Anlayan anlamayana anlatsın!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Yıllar geçti, şu enflasyonun sorumlusunu hala bulamadık. Çare olarak Tarım Kredi Kooperatiflerinin market sayısını artırmaya, yani "büyük bakkalcılık" yapmaya karar verdik.

✔ Devletin üretimde, ticarette ne işi var derken geldiğimiz duruma bakın!

✔ Hani zincir marketler esnafı zor duruma düşürmüştü... Tarım Kredi marketleriyle esnaf tümden perişan olmayacak mı?

Peşinen söyleyelim; anlamayan, daha da ötesi anlayamayanların arasında biz de bulunuyoruz. Dolayısıyla son yıllarda dile getirilenleri ve yapılanları, tabii ki yapılmayanları da, birileri anlatır ve ikna olmamızı, içimizin ferahlamasını sağlarla müteşekkir kalırız.

Konu enflasyon... Bu dertten yıllar yılı niye kurtulamadık, eğer varsa kim engel oldu bu kurtuluşumuza, yok biz hata yaptığımız için savuşturamıyorsak bu belayı sorumlusu kim?

- Adalet Bakanı Abdülhamit Gül mü?

- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık mı?

- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin mi?

- Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum mu?

- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu mu?

- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez mi?

- Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu mu?

- Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan mı?

- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu mu?

- Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy mu?

- Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer mi?

- Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar mı?

- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca mı?

- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank mı?

- Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli mi?

- Ticaret Bakanı Mehmet Muş mu?

- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu mu?

Bakıyoruz kabineye, enflasyondan olsa olsa Maliye Bakanı sorumlu olabilir. Biraz biraz Tarım Bakanı ve Ticaret Bakanı. Listeye Ulaştırma Bakanı da konulabilir.

Ama bu bakanlar enflasyondan sorumlu olsalardı Cumhurbaşkanı Erdoğan herhalde bu isimleri bir gün bile orada tutmazdı. Demek ki bu bakanların pek sorumluluğu yok.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay mı, hiç sanmıyoruz.

Bakanlardan bir basamak aşağı insek... Merkez Bankası Başkanı yılda birkaç kez değişiyor ama enflasyon nedense bu değişikliklere inat ediyor gibi. Başkan değiştikçe o da artıyor, istisnai durumlar hariç.

TÜİK ölçüm yapan bir kurum. Doğru da ölçse beğendiremiyor, doğru ölçmedikleri de oluyor ama sonuçta çok önemli bir işlevi yok; gidişatı belirlemiyor en azından.

Merkez Bankası ve TÜİK dışında enflasyonla ilişkilendirilecek bir kurum da yok.

Öyleyse enflasyonun düşmüyor olmasından kim ya da hangi kurum sorumlu?

enflasyonun düşmemek bir yana yeniden baş kaldırmasından Cumhurbaşkanı Yardımcısı sorumlu değil, bakanlar da pek değil; şu durumda geriye siyaseten bir tek Cumhurbaşkanı Erdoğan mı kalıyor?

Yoksa yurtdışı kaynaklı bazı etkiler yüzünden mi bu enflasyon belasından kurtulmak mümkün olmuyor? Ama Türkiye güçlü bir ülke, yurtdışından bizim enflasyonumuza kafayı takanlar olsa bile biz onları alt edebiliriz. Edemiyor muyuz yani!

Sorular, sorular...

Sorular bitecek gibi değil ki... Hem enflasyon bitmeden soru biter mi?

- Faiz sebep, enflasyon sonuçtu. Sonuç ortada, peki bu sonuca yol açan faizi niye düşürmüyoruz? Hem ekonomi literatürüne de katkıda bulunup iktisat kitaplarının yeniden yazılmasını sağlamaz mıyız?

- Yoksa bu enflasyondan faizi olmadık zamanlarda olmadık gerekçelere dayanarak düşürdüğümüz için mi kurtulamıyoruz? Yapılmaması gereken her faiz indiriminde ya da faiz artırılması gerekirken oran sabit tutulan her dönemde dövizin değer kazandığını görüyoruz. Sanayi üretiminin yüzde 60-70’i ithal girdiye bağlı, enerji ihtiyacının neredeyse tümünü ithal eden bir ülke olarak her kur artışı sakın bize enflasyon olarak dönüyor olmasın!

- Yirmi yıla yakın sürede bunu öğrenememiş olmak mümkün görünmediğine göre, yoksa yöneticilerimiz aslında dönem dönem kur artışı olmasını mı tercih ediyor?

- Bütün dünyada emtia fiyatları artıyorken, hele hele ham petrol fiyatları son yılların rekorunu kırıyorken bizim tutup faizi indirmemizin, hem de çekirdek gibi yeni enflasyon oranları icat ederek indirmemizin ve bunun sonucunda TL’nin iyice değer kaybetmesine yol açmamızın gerekçesi bir tarafta dursun. Şu sorunun yanıtı var mı? Bu indirimin bir yararı oldu mu, olduysa bu yarar nedir ve kimin lehine olmuştur?

Tarım Kredi marketleri; esnafa son darbe

Öyle görünüyor ki ya enflasyonun gerçek nedenini anlayamadık ya da çözüm adına elimizden bir şey gelmediği için anlamamış gibi yapmayı tercih ediyoruz. Çok muhtemeldir ki ikinci olasılık geçerli.

Devam edelim sorulara...

- Daha birkaç hafta önce beş zincir marketi hedef tahtasına koyduk ve buralarda kameralar eşliğinde takım elbiseli, ciddi görünümlü insanlara büyük bir iş görüyor havasında fiyat denetimi yaptırdık. Varsayalım buralarda fahiş fiyat uygulanıyor, ayrıca varsayalım bu suç; peki sonuç? Galiba pek sonuç yok ki bir basamak sonraya geçtik.

- Tarım Kredi Kooperatifl eri marketlerinin sayısı bine çıkarılacak. Bu konuda o kadar çok soru oluşuyor ki insanın zihninde...

- Biz devasa işletmeleri bile özelleştirip devletin üretimden çıkması gerektiğini savunduktan yıllar sonra şimdi “büyük bakkalcılık” mı yapacağız?

- Peki yapalım; madem enflasyona çare olacak; niye sayıyı binle sınırlı tutuyoruz ki, 2 bin olsun, 3 bin olsun!

- Bu marketler ucuz satış yapacaklar, vatandaş nefes alacak. Hedef tahtasındaki marketlerden pek de ucuza satış yapmayan bu marketler şimdi bile zarar ediyor, sayı arttıkça zarar katlanmayacak mı?

- Zincir marketlere iki nedenle cephe alınmamış mıydı? Birinci iddia fahiş fiyat uyguladıkları, ikincisi küçük esnafı zor duruma düşürdükleriydi. Peki Tarım Kredi Kooperatifl eri marketlerinin sayısı arttıkça küçük esnaf tümüyle perişan olmayacak mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar