Amazon’da ürün satmanın püf noktaları!
Geçtiğimiz günlerde E-İhracat Türkiye Başkanı Mert Tanciğer ile sohbet etme fırsatım oldu. Tanciğer ve kurdukları E-Ticaret Türkiye platformu, büyüğünden küçüğüne Türkiye’de e-ihracat yapanların deneyimlerini paylaştıkları bir platform. Mert Tanciğer, e-ticarette uluslararası platformlarda ürün satmanın özel bir know how gerektirdiğini söylüyor. Örneğin “Amazon terimleri sözlüğü” diye bir şey var ve orada iş yaparken bu terimlere ve dolayısıyla işleyiş yapısına hakim olmanız gerekiyor. Tabii iş zor ama bu platformlara giren ve başarılı olan markaların satış vaadi çok yüksek.
Nike satışı ayda 1.5 milyar dolar
Mert Tanciğer şöyle diyor: “Örneğin Nike, Amazon’dan 1.5 milyar dolar sadece ayda ciro yapıyor. ABD için anormal rakamlar değil belki. Bir ara Nike’ı sadece kendisi satıyordu ve cirolar düşmüştü, şimdi tüm ABD’de bu platformlarda Nike satan pek çok satıcısı var. Buna ‘Buy Box” deniyor. Amazon bunu satıcılar arasında bölüyor. Türkiye’de platformlar satış vaadiyle kendi deposundaki ürünü satıyor. Amazon ise yüzde 90 kendi deposundan satıyor. Ali Baba derseniz, ben bu platformu Merter, Osmanbey toptancılar benzeri bir platform olarak tanımlarım. Ama Amazon dediğiniz zaman bir AVM gelir aklıma ve tüketiciye dokunur. Amazon’un Mısır, Sudi Arabistan, Dubai, Avustralya dahil Türkiye’nin dokunamadığı ihracat noktalarında da çok özel bir pozisyonu var. Giremediğimiz ya da zor girdiğimiz bu pazarlara böylece girmek mümkün.”
Amazon’da ürün nasıl satılır?
Tabii işin çok fazla yönü ve ayrıntısı var. Sadece başlangıç için Mert Tanciğer şöyle diyor: “Amazon’da ürün satmak için bir firma bize geldiği zaman 2 kritik soru soruyoruz. Bir hangi ülkede satmak istiyorsun? Bunlar ABD, Almanya, İngiltere olmak durumunda. İlk başlangıç için bunlar daha doğru. Diğer ülkelere eğer siz iyi bir satıcıysanız, Amazon alsın götürsün satsın. Diğer ülke örneklerini verdiğimiz gibi… İkinci olarak: Ne kadar mal satmak istiyorsun hayalindeki ciro nedir? Örneğin ayda 500 bin dolar. O zaman Amazon’da aylık ciro yapman için, 500 bin dolarlık ürün depoya koymak gerekli. 500 bin dolarlık da reklam bütçesi hazırlaman lazım. Çünkü bu arama motorunda kimin malı öne çıkarsa o satıyor. Amazon da aynı Google gibi çalışıyor. ABD’de 1 milyon kelime var biz de belki 100 bin kelime kullanıyoruz. ABD’li bir şey aradığında yaş aralıklarına göre örneğin hediye seçenekleri hemen geliyor. Ve bunların bir kısmı yarım günde dron ile evinize geliyor.”
İklim değişikliğine karşılık, “dijital şehirler”
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), 80’inci yıl dönümünü kutluyor. Ajans 14 yıldır da Türkiye’de ve 2004 yılından beri sosyal ve çevresel etkiye sahip kalkınma projelerine bugüne kadar 3.8 milyar Euro kredi sağlamışlar. AFD’nin Ankara’da 80’inci yıl kapsamında düzenlediği panelde ben de moderatör olarak yer aldım. Gündem, iklim değişikliğine karşı dijital şehirlerdi… Katılımcılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş “Her tarafı beton yapınca toprağa su gitmiyor” diyordu. Yavaş, bisiklet yollarından, otobüsleri dönüştürmeye pek çok dönüşüm projesinden bahsetti, ancak kurumlar arası birlikte çalışma mümkün olmadığı için projelerin zor yürüdüğünü söylüyordu. Suez Bölge Direktörü Erdoğan Aktepe, su atık ve kaçakları önleme projelerinin önemine dikkat çekti. Nitekim Mansur Yavaş su kayıplarının Ankara’da yüzde 40’a ulaştığını dile getirdi. Alstom Bölge Direktörü Mama Sougoufara ise özellikle raylı sistemlerin ve onunla birleşen yeni ulaşım modellerinin hem enerji verimliliği hem de ulaşım kolaylığı sağladığına dikkat çekti. İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu ise konuşmasında şehirlerde yaşayan halkın bilinçlendirmenin önemine vurgu yaptı.