Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı
Av. Ege Demiralp
UZMAN ARABULUCU AVUKAT
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle açılmış, 6216 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle, kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren anayasal yargı denetimi başlatılmıştır. Buna göre, 23 Eylül 2012 tarihi itibarıyla herkes, Anayasa’mızda güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmektedir.
Bir kişinin AYM’ye bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşul bulunmaktadır.
1) Başvurucunun Anayasa’da korunan haklarından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de düzenlenen ve korunan bir hakkının ihlal edilmesi ve ihlalden dolayı kişinin, kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması,
2) İhlalin kamu gücü tarafından yapılmış olması 3)İç hukukta düzenlenen kanuni başvuru yollarının tüketilmiş olmasıdır.
1) İhlal edilen hak ve hürriyetin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerde korunuyor olması gerekmektedir.
Bu kapsamda mesela; Adil yargılanma hakkı, yaşama hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği, işkence ve eziyet yasağı, hak arama hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, mülkiyet hakkı, haberleşme hürriyeti, özel hayata ve aile hayatına saygı, eşitlik ilkesi, zorla çalıştırma ve angarya yasağı gibi hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerde hem de 1982 Anayasası’nda korunan haklardan birinin ihlal edilmiş olması gerekmektedir.
Örnek verelim; Vergi borcundan dolayı idarenin taşkın haciz uygulaması. Vergi borcunuz 1 milyon TL olsun, Vergi Dairesi Başkanlığı A hesabınızda bulunan paranız bu borcu karşılayacak durumda iken bütün hesaplarınıza haciz koyarak taşkın haciz yapmış olsun. Diyelim ki siz haciz tarihinde ev satın alacaksınız ve paranızı çekemediniz, dolayısı ile evi alamadınız ve evin değeri ertesi gün arttı, haciz kalksa dahi evi almaya paranız yetmiyor. Bu durumda “Mülkiyet Hakkı İhlali” söz konusudur.
2) İhlal kamu gücü tarafından yapılmış olmalıdır.
İhlal; Özel ve tüzel kişiler tarafından değil, Kamu Tüzel Kişiliği tarafından yapılmış olmalıdır. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi Defterdarlıklar, Vergi Dairesi Başkanlıkları, Emniyet Genel Müdürlüğü, Valilikler, Sosyal Güvenlik Kurumları gibi kamu tarafından bir hak ve hürriyet ihlali olmalıdır.
3-) İç hukuk’ta düzenlenen olağan kanuni başvuru yolları tüketilmiş olmalıdır.
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64. maddesi şöyledir: “Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
Süresinde idareye itirazda bulunmak, süresinde dava açmak, süresinde istinaf ve kanun yolu açık ise bir üst mahkemeye başvurmak ve başvurunun olumsuz sonuçlanması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı kazanılır. Mesela hukuk davalarında karar düzeltme yoluna başvurulmuş ise Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulabilmesi için, öncelikle bu talebe ilişkin kararın beklenerek bu yolun tüketilmesi gerekir.
Yine yukarıdaki örneğimizde; Vergi ödeme emrine karşı kanunda öngörülen süreler içerisinde idareye başvuru hakkı ya da Vergi Mahkemesi’ne dava açtıktan sonra verilen olumsuz karara karşı açık ise bir üst mahkemeye başvuru prosedürleri tamamlandıktan sonra karar kesinleştiğinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilir.