Anketlere kalırsa ekonomik gidişat hiç fena değil; ama...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Temmuzda tüketici güven endeksi dışındaki tüm güven endekslerinde artış yaşandı. Öyle görünüyor ki bütün sektörlerde işler iyi gidiyor, vatandaşın ekonomisinde ise yön aşağı.

✔ Reel kesimde, finansta, hizmetlerde, perakende ticarette ve inşaatta işlerin uzun soluklu iyi gidebilmesi vatandaşın durumunun iyileşmesine ve alım gücünün artmasına bağlı.Yoksa bir süre sonra bu sektörlerde de tıkanmalar başlar.

Bir tek tüketiciler “nankörlük” etmiş! Temmuz ayında yalnızca tüketici güven endeksi gerilemiş, diğer tüm güven endekslerinde artış var. Sektörel güven endeksleri de, reel kesim güven endeksi de, finansal kesim güven endeksi de artış göstermiş durumda.

Güven endekslerinin sıfır ile 200 arasında değer aldığını, 100'ün altındaki değerlerin kötümserliğe, 100'ün üstündeki değerlerin ise iyimserliğe işaret ettiğini bir kez daha hatırlatarak temmuz ayındaki duruma bir bakalım.

Tüketici güveninde gerileme

Girişte de belirttik; temmuzda yalnızca tüketici güven endeksinde gerileme var. Haziranda 81.7 olan tüketici güven endeksi temmuzda 79.5’e geriledi. Çok belirgin olmasa da bir düşüş yaşandı.

Tüketici güven endeksi geçen yılın temmuz ayında 82.3, 2019’un temmuz ayında ise 78.3 düzeyinde bulunuyordu.

Tüketici güvenini ölçen endeks, TÜİK ve Merkez Bankası’nın ortaklaşa gerçekleştirdikleri eğilim anketinin sonuçlarından oluşturuluyor.

Artış gösteren endeksler

Geliyoruz artış gösteren endekslere...

TÜİK’in hesapladığı hizmet sektörü güven endeksi haziranda 108.5 düzeyinde bulunurken temmuzda 114.8’e çıktı. Yine TÜİK tarafından hesaplanan endekslerden perakende ticaret sektörü güven endeksi 105.7’den 109.6’ya, inşaat sektörü güven endeksi de 82.4’ten 86.3’e yükseldi.

Merkez Bankası’nın hesapladığı endekslerde ise durum şöyle:

Reel kesim güven endeksi yine haziran-temmuz ayları itibarıyla 113’ten 114.8’e çıktı. Finansal hizmetler güven endeksi de 161.5’ten 164.2’ye yükselmiş durumda.

TÜM YOLLAR TÜKETİCİYE ÇIKMAK ZORUNDA

Bir ülke ekonomisinin iyi olmasından ne anlamak gerektiği konusunda bin türlü tarif yapılabilir. Ama en basit olanı herhalde toplumun refah içinde yaşamasını sağlayacak iyi bir mekanizme kurmak şeklindeki tanımlamadır.

Şimdi ortada bir tuhaflık yok mu?

Ekonomik gidişatın yönünü ölçmeye, gelişmelerin iyi yönde mi, kötü yönde mi olduğunu belirlemeye yarayan, yarayacağı umulan anketler yapılıyor. Güzel... Ortaya çıkan sonuçlar temmuz ayındaki durumun şahane olmasa da, en azından gidişatın iyi olduğunu ortaya koyuyor.

Reel sektör, yani imalat sanayi için işler iyi, finans kesimi için iyi... İşler perakende ticarette, hizmetlerde, inşaatta da iyi gidiyor.

Ama diğer yanda vatandaş “Ekonomiye temmuzda hazirandakinden daha az güven duyuyorum” diyor.

Sahi burada bir çelişki yok mu?

Anket farklılığının rolü

Elbette bu anketler farklı kesimlere uygulanıyor, elbette her ankette farklı farklı sorular soruluyor, elbette tüm anketlerin yönünün aynı olması beklenemez.

Ama yine de bir tuhaflık var, bir çelişki var.

Öyle anlaşılıyor ki sokaktaki vatandaşın gündemi ile diğer kesimlerin gündemi birbirinden tümüyle kopmuş.

Tek teselli şu olabilir; artış gösteren endeksler bir süre sonra tüketiciye dokunacak ve tüketici güven endeksinde iyileşme yaşanacak. Belki bu söylenebilir. En azından umulan budur.

Yoksa iş aleminin içinde bulunduğu durumu yansıtan endeksler tırmanıp gitse neye yarar ki! Üstelik vatandaşa inmeyen, dokunmayan yükseliş bir yerde tıkanıp kalır zaten.

Üretimin canlılığını ortaya koyan endeks sonuçları, o üretim tüketime yansımadığı sürece bir yerde gelip tıkanmaya mahkumdur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar