Aşırı sıcak, en ölümcül afet türleri arasında!
Bilim insanlarına göre, sera gazı emisyonlarının yol açtığı ısınma nedeniyle son sıcak hava dalgaları artık olağandışı olaylar değil. Emisyonlar hızla azaltılmazsa gelecekteki sıcak hava dalgaları daha sıcak ve daha yaygın olacak.
World Weather Attribution tarafından yapılan analize göre, Avrupa ve Kuzey Amerika’da Temmuz ayında yaşanan sıcak hava dalgaları iklim değişikliği olmasaydı neredeyse imkansız olurdu, ancak fosil yakıtların kullanılması ve insan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlar nedeniyle, ısınma artık olağandışı değil.
Temmuz ayında Avrupa’nın güneyi, Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı bölgeleri, Meksika ve Çin’de sıcaklıkların 45 derecenin üzerine çıktığı şiddetli sıcak hava dalgaları yaşandı. Bu durum sıcak alarmlarına, orman yangınlarına ve sıcaklığa bağlantılı hastalık ve ölümlere yol açtı.
İklim değişikliğinin sıcak hava dalgalarını daha sıcak, daha uzun ve daha sık hale getirdiği yadsınamaz bir gerçek. Analiz de bu ilişkiyi değerlendiriyor ve 1800’lerin sonundan bu yana yaşanan yaklaşık 1,2 derecelik küresel ısınmanın ardından; bugünkü iklimi geçmişteki iklimle karşılaştırıyor.
Analiz, her bölgede sıcaklığın en tehlikeli olduğu dönemlere odaklanıyor:
Güney Avrupa’da yedi gün boyunca, batı ABD, Teksas ve kuzey Meksika’da 18 gün boyunca ve Çin’in alçak bölgelerinde 14 gün boyunca ortalama maksimum sıcaklıklar dikkate alınıyor. Ortaya çıkan sonuç şöyle: Bu tür sıcak hava dalgaları artık nadir değil; Kuzey Amerika’da yaklaşık her 15 yılda bir, Güney Avrupa’da yaklaşık her 10 yılda bir ve Çin’de yaklaşık her 5 yılda bir beklenebilir.
İklim değişikliği, sıcak hava dalgalarının yaşanma olasılığını büyük ölçüde arttırıyor. Analize göre; kömür, petrol ve gaz yakılması, ormansızlaşma ve diğer insan faaliyetleri olmasaydı, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki sıcaklık dalgalarının yaşanması neredeyse imkansız olurdu.
Sera gazı emisyonları sıcak hava dalgalarını daha da ısıtıyor
Sera gazı emisyonları sıcak hava dalgalarını normalde olduğundan daha sıcak hale getiriyor: Avrupa sıcak hava dalgası 2,5 derece daha sıcak, Kuzey Amerika sıcak hava dalgası 2 derece daha sıcak ve Çin’deki sıcak hava dalgası iklim değişikliği nedeniyle 1 derece daha sıcak oldu.
Hala zamanımız var
Eğer sıcaklık artışı 2 dereceye ulaşırsa, ki Paris Anlaşmasına imza atan tüm ülkeler emisyonları hızla azaltmaya yönelik mevcut taahhütlerini tam olarak yerine getirmezlerse yaklaşık 30 yıl içinde bu gerçekleşecek, bu gibi olaylar daha da sıklaşacak ve her 2-5 yılda bir meydana gelecek. Araştırmacılar, doğal olarak meydana gelen iklim fenomeni olan El Niño’nun gelişiminin bazı bölgelerdeki sıcak hava dalgalarına muhtemelen bir miktar ek ısı sağladığını söylerken, fosil yakıtların yakılmasıyla artan küresel sıcaklıkların sıcak hava dalgalarının bu kadar şiddetli olmasının ana nedeni olduğunu belirtiyor. Londra Imperial College Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Enstitüsü İklim Bilimi Kıdemli Öğretim Görevlisi Friederike Otto, “Bu ilişkilendirme çalışmasının sonucu şaşırtıcı değil. Dünya fosil yakıtları yakmayı bırakmadı, iklim ısınmaya devam ediyor ve sıcak hava dalgaları daha aşırı hale gelmeye devam ediyor. Bu kadar basit. Ancak bu sıcak hava dalgaları ‘kaçak ısınma’ ya da ‘iklim çöküşü'nün kanıtı değil. Güvenli ve sağlıklı bir geleceği güvence altına almak için hala zamanımız var, ancak acilen fosil yakıt yakmayı durdurmamız ve kırılganlığı azaltmaya yatırım yapmamız gerekiyor. Bunu yapmazsak, her yıl on binlerce insan sıcaklığa bağlı nedenlerden ölmeye devam edecek. Hükümetlerin bu yılki COP iklim konferansında fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasını yasalaştırması kesinlikle kritik önem taşıyor” diyor.
Kültürel bir değişime ihtiyacımız var
Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi Direktörü Julie Arrighi’nin yorumları ise şöyle: “Isı, en ölümcül afet türleri arasında yer alıyor. Aşırı sıcaklar hakkındaki düşüncelerimizde kültürel bir değişime ihtiyacımız var. Aşırı sıcaklar ölümcüldür ve hızla artıyor. Uyarı sistemlerini, ısı eylem planlarını ve uzun vadeli uyum tedbirlerine yapılan yatırımları ölçeklendirmek çok önemli. Buna kentsel planlama ve sağlık, elektrik, su ve ulaşım gibi kritik sistemlerin dayanıklılığının artırılması da dâhil. Aşırı sıcaklarda hayat kurtarmak için en kırılgan durumdaki insanlarla ilgilenmemiz gerekiyor - bu grupta yaşlılar, sağlık sorunları olan insanlar, barınacak yeri olmayanlar ve aşırı sıcaklarda hayat kurtarıcı olabilecek serin alanlara erişimi kısıtlı olan topluluklar yer alıyor.”