Aşıp aşıp giden gençler bizimdir
Halk ozanı Dadaloğlu; 200 yıl öncesi Türkmen obasından adeta bugüne sesleniyor; “Kalktı göç eyledi Avşar elleri / Ağır ağır giden eller bizimdir.”
Bundan 60 yıl önce iş-aş bulamadığımızı davul zurnayla 'Alamanya’ya gönderiyorduk. Bugün geldiğimiz nokta, pazularımız yerine beyinlerimizi göndermek… Çünkü o beyinlerimize iş ve aş bulamıyoruz.
Genç beyinlerimiz gittikleri kentlerde örgütlenecek, dernekleşecek kadar çok sayıya ulaştı. Üniversitelerimizde yetiştirdiğimiz beyinlerimiz, başka coğrafyalara hizmet eder oldular.
Gidişat öylesine vahim ki beyin göçü, lise düzeyine inmiş durumda… İstanbul Erkek Lisesi‘nin 135 yıllık tarihinde bir ilk yaşandı ve Almanya, ABD, Kanada, Fransa gibi ülkelerde yükseköğrenime gidenlerin oranı %94,7’ye çıktı. Galatasaray Lisesi’nden yurt dışına gidenlerin oranı ise %33, İstanbul Erkek’te % 52,6 düzeyinde…
Liselere inen beyin göçü yüksek lisans, doktora öğrencilerinde zirve yapmış durumda. 2017’de 114 bin genç beyin dışarıya uçtu gitti. Son 3 yılda 314 bin insanımız ülkeyi terk etti.
Dadaloğlu ile başladım, onun ayağıyla bitireyim; “Nice Koçyiğitler ele verilir / Giden gider kalan sağlar bizimdir.” Sizce kalan gençler bizim mi acaba?
Bilen insan yerine bizden insan açmazında daha kaç nitelikli beyni ellere kaptıracağız? Onları “ellerin olsun diye mi sevdik” yoksa?
AKLIMI YAPMAYA VERDİM FİKRİMİ ŞAŞTIM
Dede Efendi’nin Bestenigâr şarkısındaki gibi; “Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum / Aklımı yağmaya verdim fikrimi şaştım."
Gençlerimizle övünmeyi hamaset makamından küresel kıvanca taşıyamadık. Liyakata “tu kaka” dedik ve onları başka ulusların beyin yağmasına terk ettik.
Netice? Fikrimizin şaşacağı kesin. Gel de inovasyon bekle bu eğitim sisteminden…