Alüminyum sektörü ve 28. CRU Dünya Alüminyum Konferansı

Dr. S. Armağan VURDU
Dr. S. Armağan VURDU DEVR-İ ÂLEM

Alüminyumun (Al) endüstriyel çapta üretimi, 1886’da elektroliz yöntemi ile başlamış, bu sebeple de alüminyum sanayisinin başlangıcı 1886 yılı olarak kabul ediliyor. Yeryüzünde oksijen ve silisyumdan sonra en bol element olan alüminyum doğada saf olarak bulunmuyor, oksit ve silikat bileşikler halinde bulunuyor. Alüminyum hammaddesi üretiminde, 5 ana aşama var. Bunları; boksit madeni işletmeciliği, boksit cevherinden alümina üretimi, alüminadan elektroliz yolu ile sıvı alüminyum üretimi, sıvı alüminyumun alaşımlandırılarak dökülmesi, ekstrüzyon, haddeleme işlemleriyle yarı ürün veya uç ürün üretimi olarak sıralamak mümkün. Alüminyum sanayii, birincil ve ikincil olmak üzere ikiye ayrılıyor. İkincil alüminyum, hurdadan elde ediliyor. Üretim yöntemlerine göre de alüminyum ürünleri, hammadde (külçe, biyet) ve yarı ürünler (ara mallar) olan ekstrüzyon ürünleri (alüminyum profiller, çubuklar, lamalar, filmaşinler), yassı ürünler (levha, şerit, folyo), döküm ürünleri ve iletkenler olarak gruplandırılıyor. Alüminyumun yeniden değerlendirilmesi sonucu elde edilen ikincil alüminyuma olan talep, yüksek enerji maliyetleri ve çevreci yaklaşımlara paralel olarak artıyor. İkincil alüminyum, birincil alüminyumda harcanan enerjinin, yalnızca yüzde 5'i kadarını tüketiyor. Bu nedenle, maliyeti düşük. Ayrıca, ikincil alüminyum üretiminde karbon salımı daha düşük seviyelerde oluyor. Genç bir metal olarak kabul edilen alüminyumun, korozyon dayanıklılığı yüksek, ömrü uzun. Hafifliği, ömrünün uzunluğu, dış etkenlere ve değişik iklim şartlarına karşı dayanıklılığı, kolay biçimlendirilebilmesi, düşük bakım maliyetleri, renklendirilebilmesi ve teknolojik açıdan sonsuz ürün çeşitliliği gibi alternatif özelliklere sahip olması alüminyumu tercih edilen bir metal haline getiriyor.

Alüminyum, inşaat sektöründe, çatı ve cephe kaplama, kapı ve pencere, merdiven, iskele, sera otomotiv, uçak ve vagon yapımı, elektrik, ambalaj, taşıt komponenti, tel ve kablo üretimi, makine ve makine elemanları ile metalurji alanlarında ve savunma sanayiinde kullanılıyor. Alüminyum, en kullanışlı ambalaj malzemelerinden birisi. Homojen yapısı, ince folyo şeklinde üretilebilmesi, hava geçirmezliği ve kolay şekillenebilmesi alüminyumu ideal bir ambalaj malzemesi yapıyor. Kimya, gıda ve ilaç sanayinde de geniş kullanımı olan alüminyum, plastik ve sentetik malzeme, kâğıt, gübre, patlayıcı madde, karbonat ve kükürt üretiminde, her çeşit dolap, raf, tezgâh ve mutfak gereçlerinde, modern ortam iç tasarımlarında ve daha birçok sektörde de kullanılan bir metal.

16-18 Mayıs tarihlerinde 28’inci CRU Dünya Alüminyum Konferansı’na İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) temsilcileri, alüminyum sektöründe faaliyet gösteren firma yetkilileri ile katılım sağladı. Konferansta de-karbonizasyon stratejileri başlığı altında, başlıca üreticilerin Paris İklim Anlaşması hedeflerine uyum çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar; döngüsel ekonomi çerçevesinde alüminyum üretimi, fiyat ve primler; sürdürülebilirliğin finansmanı için yapılması gerekenler, alüminyumun rakibi olan diğer metaller ile mukayesesi, ticaret ve rekabet, Çin ekonomisinin mevcut durumu gibi çok çeşitli başlıklarda oturumlar düzenlendi. İDDMİB yetkilileri de katıldıkları oturumda Türkiye’de Alüminyum sektörünün durumu, AB Sınırda Karbon Düzenlemesi, Emisyon Ticaret Sistemi, rekabetçiliğin sürdürülebilmesi için yapılması gerekenler ve sektörü ilgilendiren diğer hususlarda görüşlerini aktarma fırsatı buldu.

İhracatçılarımızın rekabetçiliğini etkilemesi beklenen Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) tartışmalarıyla birlikte Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) de gündemde. Dünyada halen yürürlükte olan 28 ETS mevcut ve 8 ETS’nin de önümüzdeki yürürlüğe girmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl ETS mekanizması ile 63 milyar dolarlık bir gelir elde edildi. Sadece ABD’nin ETS sisteminden kazancı 41 milyar dolar düzeyinde ve bu AB’li şirketlerin yeşil dönüşümünün finansmanı için kullanılıyor. Ülkemizde de önümüzdeki yıl kendi ETS’mizin aktif hale gelmesi bekleniyor. Zira SKDM yürürlüğe girdiğinde sertifika ücretlerinin, AB ETS tahsisatı kapanış fiyatlarının haftalık ortalamasına göre belirlenmesi öngörülmekte. Bu sebeple, AB ile uyumlu ulusal ETS’nin kurulmasının, karbon ücretinin AB’de tahsil edilecek bedelden mahsuplaştırılmasının, elde edilen gelirin de ülke içinde sanayinin dönüşümü ile azaltım ve uyum çabaları için kullanılmasının önemi aşikâr.

Global alüminyum sektöründe en büyük alüminyum üretici ve tüketicisi olması hasebiyle Çin’in önemli bir rolü var. Çin’in hızlı sanayileşmesi, kentleşmesi altyapı yatırımları alüminyumda ciddi bir talep getirdi. Ülkenin devam eden büyümesi ve orta gelirli sınıfın yükseliyor olması, inşaat, ulaştırma ve tüketim malları sektörlerinde alüminyum talebini devam ettirecek faktörler. Çin aynı zamanda dünyanın en büyük alüminyum ihracatçısı. 2022 yılında sektörde 42 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi. Çin’i Almanya, Kanada ve ABD takip ediyor. Küresel karbon salımının yüzde 26’sını da Çin kaynaklı emisyonlar teşkil ediyor. Bu oran AB için yüzde 7 seviyesinde. Dolayısıyla Çin’in sektördeki rekabetçiliği karbon emisyonlarını düşürmesine bağlı. Özellikle izabe tesislerinde kullandığı enerji türünü-ki bu genellikle kömür- değiştirmesi ve yeşil enerji dönüşümünü sağlaması gerekli. Zira izabe işlemi alüminyum kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 77’sini oluşturuyor. Sektörün oluşturduğu tüm emisyonların ise yüzde 64’ü enerji kaynaklı.

Türkiye’de Alüminyum sektörünün ihracatı 2022 yılında 2021 yılına göre yüzde 25,24 artışla 6,32 milyar USD seviyesinde gerçekleşti. Ocak – Nisan 2023 döneminde ise sektör ihracatımız 2022 yılındaki aynı döneme göre yüzde 29,70 azalarak 1,68 milyar USD oldu. Nisan ayında alüminyum fiyatları bir önceki aya göre yüzde 2 yükseldi. Fiyatlar yıllık bazda incelendiğinde ise bir önceki yıla göre yüzde 27,8 oranında daha düşük olduğu görülüyor. Sanayinin bu önemli sektörünün hedeflerine ulaşması ve rekabetçiliğini sürdürebilmesi için yeşil dönüşümle alakalı stratejisini bir an evvel oluşturması elzem. Dünyada alüminyum talebi önümüzdeki dönemde gittikçe artacak. Zira kullanım alanlarının genişliği, vasfını kaybetmeden sürekli dönüştürülebilir olması, gelişmekte olan ekonomilerde büyüme; gelişmiş ekonomilerde ise yenileme ve dönüşüm için bu metali gerekli kılıyor. Bu gereksinimin bir kısmını birincil alüminyum üretimi, bir kısmını da hurdadan üretim karşılayacak. Önümüzdeki dönemde geri dönüşüm ile ilgili çalışmalar ve hurda alüminyum tedariki sektör için daha da önemli hale gelecek.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Döngüsellik 21 Ekim 2024