Altın dalga
İki hafta önceki yorumumuzda özellikle türev piyasalarına baktığımızda küresel piyasalarda gördüğümüz gerilemenin ABD seçim sonuçlarına yönelik korunma (hedging) faaliyetlerindeki artış ile eşzamanlı yaşandığını ve bu durumda 2016 seçimlerinde Clinton'ın favori gösterilmesine rağmen Donald Trump'ın başkan seçilmesinin yarattığı şaşkınlığın etkili olduğunu ifade etmiştik. Ayrıca bu eğilimin ve piyasalardaki baskının seçimlere kadar devam etmesinin olası olduğunu da paylaşmıştık.
Nitekim geçen hafta başına kadar da bizim piyasalar dahil küresel piyasalardaki baskı devam etti ve küresel risk barometresi olarak aldığımız S&P 500 endeksinin, makul değerleme tahmini seviyemiz olan 3300-3600 bandının altına düştü. Bu nedenle de geçen haftaki yorumumuzda, “Artık global riski iştahı açısından aşağı yönlü risk getiri potansiyelinin cazip olmadığını ve yukarı yönlü risk getiri potansiyelinin daha cazip hale geldiğini düşünüyoruz” demiştik. Küresel piyasalar, bizimkisi de dahil olmak üzere, tahmin ettiğimiz gibi ABD seçimlerinden sonra arada geçen zaman içinde yükseldi. Örneğin, S&P 500’de bu yükseliş endeksi üst bant olarak ifade ettiğimiz 3600’e yaklaştırdı...
Demokratların silip süpürdüğü bir Mavi Dalga beklenirken Altın Dalga mı geldi? Henüz kesinleşmemekle birlikte, küresel riskli çoğu piyasaların, bölünmüş bir senato ve Biden başkanlığını goldilocks diye tabir edilen en dengeli senaryo olarak gördüğünü ve olumlu yanıt verebileceğini düşünüyoruz şeklinde geçtiğimiz günlerde paylaştığımız görüşümüzü tekrar ediyoruz. Henüz kesinleşmeyen ve önümüzdeki haftalarda belirsizlik kaynağı haline gelebilecek konulardan biri Georgia’da iki senato koltuğu için ocak ayında tekrar seçim yapılacak olması. Yüksek olasılık gibi gözükmüyor ama iki koltuğun da Demokratlara geçmesi durumunda, senatoda denge 50 koltuğa 50 koltuk şeklinde olacak ve çoğunluk Demokrat başkan yardımcısı Harris’in oyu ile sağlanabilecek. Şu an piyasalar bu duruma muhtemelen fazla yoğunlaşmayacaktır fakat piyasalar yükseldikçe bizim bakış açımızda risk getirisi de daha az cazip gelecek. İleride bu konu piyasalarda bir düzeltmenin tetikleyicisi haline gelebilir. Georgia eyaleti Demokratlara geçerse ve senato 50-50 olursa özellikle uzun vadeli faizlerde bir yükseliş görebiliriz.
Aslında orta ve uzun vadede de ABD seçim sonuçlarının ekonomiler için gerçekten en dengeleyici politik ortamı yaratacağından şüphelerimiz var. Bu aslında statükonun devamı, gerekli reformların yapılmaması gibi daha sonra popülist dalgalara yol açan ortama benzer gibi görünüyor. Yine de piyasalar en azından belirli bir süre boyunca bardağın dolu tarafını görecek diyebiliriz.
Dolayısıyla ABD'nin yanı sıra gelişmekte olan ülke piyasalarının yılsonuna kadar yeni zirve seviyeleri görebileceğini düşünüyoruz. Ancak, küresel risk barometresi olarak da izlediğimiz S&P 500 endeksinde, 3600 seviyesi üzerinde varlık seçimlerinde biraz daha ihtiyatlı ve seçici olacağımızı belirtelim.
Gelişmekte olan ülke hisse senetleri ve gelişmiş ülke hisse senetlerinden daha iyi performans gösterebilecekken, gelişmekte olan ülke döviz kurlarındaki görünüm eskisinden biraz daha iyi görünüyor.
Bölünmüş bir ABD hükümeti daha büyük bir mali harcamayı daha düşük bir olasılık haline getirmekle birlikte, başta para politikalarında limitlere ulaşılması ve FED'in negatif faiz oranına karşı gösterdiği isteksizlik göz önüne alındığında, dünya genelinde özellikle de gelişmiş ülke piyasalarında daha fazla mali harcamanın kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Daha yüksek vergiler ile eşleşmeyen daha fazla harcama ise daha fazla finansman ve nihayetinde de stagflasyon anlamına gelir.
Sonuç olarak verim eğrilerinin dikleşeceğini ve ABD'li finans şirketleri gibi bu durumdan fayda sağlayabilecek, geride performans göstermiş hisseler için olumlu olacağını düşünüyoruz.
Dün ajanslardan geçen habere göre Pfizer ve BioNTech'in hazırladığı aşı Koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı tahminlerden iyi sonuç verdi. Şirketlerden dün yapılan açıklamaya göre, en az bir semptom gösteren denekler üzerinde uygulanan aşının etkinlik oranının yüzde 90'ın üzerinde olduğu bilgisi paylaşıldı. Henüz nihai olmasa da yaşanan bu olumlu sonucun aşının genel ölçekte kullanımı açısından önemli bir ilerleme olduğu belirtiliyor. Yeni bir bilgi olması ve detayların belirsiz olması nedeniyle aşının FDA’dan acil uygulama onayını ne zaman alacağını henüz bilmiyoruz. Yine bu haberin kısa vadede ekonomik büyüme beklentileri üzerinde olumlu algı yaratabileceğini düşünüyoruz. Bu ise genel olarak riskli varlıklara özellikle de altın hariç diğer geride kalan emtialara destek olabilir. Tersine bono faizlerinde özellikle de uzun vadelilerde yükseltici etkisi beklenebilir. Her ne kadar kısa vadede altında kar realizasyonuna sebep olma ihtimali varsa da orta ve uzun vadede en beğendimiz varlık sınıfı olmaya devam ediyor.