim ve bilgi, yüksek uygarlık, özgür fikir ve özgür düşünüş istiyor!". 1924 (Atatürk’ün S.D.II, s. 180)
Peki, çağdaş kurumsal değerler ekonomi ve kalkınma açısından neden önemli, gelin son 20 yıllık yakın dönem kalkınma verilerine birlikte bakalım. Dünya Bankası veri bankasında hukukun üstünlüğü alanında Türkiye 2022 yılında en düşük yüzde 37’lik yüzdelik dilimde yer alıyor. Yüzdelik sıralamamız seçili 12 ülkeye göre en düşük 3. sırada. Demokrasi konusunda sıkça eleştirilen Çin’in sıralaması yüzde 53 ile Türkiye’nin oldukça üstünde. Arkamızda yer alan ülkeler arasında ise Rusya ve Arjantin var.
Ekonomi açısından en önemli göstergeler arasında yer alan kişi başına milli gelire hem ülkeler arası hem de tarihsel sıralamaya göre bakalım. 2002 yılında kişi başına gelirimiz $3.600 civarındaymış; emtia zengini Katar, Sudi Arabistan ve Malezya’dan sonra en yüksek kişi başına gelire sahip ilk 2 ülke arasındaymışız (diğeri Polonya). 20 yıllık süre içinde ülkemizde kişi başına milli gelir yaklaşık 2 kat ile düşük bir düzeyde artmış. Bu dönemde kişi başına milli gelir Bulgaristan’da 6 kat, Gürcistan’da 7 kat, Çin’de ise 10 kat artmış. Dolayısıyla grup içindeki sıralamamız gerilemiş ve 2022 yılında en düşük kişi başına gelire sahip 4. ülke olmuşuz.
Kalkınma verileri arasında önemli bir gösterge olan istihdamda da maalesef karnemiz çok başarılı değil. Türkiye’de, 2022 yılında, toplam nüfus içinde istihdam oranı İLO verilerine göre %47 olmuş. Ekonomik büyümeye rağmen istihdam oranını son 20 yılda sadece 3 puan artmış. Oysa aynı dönemde komşumuz Bulgaristan’da bu oran 12 puan artarak yüzde 54’e çıkmış.
Satın alma gücü ve gelir adaleti açısından önemli bir veri olan enflasyondaki karnemiz de maalesef grup içinde en kötü olduğumuz alanlardan biri. 2002-22 döneminde Arjantin hariç bu ülkelerde tüketici fiyatları ortalama 1 kat artarken Türkiye’de tüketici fiyatları yaklaşık 11 kat artmış.
Özet olarak, ülkelerin hukukun üstünlüğü sıralamasıyla kalkınma verileri arasında tesadüfi bir benzerlik bulunmuyor. Bundan 100 önce TBMM tarafından kabul edildiği üzere toplumsal refah ve kalkınmanın temel esaslarını bilim, bilgi, özgür fikir ve özgür düşünüş oluşturuyor.