Araç dönüşümü ile 1.100 dolar kilogram değere ulaştık

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Ülkemizde, sessiz ve derinden ilerleyen, büyüyen bir araç dönüşüm sektörü var.

Esas olarak lüks marka otomobil ve minibüsleri döşemesinden yazılımlarına kadar uluslararası standartlara uygun yenileyen ve ultra lüks donanımlı hale getiren sektörde yaklaşık 300 bin kişinin çalıştığı belirtiliyor. Bazı Türk şirketlerinin ‘dönüşüm fabrikalarına karkas halde ihraç kayıtlı giren’ yüzlerce araç, bir anda yüksek katma değerli ürün haline geliyor ve Körfez ülkelerinden, ABD’ye, Avrupa’ya Çin’e kadar ihraç ediliyor. 

Dizayn Vip Otomotiv Mühendisliği Tasarımı ve Üretimi AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç ile sohbet ediyoruz. İşinin hastası insanlardan ve araçlar için geliştirdiği teknolojik ürünler ve yazılımlarla yakın zamanda büyük bir devrim yapacak gibi görünüyor.

Erbakan Malkoç’a sektöründeki en güncel durumu sorarak sohbeti açıyorum, yanıtı şöyle oluyor: “Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, dönüşüm sektörü dediğinizde Türkiye ve bizim adımız söylenir. Bu, sektördeki bilgi birikimimiz, yeniliklerimiz ve teknolojik yatırımlarımız sayesinde oldu. Yaptığımız işlerde kalite ve standartlara verdiğimiz önem, uluslararası alanda bize güven kazandırdı ama bu yıl ihracatta duraklama görüyoruz. Bunun sebeplerinden biri denetim eksikliği. Maalesef dönüşüm sektöründeki bazı firmalar, standartlara sahip olmadan düşük kaliteli iş yaparak sektöre zarar veriyor. Bu durum, ülkemizin marka değerine olumsuz yansıyor. Denetimlerin zayıflığı, sektörde standartların düşmesine ve rekabet gücümüzün azalmasına neden oluyor."

Aracın değerini 3’e katlıyoruz 

“Sizin işleriniz nasıl gidiyor, işleriniz büyüdü mü ihracatınız artıyor mu” diye soruyorum. Erbakan Malkoç, “Şu anda yaklaşık 250 kişilik istihdamımız var. 20 bin metrekare kapalı alanda araçları dönüştürüyoruz. Almanya, ABD, BAE, Suudi Arabistan, Çin gibi birçok ülkede faaliyetlerimiz var. Almanya'da kendi şirketimiz bulunuyor, diğer ülkelerde distribütörlükler kurduk. 40'tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçen sene yurt dışı için 183 araç yaptık. Ciromuzda ihracat oranımız yüzde 85’in üzerinde. Biz, değeri yaklaşık 100 bin dolar olan bir aracı tamamen soyuyoruz ve sonra döşemesinden, yazılımlarına kadar yeniden tasarlayıp yeniliyoruz. Bu araç bizden çıktığında yaklaşık 300 bin dolar değerde bir araç haline geliyor. Bire üç değer oluşuyor. Kilogram ihracat değerimizin 1.100 dolara ulaştığını tahmin ediyoruz. Ürün ve hizmetlerimizi tanıtmak için çeşitli platformlardan faydalanıyoruz. Monaco'daki yat şovları, Cenevre otomobil fuarı gibi etkinliklerde ürünlerimizi sergiliyoruz. TÜVTÜRK, KBA gibi kuruluşlardan onaylı sertifikasyonlarımız var. Ürettiğimiz her ürün için gerekli sertifikaları da alıyoruz ve bu standartları koruyarak üretim yapıyoruz" diyor. 

Otomobilleri çok seven çocuk patron oldu

Erbakan Malkoç, Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Dengeli köyünde, 11 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak hayata atıldı. Babası çiftçi, annesi ev kadınıydı. İlkokulu köyde bitirdi ve 1988’de İstanbul’daki elektrikli ev aletleri tamircisi ağabeyi Ergül’ün yanına geldi. Ağabeyine ‘meslek, zanaat öğreneyim, kolumda bir altın bilezik olsun’ dedi. Otomobilleri çok sevdiği için ağabeyi onu Yeşilyurt’ta bir otomobil tamircisine çırak verdi.

Tamirhanenin sahibi ‘para yok, sanat öğrenecek’ deyince ağabeyi de ona ‘oğlum parayı boş ver sen sanat öğren’ tavsiyesinden bulundu. Orası çok iyi bir tamirhaneydi. Mercedes, BMW, 4X4’ler ve en lüks araçlar hakkında birkaç yıl içinde iyice uzmanlaştı ve iyi bir kalfa oldu. 16-17 yaşlarına geldiğinde bir ortaklık teklifi aldı. Murat Usta, Yeşilköy’deki tamirhanesi için ‘gel seni ortak alayım, burayı işlet’ dedi. Erbakan Malkoç da askere gidene kadar bu dükkânı işletti. Askerden dönünce 1997 ortalarında kendi iş yerini açtı. Profesyonel müzik sistemleri, araç telefonları, alarm sistemlerinin montajını yapmaya başladı. Araçlara televizyon da takmaya başladı.

Lüks araçların içindeki her şeyle oynamaya başladı. Erbakan Malkoç, Yeşilköy’deki bu 20 metrekarelik dükkânında ‘lüks otomobil sahibi’ müşteri kitlesine ulaşmayı başardı. Futbolcular, sanatçılar, iş insanları araçlarını ona getiriyordu. Ferrari’ler Porsche’lar kapıda bekliyordu. İşi büyütme kararı aldı ve Avcılarda bir katı bin metrekare olan yeri kiraladı. Türkiye’de trafik araç muayenesinde TÜV standartları gelince önce işi risk altına girdi. Çünkü araçlarda yaptığı işlemlere TÜV onay veremiyordu. Ya işi bırakacaktı ya da dünyada bu iş nasıl yapılıyorsa öyle yapacaktı.

Almanya’ya gitti, araçlarda yaptığı işlemlerle ilgili test raporlarını alıp getirdi. En iyi servislerde TÜV ve markalar için testler yaptırdı. Hepsinden geçti. 9 aylık bir sürede bütün tip onaylarını tamamladı. Böylece Avrupa’ya ve dünyaya ihracat kapısı ardına kadar açıldı. İhraç kaydıyla gelen araçlara uygulamalarını yapıp ihracata başladı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar