Alınıp satılan biziz ama söz hakkımız yok
BORSAYA Kote Ortaklık Yöneticileri Derneği (KOTEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Erkarakaş, Başkan Vekili İlhami Koç, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Ergin Şahin, Ayhan Yavrucu, Serdar Eser, Sevdil Yıldırım, Kadri Samsunlu ve Mehmet Nane ile buluştuk.
Hakan Güldağ ve Servet Yıldırım’ın da katıldığı buluşmada Şeref Oğuz, klasik sohbete başlama sorusunu ortaya attı:
- Biz niye toplandık.
Nalan Erkarakaş, yanıta KOTEDER’i anlatmaya başlayarak girdi:
- Hisseleri Borsada işlem gören şirketleri temsil eden derneğiz. Aslında halka açık şirketleri temsil eden tek dernek konumundayız. 2002’de kuruldu. Ben ve yönetim kurulundaki arkadaşlarım yönetime 2013’te seçildik.
Mehmet Nane araya girdi:
- Halka açılmaların kurumsallaşmasını istiyoruz. Borsa “oynama” değil, “yatırım” yapma yeridir. Şirketler için şeffaflaşma alanıdır.
Nalan Erkarakaş sürdürdü:
- Biz dernek olarak sermaye piyasalarını savunuyoruz. Nitelikli halka açılmalar olması gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz.
Sevdil Yıldırım, ekledi:
- Bazı kötü örnekler sermaye piyasaları algısını bozuyor.
Serdar Eser, son dönemlerde halka arzların arttığına işaret etti,Erkarakaş halka arzların öneminin altını çizdi:
- Sanayinin gelişmesi için sermayeye ihtiyaç var. Halka arzlar, ihtiyaç duyulan kaynak alanlarından biri. Halka arzların Türkiye’ye katma değer yaratan etki oluşturması önem taşıyor.
Sevdil Yıldırım, halka açık şirketler penceresinden şu konuyu anımsattı:
- Dünyanın çeşitli ülkelerindeki borsalarda halka açık şirketlerin temsilcileri yönetimde yer alır. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), geçmişte bu konuda bir düzenleme yapmıştı.
Erkarakaş, Borsa İstanbul’a dikkat çekti:
- Borsa İstanbul yönetiminde halka açık şirketlerin temsilcisi yok. Bu eksikliğin giderilmesi için Borsa İstanbul yönetimine halka açık şirketleri temsilen bir kişinin girmesinde yarar görüyoruz.
Ayhan Yavrucu, konuyu şu mesajla ortaya koydu:
- Alınıp satılan biziz, yani bizim yönettiğimiz şirketlerin hisseleri ama Borsa İstanbul’da söz hakkımız yok.
Mehmet Nane, mesajı perçinledi:
- Sektörün bir tarafının dışarıda kalmaması gerekiyor.
Halka arzlar artıp, hisseleri işlem gören şirketlerin sayısı yükselirken, yatırımcı sayısı 3.5 milyona ulaşırken, KOTEDER Borsa İstanbul yönetiminde gördüğü “eksikliğe” işaret ediyor.
Bu durumu en çarpıcı şekilde Ayhan Yavrucu’nun mesajı ortaya koyuyor:
- Alınıp satılan biziz ama söz hakkımız yok…
Borsa İstanbul yönetiminde KOTEDER’e, halka açık şirketlerin bir temsilcisine yer açılır mı?
Halka açılan şirket global piyasalarda ‘ortak dil’e sahip olur
BORSAYA Kote Ortaklık Yöneticileri Derneği (KOTEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Erkarakaş, halka arzla ilgili şu noktanın altını çizdi:
- Halka açık şirket olmak, global piyasalarda “ortak dil konuşan” şirketler arasına katılmak demektir.
KOTEDER’in temel amacı üzerinde durdu:
- Temel amacımız hisseleri Borsa’da işlem gören halka açık şirketler ile halka açılmayı planlayan şirketlerin düzenleyici kurumlar ve diğer paydaşları arasında bu ortak dilin yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacak “iletişim köprüsü” olabilmektir.
Öncelikli hedeflerini paylaştı:
- Şirketlerimizin hisselerini halka arz ederek sermaye piyasaları yoluyla en uygun maliyetlerle finansman sağlamaları konusunda farkındalık yaratmaktır.
Hafta sonu Demet var, hafta arası yok
DEMET Akbağ, tiyatro eğitimine başlamadan önce, çocukluk döneminde aile çevresinin desteği ile Gazanfer Özcan’a ulaşma fırsatı yakaladı, Şişli’deki tiyatronun yolunu tuttu.
Gazanfer Özcan, o günlerde ekibiyle birlikte yeni sezonda sahneye koyacakları oyunun provalarını yapıyordu. Demek Akbağ’a provaları izleme şansı tanıdı:
- Geç şurada otur, bizi izle…
Akbağ, bir hafta kadar provaları izledi. Sonunda Gazanfer Özcan, Akbağ’ı yanına çağırdı:
- Seni provalarda bir deneyelim bakalım…
Akbağ, cesaretini topladı, kafasında kendine çizdiği rolü aktardı:
- Efendim, oyunda otel hizmetlisi rolü oynayabilirim.
Özcan, kaşlarını çattı:
- Çocuğa bak, oturmuş kendine bir rol yazmış, oyunumuza eklemiş. Madem öyle geç sahneye görelim bakalım.
Demet Akbağ, böylelikle 40 yıl önce Gazanfer Özcan’ın yazdığı oyunda aldığı tek sahne, 3 kelimelik rolle tiyatroya adım attı.
Tam sezon başlarken Demet Akbağ ağlayarak Gazanfer Özcan’ın yanına gitti:
- Hocam, tam hayalim gerçek oldu derken büyük bir sorun çıktı. Evim Bostancı tarafında. Kadronuzda Anadolu yakasında oturan kimse yok. Gece oyun bitiminde tek başıma eve dönebilmem çok zor olacak. Zaten annem de izin vermiyor.
Gazanfer Özcan düşündü, formülü buldu:
- Madem öyle, sen sadece cumartesi-pazar günleri kadromuza katıl. Hafta sonu gündüz sahne alıyoruz. Cumartesi-pazar oyunumuz “Demet”li, hafta arası “Demet”siz olur.
Demet Akbağ, sahneye daha fazla çıkabilmek için hafta arası tanıdıklarına bilet aldırmaya, gece eve dönüşünü o şekilde çözmeye çalışır oldu.
Bu durum birkaç kez tekrarlanınca Gazanfer Özcan şaka yollu fırçayı bastı:
- Kızım bari bana hafta arası geleceğin günü önceden bildir de ona göre replik yazayım.
Demet Akbağ, 40 yıl önce tiyatroya ilk adım atış öyküsünü “İstanbul Komedi Festivali” kapsamında Taksim’deki Sofitel Hotel’de sahneye çıktığında izleyiciyle paylaştı.
Tuna Ofis Yönetim Kurulu Başkanı Turan Tuna, Başkan Yardımcısı Nuri Tuna, Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Tuna Gülsoy, gruba ait Sofitel Hotel’deki “Bir Demet Muhabbet” özel gösteriminde konuklarını ağırladı.
Demet Akbağ, sahnedeki 40 yılını, renkli anılarla “Bir Demet Muhabbet” formatında özetledi…