Alsak alsak ne alsak!
✔ Bir ara "Paramızı nasıl değerlendirelim" diye sorulurdu, şimdi "Borsa" mı bile denilmeden doğrudan "Hangi hisse senedi" sorusu yöneltilir oldu.
✔ Tasarruf sahibi önce borsa psikolojisine sahip mi, kendini tartmalı. En ufak bir düşüşte karalar bağlayıp uykusuz kalacak ve zararına satış yapacaksa borsayı hiç düşünmemeli.
✔ "Borsa seçime kadar artar, sonra düşer" kabullenmişliği de doğru değil. Seçimden sonra uygulanacak politikaya göre artış bu hızda değilse de sürebilir, en azından çöküş olmayabilir.
Okurlarım iyi bilir, ben yatırım danışmanı değilim. Hele hele borsa danışmanı hiç değilim. Bu işleri profesyonelce yapan çok donanımlı kişiler ve kuruluşlar var; amatörce yapan çok bilgili kişiler de var.
Ama son dönemde yatırımlar konusunda bana ve biliyorum ki benim durumumda olan meslektaşlarıma çok soru geliyor.
Daha önce genel olarak tasarrufların nasıl değerlendirilmesinin iyi olacağı sorulurken, artık sorular neredeyse tek:
“Hangi hisse senedine yatırım yapmalı?”
“Borsaya yatırım yapmalı mı” diye bile sorulmuyor.
“Hangi hisse senedine?” Soru bu!
Verdiğim yanıt belli:
“Borsanın genel gidişatına ilişkin bir iki laf edebilirim belki ama hisse senedi bazlı olarak hiçbir şey söyleyemem.
Bir; bilmediğim için, emin olmadığım için söyleyemem.
İki; bilsem de bu sorumluluk altına giremem.”
Otoyol tek şeride düşünce...
Üç şeritli, dört şeritli otoyolda keyifle ilerlerken bir de bakıyorsunuz ki ileride yol tek şeride indirilmiş!
Borsa şeridine mahkum bırakılmışsınız!
O şeride girmezseniz sizi stabilize yollar bekliyor.
Arabanız gıcır gıcır, kıyamıyorsunuz ve o tek şeritli yola girmeye çalışıyorsunuz. İstenen de bu zaten, herkes bu yoldan gitsin.
Hem diğer yollar da size hiç cazip görünmüyor.
■ Döviz yatay ve seçime kadar böyle kalması için elden gelen yapılacak. Döviz artarsa yıllık enflasyon hızında baz etkisiyle de olsa başlayacak düşüş tersine döner, bu açık. Dolayısıyla iktidarın en istemeyeceği dövizin artması. Bunu önlemek için de ne gerekiyorsa yapılıyor ve yapılacak. Dolayısıyla döviz uzunca bir süre bu dolaylarda seyredecek. Kuşkusuz olağandışı bir gelişme yaşanmazsa...
■ Şimdiye kadar döviz tasarruf etmiş olanlar bunu görmüyor mu? Baksanıza son dört haftada bankalardaki döviz hesaplarında parite etkisi de dikkate alınmış haliyle tam 14.6 milyar dolar azalma oldu. 11 Kasım’da biten haftada 3.7 milyar, 18 Kasım haftasında 3 milyar, 25 Kasım haftasında 5.5 milyar ve 2 Aralık haftasında 2.4 milyar... Bir ayda neredeyse 15 milyar dolar! Bunun bir kısmı şirketlerin dövizi, bir kısmı vatandaşın ve vatandaş dövizini çekip tümüyle borsaya gelmedi belki ama yine de borsaya da bir pay düştü. Ve bu eğilim devam edeceğe benziyor.
■ KKM’nin cazibesi kalmadı ve çözülme başladı. (Ülke ekonomisi için çok iyi bir gelişme bu.)
■ Mevduat faizi deseniz önümüzdeki bir yılın enflasyonu bile dikkate alsanız hala büyük bir reel kayıp söz konusu.
■ Gayrimenkul almak isteyenler krediye erişemiyor. Zaten fiyatlar çok yüksek ve o piyasa biraz doygunluğa ulaşmış görünüyor.
■ Sonuçta kalıyor tek bir alan, borsa... O tek şeritli yola girmek isteyenler trafiği tıkıyor. Yola önce girmek çok önemli. Önce giren çabuk varacak, yani çok kazanacak! Bu algı yaratılıyor, çok yanlış da değil.
“Elini çabuk tut, erken ve ucuz al, senden sonra gelenler aldıkça fiyat yükselsin...”
Nereye kadar mı, işte o meçhul!
2023 NORMAL BİR YIL DEĞİL!
Borsadaki artışın nereye kadar süreceğini kestirmenin mümkün olmadığını söylüyorum ama bu mutlaka bir gün çok hızlı bir geri dönüş yaşanacağı anlamına da gelmez.
Çünkü 2023'ü sıradan bir yıl gibi göremeyiz.
Çünkü 2023'te iktidar değişecek mi ve ekonomi politikasında köklü bir değişiklik söz konusu olacak mı, bilmiyoruz.
Borsayı buralara tek şeride mahkum edilen yerli yatırımcı getirdi. Borsadaki yatırımcı sayısı rekor düzeye çıktı. Şimdiye kadar hisse senedi nedir bilmeyenler, ne yazık ki biraz da gözü kapalı bir şekilde senet aldı. Fiyatlar arttığı ve bir süre daha artacağı için şimdi herkes mutlu; kağıt üstünde herkes karlı ve kazanıyor.
Ama herkesin kafasında da şu soru var:
“Bu çıkış bir gün sona erer mi ya da ne zaman erer?”
Keşke bu sorunun somut bir yanıtı olsa! Ancak şöyle bir gerçek de var.
Bu çıkış yıllarca sürmeyecek, elbette hız kesecek ama sonrası önemli.
Bizi bir çöküş mü bekliyor, yoksa yatay sayılabilecek bir gidiş mi?
Bakarsınız belki de öyle korkulan ölçüde çöküş yaşanmayabilir.
YABANCI GELİRSE DİNGİN BİR GİDİŞAT OLABİLİR
Borsayı bu düzeye taşıyanın yerli yatırımcı olduğunu söyledim. Son birkaç haftadır yabancı girişi varsa da bu öyle yön değişimi sayılabilecek bir düzeyde değil.
Seçimi kim kazanır, bilemem. Ama borsa yatırımcısının korkulu rüya görmemesi, seçimden sonra yabancı yatırımcıyı çekebilecek bir yönetime ve bu yönetimin uygulayacağı politikalara bağlı, bu kesin.
Yabancı tekrar döndüğü takdirde hem bir talep doğacak, hem de ağırlıkla fonlar aracılığıyla gelineceği ve fonlar da öyle günlük alış yaparak hızlı fiyat dalgalanmalarına yol açmayacağı için borsa daha dengeli seyredebilir.
Ancak seçime kadar idare etmek üzere kurgulanmış mevcut para politikasında ısrar edildiği takdirde bu filmin sonu mutlu bitmeyecek.
PEKİ YENİ YATIRIMCILAR NELERE DİKKAT ETMELİ?
Borsa konusunda akıl danışılacak, önerileri dikkate alınacak çok yetkin isimler ve kuruluşlar var. Özellikle hisse senedi bazında bilgi edinmek isteyenlerin kesinlikle bu kuruluşlara başvurmaları, en azından uzun uzun araştırma yapmaları şart. Ben çok genel şeyler söyleyebilirim:
■ Sinirleriniz sağlam değilse, aldığınız hisse senedinin ilk düşüşünde panik olup zararına satış yapacak bir yapıya sahipseniz; hisse senedi alıp geceleri rahat uyuyamayacaksanız borsaya hiç yanaşmayın.
■ Vadesi olan, yani bir süre sonra kullanmanız gereken bir parayla kesinlikle hisse senedi almayın. O parayı kullanmak gerektiğinde zararına satış yapmak durumunda kalmayı kim ister.
■ Hele hele borç parayla, kredi çekerek borsaya hiç bulaşmayın.
■ Paranızı tek bir hisse senedine ya da aynı sektördeki birkaç şirkete bağlamayın; bu tümüyle yanlış değilse de iyi bir tercih değil. Senetlerinizi çeşitlendirin, yumurtaların hepsini aynı sepete koymayın.
■ Bir hisse senedinin geçmişte çok prim yapması, gelecekte de aynı performansı sergileyeceği ya da artık artmayacağı anlamına gelmez. Aynı şekilde uzun süredir artış göstermeyen bir hisse senedi için de artık artışın başlayacağı söylenemez. Geçmiş performansları dikkate alın ama tek gösterge gibi de görmeyin.
■ Bir ev aldığınızda ondan elde edeceğiniz kiranın evin parasını kaç yılda çıkaracağına bakarsınız. Hisse senedinde de başta fiyat/kazanç oranı olmak üzere bir dizi gösterge var. Bunları inceleyin.
■ Bir şirket var, yıllardır iyi performans sergiliyor, kar ediyor. Bir şirket var, çok iyi olacak deniliyor; bir bakıma ortada henüz bir şey yok, geleceğe yatırım yapın ama biraz temkinli olun. Ya o şirket çok iyi olmazsa!
■ Çoğu kişi uzun vadeli yatırımcı olduğunu söyler, böyle başlar borsaya ama aslında gözü kısa zamanda karını cebine koyup çıkmaktır. Yanlış seçim yapıp zararına satışı da göze alamayıp gönülsüz uzun vadeli yatırımcı olmak zorunda kalmayın.
■ Ticaretin değişmez kurallarındandır; genellikle satarken değil alırken kazanılır, bunu da göz önünde bulundurun.
■ Bir ya da birkaç hisse senedinde karar kılamıyor ve riski olabildiğince dağıtmak mı istiyorsunuz, Tefas sistemine girip sayısız fon arasından da seçim yapabilirsiniz.