Amaç
Şehrini iyi tanıyan; gelenek ve göreneklerini, tarihini, coğrafyasını, doğasını, özgün çıktılarını, yerleşik becerilerini iyi bilen bir yönetimin göreve geldiğinde bir amacı olması gerekir. Turistik bir destinasyon için “dengeli, sürdürülebilir bir ziyaretçi yönetimi ile turizm gelirlerini arttıracağız” gibi. Bu amaç doğrultusunda da bir strateji geliştirilir; bu amaca hangi yollardan nasıl erişileceğini açıklayan, hedefleri rakamlarla, somut biçimde ortaya koyan. Amaç ve strateji bir diğerini besleyen, destekleyen iki ana kavramdır. Ekmek üzerine sürülen tereyağ ile reçel benzeri bir ikili. Amaç, reçel gibi, yapılacak işle ilgili iştahı artırır, çekici hale getirir. Strateji de tereyağı gibi, işe girişildiğinde birbirine tutunmasını, tek vücut olmasını sağlar. Amaç ile strateji ayrılmaz bir ikilidir. Eğer bu ikili uyumsuz, bir diğerinden kopuk bir halde ise aşağıdaki durumlar ortaya çıkar:
- Çıkmaz sokak: Tanımlanmamış bir amaç ve strateji; organizasyonda görev alanlar ne için burada bulunduklarını bilmiyor. Tarif edilmiş bir yol haritası yok, erişilecek bir hedef yok. İnsanlar amaçsız ve mutsuz.
- Güdülenmemiş yönlenme: Bir strateji var fakat amaç tanımlanmamış. Çalışanlar, paydaşlar, şehirli yönetimin amacı hakkında bilgi sahibi değil. Karışık fikirlere sahipler, yorum yapıyorlar ve çoğu zaman yanlış yorumluyorlar.
- Güdülü verimsizlik: Amaç belli fakat ortada strateji yok. Amaç doğrultusunda güdülenenler nasıl yol alacaklarını bilemiyor. Bu durum hayal kırıklığına ve kaynak israfına yol açıyor.
Amaç ve stratejinin uyumlu beraberliği başarının anahtarı olacaktır. Görevler belirlenir, sonuçlar elde edilmeye başlanır ve böylece şehri yüce amaca ulaştıracak yolda ivme kazanılır. Çalışmanın bir ritmi ve nedeni mevcuttur. Çalışanlar bu ritme uyar ve adım - adım amaca erişilir. Amaç, yapılan işe yön veren en önemli etkendir. Strateji için bir neden oluşturur. Amaca erişme yolunda gösterilecek gayret ve elde edilecek başarı, hem şehri ileriye taşıyacak hem de sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. Strateji, amaç ile olan bağını kaybederse şehrin ileriye gidişi duraksayacak, paydaşların yaratıcılık hevesi sönecek, çalışmalar sıradanlığa bürünecek, hedefler silikleşecektir. Amaç stratejiye yön vermeli ve sürüklemelidir. Şehrin dinamizmi, yönetimin bu konuda başarısına bağlıdır.
Tüm stratejiler “kazanmayı hak etmek” üzere geliştirilmektedir. Günümüzde hiçbir şehir kendi güvende hissetmeyecektir. Kazanmayı hak etmek garanti değildir. Tüm stratejilerin özünü “rekabet üstünlüğü” oluşturmaktadır. Strateji geleceğe şekil vermektir. Strateji, daha başarılı, daha kazançlı bir gelecek için yapılan plan, tercih ve verilen kararların bütünüdür. Stratejik düşünce ve yaklaşım ile hangi faaliyetlerin, iş kollarının başarılı olacağı, hangilerinin gözden düşeceği açıklığa kavuşur. Stratejiyi, amaçların gerçekleşmesi doğrultusunda kullanarak, erişilecek “son” ile erişmek için gereken “niyet” arasında en kısa rotayı saptamak önemlidir.
Kazanan şehirler, dünyadaki değişiklikleri kavrayan ve uygulayan şehirlerdir. Şehri yönetenler ile stratejik pazarlama planı hazırlayacak olanlar bu değişim ve gelişmeyi iyi okuyabilmeli ve ona göre vizyon geliştirmelidir. Strateji aynı zamanda mevcut gerçekler ile gelecekteki muhtemel gelişmeleri hesaba katmalıdır. Geleceğin nelere gebe olduğu geçmişten ve içinde bulunulan zamandan anlaşılabilmelidir. Önemli olan, gelecekte olası gelişmeleri bugünden doğru ve detaylı biçimde okuyabilmektir. Şehirlerimizin değişen dünya içerisinde yerlerini, amaçlarını bir an önce belirlemesi ve ona göre stratejiler geliştirmesi beklenmelidir.
Haftanın Şehri: TURKU, FİNLANDİYA
İskandinav şehirleri amaçlarını belirlemekte, geleceği planlamakta, bu planlar doğrultusunda kararlı ve tutarlı bir biçimde ilermekte hep örnek olmaktadır. Finlandiya’nın 200 bin nüfuslu Turku şehri de bunlardan biri. Turku ülkenin eski başşehri ve 2029 yılında 800’ncü yılını kutlayacak. Köşemize konuk olmasının nedeni ise 2030 yılında nerede, nasıl olmayı amaçladıklarına dair ilginç bir dille hazırladıkları örnek bir strateji belgesi.
Stratejik plan, herkesi hayatlarının en güzel dönemini yaşamak üzere Turku’ya davet ediyor. 2030 yılına kadar BM tarafından şehirler için belirlenen sürdürülebilir gelişme hedefine erişme sözünü veriyor. Hem şehirli hem de ziyaretçi tüm hizmetlere kolaylıkla ve zamanında erişebilecek; hiç kimse kendini yalnız, sahipsiz hissetmeyecek. Her gün, yaşamı mutlu ve anlamlı kılacak fırsatlar barındıracak. Zaten ülkenin en düşük işsizlik oranı daha da düşürülecek. İlköğrenimden yükseköğrenime kadar eğitim dünya ile rekabet edecek düzeyde olacak. Koşullar sanat ve kültür profesyonellerinin Turku’da çalışmak ve yaşamak isteyeceği düzeye getirilecek. Başarılar!