Altın dalgada sörf
Amerikan seçimlerinden önce yayınladığımız yorumlarda ısrarla seçim sonrasında özellikle gelişmekte olan ülkelerde bir rahatlama görebileceğiniz ifade etmiştik. ABD seçimlerinden sonra yani geçen haftaki Altın Dalga başlıklı yorumumuzda da bu görüşlerimizi tekrarladık.
Gerçekten de seçimlerden bu yana özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarında güçlü bir performans izledik ve kısa süre için ciddi kazançlar elde edildi.
Daha önce de belirttiğimiz gibi özellikle gelişmekte olan ülkeler arasında Çin ve diğer Asya ülkeleri, Biden döneminde avantajlı olabilecek şekilde konumlanmış durumdalar. Nitekim Asya borsa endekslerinin bu hafta rekor seviyelere yükseldiğini gördük. Burada kendi aralarında yaptıkları tarihi ticari anlaşma da etkili oldu.
Bizim piyasalarımız da gelişmekte olan ülkelerde daha olumluya eklenen havanın yanında içerideki değişiklikler ile birlikte en iyi performans gösteren piyasalar oldu. Örneğin, BIST100 endeksi ekim sonundan bu yana TL cinsi yüzde 20'ye yakın yükselmiş durumda. Dolar cinsi baktığımızda ise yüzde 30'a yakın bir yükseliş söz konusu.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu kadar kısa bir süre içinde bu kadar ciddi kazançlar sonrası piyasaların bir realizasyon görmesi ve dinlenme evresine girmesi son derece normal. Fakat son haftalarda vurguladığımız gibi gelişmekte olan ülkelerin performansının yılsonuna kadar gelişmiş ülkelere nazaran daha olumlu olmasını bekliyoruz. Bu beklentimizin önümüzdeki sene için de geçerli olması büyük bir ihtimal.
Bu öngörümüzde hem değerlemelerin daha cazip olması hem de Biden başkanlığında Amerika'nın dünyanın geri kalanı ile daha az çatışmacı bir yaklaşım benimsemesi tahmini ve bunlarla birlikte gelişmekte olan ülkelere fon akımlarında güçlenme beklentimiz etkili oluyor.
Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkelere olan yatırımcı ilgisinin daha olumluya dönmesi ve ekonomik performanslarının sebeplerinden biri de Koronavirüs (Covid-19) salgının bu yerlerde çok büyük oranda kontrol altına alınmış olması.
Küresel kurumsal yatırımcılar arasında piyasalarda alınan pozisyonları gösteren birçok göstergeye göre gelişmekte olan ülkelerde alınan pozisyonlar aşırılıktan uzak ve gelişmiş ülkelere nazaran çok daha düşük seviyelerde.
Bu durumun da önümüzdeki dönemde normalleşmesi beklenebilir. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin performansında da bir normalleşme olabilir.
Diğer yandan gelişmiş ülke endeksleri için risk getiri potansiyelinin şu seviyelerde cazip olmadığını ve aşağı yönlü risklerin ağır bastığını düşünüyoruz.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi S&P500 endeksinde sene sonuna kadar yeni bir zirve beklemekle birlikte 3600 üstü seviyelerin riskli olduğunu, bu seviyelerin 20.25 arası bir fiyat kazanç oranına tekabül ettiğini düşünüyoruz. S&P500 endeksi küresel piyasalar açısından da bir risk barometresi.
Kar realizasyonlarına neyin sebep olacağını önceden bilmek çok zor fakat önümüzdeki haftaların gündem maddelerine baktığımız zaman bunun Koronavirüs’ün (Covid-19) özellikle Avrupa ve Amerika’da hızla yayılması ile ilgili haber akışı ve diğer aşı üreten şirketler arasında olan Astrazeneca, ve Glaxo/Sanofi’nin açıklamaları olabilir.
Özetle hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler de kısa vadede düzeltme görme ihtimalimiz var.
Fakat seçimlerden bu yana gördüğünüz gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere nazaran daha iyi performans göstermesinin devam etmesini bekliyoruz.