Aralık ayında ekonomide neler olacak?
Korkularımızla yüzleşme ayı başladı bile… Korkular; geleceğe dair ve kullandığımız takvim, yılsonu ile bir dönemin bitmek üzere olduğunu, yılbaşı ile de farklı bir zihin düzleminin gelmekte olduğunu bildiriyor bize…
Peki, korkularımız nelerdi? 1-Yüksek enflasyon kalıcı olacak, 2-Alım gücü düşecek, 3-Döviz şirketleri sallayacak, borçlularını yıkacak, 4-geliri dolar olmayanlar zorlanacak, 5-liramız pul olacak. Bu beşibiyerde korulardan sizce gerçekleşmeyeni var mı?
KİRPİ SENDROMU
Aralık ayının kendine has bir kimyası var; 1-bilançolar bağlanır, 2-geleceğe dair planlar, öngörüler gelir, yatırım kararları alınır. 3-Yılın geneli değerlendirilir, ücret zamları belirlenir. Fakat şu anda öngörüsüzlük iklimi hâkim ve hiç biri yapılabilir durumda değil.
Ekonomi, aslında en kritik olan “belirliliği” kaybetti ve öngörülmezlik oluştu. Önünü göremeyenin yaptığı denenecek ve halen ne yapılıyor veya yapılmıyorsa, bu hal korunacak. Gördüğüm, “Kirpi Sendromu” devreye girecek ve geleceğin kaygısıyla kendi içine büzülerek kurtulman denenecek.
İKİ SORU İKİ CEVAP
1-Bu ay piyasalarda ralli yaşanır mı?
Dolar, enflasyonda tırmanma yönünde ralli olur, faiz ise inişte ralli olmasa bile inişi sürdürür.
2-Bu durumda nasıl davranmalı?
Kararlarını erteleme, ev, araba, beyaz eşya almak istiyorsan al. Tüketim alışkanlıklarını sürdür.
NOT
BU SON FAİZDİR EY GÖNLÜM NASIL GEÇERSEN GEÇ
Yahya Kemal’den mülhem başlık ile anlatmak istediğim; Merkez Bankası’nın faiz indiriminde jübile yapacağıdır. Tahminim, 200 banko, 100 plase indirim ve sonrasında uzun bir süre faize ilişmemek…
Zira yönetim, “artık yüksek faize bakmayacağız” diyerek, odağına; “yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı” koyduğunu ilan etti. Yeni Ekonomi Politikasının iddiası da bu zaten…
Yeni bir şeyler yapmak isteyen, kredi kovalasın. Yakalarsa yatırım yapsın, gelir getirici işlere harcasın. Mümkünse döviz kazandırıcı adımlar atsın ama bu adım sakın, “krediyi al dövize yatır” olmasın.