Almanya’dan 5 yıl önce aldıkları mobilya markası İçin kolları sıvadılar
Çocuk ve genç odası ile mobilya sektöründe kendine farklı bir alan açan Çilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Çilek, kardeşi Muharrem Çilek ve ailenin ikinci kuşağı ile 5 yıl önce durum değerlendirmesi yaptı:
- 60 ülkede mağazalarımız, satış noktalarımız var ama yine de Çilek’i henüz dünya markası yapabilmiş değiliz. Avrupa ülkelerinde bize uyabilecek bir marka bakmak iyi fikir olabilir.
Bu kararla birlikte Fransa ve İtalya’da marka arayışları başladı, derken Almanya’da Çilek’ten 100 yıl daha eski, yani köklü bir markanın genç odası tarafının satışa çıktığı saptandı.
Şu strateji doğrultusunda 30 taliplinin yarıştığı ihaleye girildi:
- İnegöl’de fabrikamız var. Yani, Almanya’da üretim yapmaya ihtiyacımız yok. Fabrika hariç markayı almak bize yeter.
İhaleden birkaç ay sonra Muzaffer Çilek’e ihaleyle mesaj ulaştı:
- 8 taliplinin katılmasını beklediğimiz yeni bir ihale turu daha yapacağız. Sizi de bekliyoruz.
Muzaffer Çilek, düşüncesini açtı:
- Fabrika hariç olursa biz ihaleye gireriz.
Almanya’dan şu yanıt verildi:
- Devlet bu markanın yok olmasını, işlerin durmasını istemiyor. O nedenle yeniden ihale açıyoruz.
Çilek Holding, Çinli ve Polonyalı rakiplerin de katıldığı ihaleye girdi. İhale şöyle sonuçlandı:
37 alt markadan bazılarını ihalede Çilek Holding kazandı…
Muzaffer Çilek, Almanya’dan marka alımı konusunu 20 yıllık Yunanistan distribütörü Petros Matiadis’le Atina’daki mağazada sohbet ederken açtı:
- Çilek Mobilya’dan 100 yıl daha eski, köklü markayı aldıktan sonra COVID-19 pandemisi bütün dünyayı sardı. Ardından Almanya başlat olmak üzere durgunluk gündeme geldi. Biz de markaya yeniden ivme kazandırma konusunu beklemeye aldık.
Almanya’da mobilya kenti olarak bilinen bölgede söz konusu markadan ofis de aldıklarını vurguladı:
- Artık Almanya’daki markaya yeniden ivme kazandırmanın zamanı geliyor. Ofise Alman tasarımcılar aldık. Onlar yeni tasarımlar üzerinde çalışmaya başlıyorlar.
Markayla yakalayacakları sinerjiye işaret etti:
- Çilek, çocuk ve genç odası markası. 18 yaşında bizim markanın mobilyalarının kullanımı genelde bitiyor. Almanya’dan aldığımız marka 18 yaş üstü gençlere hitap ediyor. Yani, Çilek’i tamamlayan yanı da var.
Bu noktada Almanya pazarında Çilek’in durumunu sordum, yanıtladı:
- Almanya’da 10 civarında Çilek mağazası vardı. Krizde biraz küçülme yaşandı.
Türkiye-Almanya İş Konseyi önceki Başkanlarından Steven Young, başkanlığı döneminde sık sık Almanya’dan şirket, marka satın alınması fırsatları konusuna dikkati çekiyordu:
- Almanya’da birçok aile şirketini sürdürebilecek aile ferdi pek kalmadı. O nedenle Almanya’da hemen her sektörde satışa konu olan birçok şirket var. Türk iş insanlarının Almanya’daki şirketlerle satın alma amaçlı ilgilenmelerini tavsiye ediyorum.
Muzaffer Çilek’ten Almanya’dan genç mobilyası markası satın almalarının öyküsünü dinlerken 2004 yılı başlarını, Arçelik’in iflas masasından Grundig markasını satın aldığı günleri anımsadım.
Çilek Holding’in attığı adım, Almanya’da şirket ve marka satın alma fırsatlarının değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor…
Kamyon endeksi ekonomik aktivitenin yüksekliğini gösteriyor
Hakan Güldağ, Servet Yıldırım, Abdurrahman Yıldırım, Şeref Oğuz ve Mete Belovacıklı ile birlikte buluştuğumuz MAN Ticari Araçlar CEO’su Tuncay Bekiroğlu, son yıllarda her buluşmada yaptığı gibi “kamyoncu endeksi” adını verdiğimiz tabloyu açtı:
- Türkiye’de 2021 yılında 27 bin adet 12 ton ve üstü kamyon satıldı.
- 2022’de bu rakam 33 bin 500’e çıktı.
- 2023’te kamyon satışları 39 bine kadar yükseldi.
- Bu yılın 34 bin adet kamyon satışı ile noktalanmasını bekliyoruz.
Bekiroğlu, tabloyu şöyle yorumladı:
- Aslında açıklanan büyüme rakamlarına paralel bir seyir var…
Şu noktanın altını çizdi:
- Son 4 yıllık kamyon satışları, 10 yıllık ortalamanın üzerinde görünüyor. Kamyon endeksi, ekonomik aktivitenin hâlâ yüksekliğine işaret ediyor.
Ardından ekledi:
- Ancak, 2024’ün ikinci yarısından itibaren yavaşlama görülüyor. Zaten büyüme rakamları da buna işaret ediyor.
Tuncay Bekiroğlu’nun 2025 beklentisini merak ettik, paylaştı:
- 2025’te 28 bin kamyon satışı olabilecek gibi görünüyor…
Bekiroğlu, kamyon endeksi sonrası otobüse geçti:
- Ankara’daki otobüs fabrikamızın 2025 yılında üreteceği otobüslerin tamamının şimdiden satıldığı görülüyor… Otobüs satışlarındaki hareketlilik yüzde 90’ı aşan ihracattan kaynaklanıyor.
28 bin adet kamyon satışı tahmini, 2025’te ekonominin yavaş da olsa, refah yaratmasa da büyüyeceğini ortaya koyuyor…
Merak etme kardeşim ben deklanşöre bir kere basarım, fotoğraf tamamdır
1981 yılı sonları-1984 yılı ilk ayları arası Tercüman Gazetesi istihbarat servisinde muhabir olarak çalıştığım günler…
Bir gün İstihbarat Şefimiz Bekir Aydın, önemli haber takibi için beni görevlendirirken fotoğraf ustası Tancan Baltalı’ya seslendi:
- Tancan Abi, sen de Vahap’la birlikte git. Fotoğrafı sen çekersin…
Takip ettiğimiz haberin fotoğraflarını meslek büyüğüm, usta foto muhabiri Tancan Baltalı çekeceği için içim rahattı. Ancak, habere konuş yere gittiğimizde içimdeki rahatlık tedirginliğe dönüştü. Çünkü, Tancan Abi tek kare fotoğraf çekmekle yetinmişti.
Tancan Abi’ye rica etmeye çalıştım:
- Abi, hazır daha vakit varken bir-iki kare daha fotoğraf çeksen. Ne olur, ne olmaz…
Sert bir tavırla yanıt verdi:
- Kardeşim ben en önemli haber de olsa deklanşöre bir kere basarım. Kullandığımız dianın fiyatını biliyor musun? Yazık, günah… Diayı ziyan edemem ben.
Kendimi tutamadım, şansımı bir kere daha denedim:
- Abi, ya o tek kare çıkmazsa?
Daha da sertleşti:
- Ben ne yaptığımı biliyorum kardeşim.
Gazeteye döndüm, konuyu istihbarat servisindeki arkadaşlara anlattım, hemen hepsi aynı şeyi söyledi:
- Tancan Abimiz öyledir. Aynı yerde deklanşöre iki kez bastığına şahit olmadık. Yalnız merak etme, fotoğraf mutlaka iyi çıkar…
Tancan Abi’nin o gün çektiği fotoğraf da istihbarattaki arkadaşların dediği gibi gayet iyiydi…
Sonrasında duruma alıştım, Tancan Abi ile haber takibine gittiğimizde fotoğraf konusunda sesimi çıkarmaz oldum.
Tancan Abi’yi en son 15-20 gün önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne (TGC) uğradığında gördüm. Tercüman Gazetesi’ndeki eski çalışma arkadaşlarımızdan, meslek büyüğüm Şevket Uygun’la sohbet ediyordu.
Geçen hafta Tancan Abi’nin vefat haberini alınca Tercüman Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız günler aklıma geldi, sesi kulağımda yankılandı:
- Merak etme kardeşim, ben deklanşöre bir kere basarım, fotoğraf garanti tamamdır…
Tancan Abi’ye Allah’tan rahmet diliyorum..
Mekanın cennet olsun Tancan Abi…