Aptal Puma Sendromu
İşletmeler yapmış oldukları araştırmalar sonucunda, görmüş oldukları fırsatlar üzerine geliştirdikleri yeni ürünleri (Mal ve hizmetleri) geliştirip, pazara verirler veya yeni iş alanlarına yatırım yaparlar. Yatırım aşamasında, uzun vadede kârlı görünen yatırımlar, bazen değişen pazar, rekabet koşulları veya müşteri beklentileri karşısında, artık etkili ve verimli duruma gelmeyeceği öngörülebilir.
Ancak yatırıma devam eden işletmelerin, uzun vadede zarar edecekleri, para, zaman, iş enerjisi, moral ve motivasyon kaybetme durumu ile karşı karşıya kalacakları kesinleşmesine rağmen, söz konusu projelerden vaz geçmemeleri zararları daha büyük hale getirmektedir.
“Aptal puma sendromu” olarak tanımlanan kavram, girişimcilerin veya üst pozisyonlarda görev yapan yöneticilerin, yatırımlara doğru karar vermelerinin öneminin altını çizmektedir.
Bu kavram, hızlı ve çevik koşan Kedigiller familyasının bir üyesi olan Pumanın avının peşinden koşarken uyguladığı akılcı avlanma taktiğinden gelmektedir. Pumanın müthiş kasları sayesinde çok hızlı koşma kabiliyeti vardır ve avıyla arasındaki mesafeyi çok hızlı kapatabilmektedir. Genellikle avını yakalayan Puma, bazen de avını takipten vazgeçer, bunun nedeni bu koşu sırasında harcadığı enerji miktarı ile avdan elde edeceği olası enerji miktarını karşılaştırması ve harcanan enerjinin potansiyel enerjiden fazla olması halinde kovalamayı bırakması ve avının gitmesine izin vermesidir.
Eğer Puma kendisine olumsuz bir getirisi olmasına rağmen, avın peşinden koşmaya devam ederse, bu durum “Aptal Puma Sendromu” olarak adlandırılır.
Bu kavramı iş dünyası ile açıklamak gerekirse; girişimcilerin veya üst düzey yöneticilerin birtakım kararlar alırken, yeteri kadar araştırma yapmadan veya duygusal nedenlerle yanlış kararlar aldıkları ve kararlarını duygusal nedenlerle sürdürdükleri görülmektedir. Yanlış alınan kararların altında yatan başlıca nedenlerin başında, hızlı hareket etmek, stratejik düşünmemek veya tüm sonuçları öngörmemek gelmektedir.
Kuşkusuz çağımızda çevik hareket eden ve değişen çevre koşullarına hızlı adapte olan işletmelerin rekabet avantajı elde etmeleri söz konusudur. Ancak her hızlı alınan kararların, uzun vadede başka sorunlara da neden olabileceği öngörülmelidir.
Girişimci veya üst düzey yöneticiler, tüm olasılıkları düşünüp, her senaryoda oluşabilecek aksaklıkları hesaplamak zorundadırlar. Herhangi bir ürün veya yeni bir iş alanı için yatırım yapılsa bile, eğer koşullar değişirse ve yeni durum olumsuz sonuçlar doğuracak ise, ürün veya yatırımı da değiştirmek, hatta vaz geçmek, büyük zararlar etmek yerine, kâra bile dönüşebilir.
Kaynakça
POWER, D. J., & MITRA, A. (2016). Reducing “bad” strategic business decisions. Drake Management Review.
SEO, M. G., & BARRETT, L. F. (2007). Being emotional during decision making—good or bad? An empirical investigation. Academy of Management Journal.