Artık yanaşacak liman yok!
Sanıyorum bu 2023’ün son yazısı, öncelikle 2024, siz okuyucularımız için sağlıklı ve huzurlu, gönlünüzce bir yıl olsun. Gazetemiz için de başarılı, yine yeniliklerle dolu bir yıl olsun. Ekonomi Gazetesi’nin başarısı, Türkiye ekonomisinin başarısı için önemlidir.
Evet, yine zor bir yıl bizi bekliyor, aslında bireysel anlamda da kurumsal anlamda da öyle… Dünya zor bir dönemden geçiyor. 2000 yılların başında soğuk savaş bitti derken kabuslar geri geldi, savaş ortamlarına temel sorunlara geri döndük. Pandemiden sonra da ekonomi bu ortamın da etkisiyle bir türlü rayına oturmadı. Dengesiz maliyet ve fiyat mekanizması, enflasyonu gündeme getirdi. Onun dışında büyük bir dönüşüm de bir yandan devam ediyor. Bizim için önemli olan Avrupa Kıtası kabuğunu bir türlü yırtamıyor ve dönüşümü gerçekleştiremiyor.
Çok yönlü dönüşüme dikkat
Dönüşüm teknoloji, dijital ile aslında yapıların süreçlerin değişmesini de kapsıyor. Büyük bir devrim ile karşı karşıyayız… Bu dalga yıkıyor ve oyunu tekrar kurmamızı gerektiriyor. Çok yönlü bir değişim var. Teknoloji her alanın tabanında büyük değişeme neden oluyor. İnsan değişiyor, toplum değişiyor, siyaset değişiyor. Tabii İklim değişiyor…
Bunlarla birlikte, 2023’te başlayan, 2024 yılıyla zirve yapacak yeni bir çağ geliyor. Ona da yapay zekâ diyebiliriz. Teknolojinin konuşan, yazan, bilen yüzü olarak giderek hayatımıza girecek. 2024 bu açıdan her alanda dikeyde yapay zeka ile ekonomik modellerin, süreçlerin ve verimliliğin değiştiği bir yıl olacak. İşte etik, siber güvenlik bu yeni dönemde çok konuşacağımız şeyler olacak. Yani terazinin bir yanında eski ekonominin kalıntıları, diğer yanında geleceğin ekonomisinin dalgası olacak.
Türkiye için hangi çıkış?
Türkiye için şanslar yüksek çünkü her şey yeniden kurgulanıyor ve Türkiye bunun içinde yer alabilir. Evet sıkıntılı bir dönem olacak. Ama yeterli kararlılık olursa, çıkış da daha kolay olur. Geçtiğimiz günlerde Murat Özyeğin bir röportajında önce sıkıntı olacak, sonra çıkış olacak diyordu. Tabii burada nereden çıktığımız, hangi çıkışta olduğumuz çok önemli… İş artık para politikaları ile yürümüyor. Bu politikalar bizi karanlıktan çıkarabilir ancak hangi çıkıştan çıkacağız! Oyun tekrar kurgulanırken, Türkiye büyüme ve gelişmede modelini değiştirerek bir üst ligde yer almak ve oyun kurucu olmak zorunda. Bu sadece askeri anlamda değil, yaratıcı, girişimci bir ekonomiye doğru evirilmiş ve buradan değer yaratan bir ekonomi olmaya doğru ilerlemek gerekiyor. Bu genç nesillerin potansiyelini hayata geçirmek, onları da belli yöne sevk etmek için de gerekli…
Peki ne yapacağız derseniz!
Şirketler, kurumlar hatta bireyler için de daha esnek olma çağındayız… Esneklik nereden gelecek, çabuk öğrenme ve çabuk uyum sağlamadan. Bu cesareti göstermek zorundayız. Fırsatlar ve risklerle ilgili kararları çabuk analiz edip, veriyi kullanıp hızlı kararlar almalıyız.
Eğer bunu başarabilirsek daha iyi bir çağa doğru daha kolay ilerleriz. Hep soruyorlar fırtına ne zaman geçer? Artık fırtına geçmeyecek, sığınılacak liman da yok! O zaman dalgalı denizlerde yaşamaya alışmaktan başka çare yok… MUTLU, SAĞLIKLI, YILLAR….